"أحضرتني" - Traduction Arabe en Turc

• getirdin
• getirdi
• çağırdın
• getirdiniz
• getirdiğini
• getirmişti
• getirip
• getirdiğin
• getirdiğine
• buralara
• çağırdığını

Bana kıytırık davalar veriyorsun! Beni buraya bunun için mi getirdin?
تجعلنى أتعامل بقضية تافهة أحضرتني إلى هنا من أجل هذا ؟

Beni buraya açıklanamayan bir ölümü araştırma bahanesiyle getirdin.
لقد أحضرتني هنا تحت ضغط التحقيق في موت غير مفسر.

Dur bakalım. Beni bir deney için mi buraya getirdin? Denise, bekle, lütfen.
انتظر دقيقة هل أحضرتني الى هنا من أجل تجربة ؟

Ailem zorladığı için ablam beni de getirdi.
أختي أحضرتني هنا لأن والداي أجبراها على ذلك

İnancın seni kızdırdığını söylemek için mi çağırdın?
أحضرتني هنا فقط لتتبجح لأن الإيمان يضايقكظ؟

Neden beni bu karanlık, kasvetli yere getirdiniz?
لماذا أحضرتني لهذا المكان المظلم الكئيب؟

Beni bu adaya çok önemli bir şey için getirdiğini söylemiştin.
لقد أخبرتني أنك أحضرتني هنا إلى الجزيرة للقيام بأمر مهم جداً.

Bir yere kendim gidemeyeceksem beni neden buraya getirdin?
لما أحضرتني هنا إن لم يكن بأمكاني الذهاب لأي مكان وحدي؟

Çünkü beni buraya sen getirdin ben istemedim, ama geldim işte.
لأنك أحضرتني هنا يا صديقي و لم أكن أريد أن آتي حقاً لكنني هنا الآن

Yani beni buraya ürünü onaylamam için getirdin.
إذاً أحضرتني هنا لتعطيني إدراكاً للمنتوج

Ne yani, beni buraya bunu söylemek için mi getirdin?
هل أحضرتني هنا لتخبرني بأنه يمكنني قيادة هذا؟

Yani beni bir takım deli zırvası için mi çıkarıp buraya getirdin?
أذن أحضرتني إلى هنا لنوع من الأفعال القذرة

Bekle, yani sen polisten kaçıyorsun, neredeyse beni öldürüyordun, neden beni buraya getirdin, işini mi bitireceksin?
انتظري، إذا أنتي هاربة من الشرطة، لقد كدتِ تقتلينني، وأنت، أنت، ماذا، أحضرتني إلى هنا لتنهي عملكِ؟

Beni buraya boş duvara bakmaya mı getirdin?
أحضرتني الى هُنا لكي أنظرُ الى جدارُ فارغُ

Beni kukla yapmak için mi buraya getirdin?
هل أحضرتني إلى هنا لكي أكون دمية مستهدفة؟

Seninle buluşmamı istedin, beni dünyanın en yüksek yerine getirdin.
طلبت مني مقابلتك ثم أحضرتني هنا إلى قمّة العالم

Beni bu yere getirdi. Bana hayatımı geri verdi.
لقد أحضرتني لهذا المكان، وأعادت لي حياتي

Evet, ve bu fantezi çizmeler gelecekten bana getirdi.
أجل ، و هذه الجزمة الرائعة أحضرتني من المستقبل

Beni buraya özel hayatımı konuşmak için mi çağırdın gerçekten?
هل أحضرتني هنا فعلاً كي تتحدث عن حياتي الخاصة؟

Yani, beni buraya bir arkadaşımı aradığım için mi getirdiniz?
إذا، أحضرتني إلى هنا لأنني قمت بإجراء مكالمات لصديق؟

Beni buraya, öldürmek için getirdiğini sanmıştım.
عندما أحضرتني إلي هنا ظننت بأن كان لتقتلني

Çok zayıflamıştı. O otobüs durağında ben de vardım, değil mi? Beni de yanında getirmişti, değil mi?
كنت معها عندما أخذتها من محطة الباص، صحيح؟ لقد أحضرتني معها ، صحيح؟ لا ، لقد حضرت لوحدها، عزيزتي

Beni buraya getirip canlı hedef olarak kullandığına inanamıyorum.
لا أقدر على تصديق أنك أحضرتني هنا وتستخدمني كهدف متحرك ما العصب؟

Olsa pisliği temizlemek için beni eve getirdiğin için teşekkürler.
مع ذلك شكراً لأنك أحضرتني . إلى المنزل لأنظف الفوضى

Beni adamı döverek zorla konuşturduğunu izletmek için getirdiğine inanmıyorum.
يصعب علي تصديق أنك أحضرتني هنا كي أراك تستجوبه بعنف

Annem, nörologun biri kafama baktırmam gerektiğini söyledi diye beni buralara sürükledi.
,أحضرتني أمي إلى هنا ,لأن طبيب أعصاب أخبرها أني بحاجة لفحص للدماغ

Beni buraya, meyve fırlattığın en son görüşmemizin bir özrü olarak çağırdığını sanıyordum.
اعتقدت أنك أحضرتني هنا لتعتذر لي عن رميك للفواكه عليّ في المرة الماضية