Artık hiç sahip olamayacağım ve teptiğim bir sürü fırsat oldu. | Open Subtitles | و هنالك أشياء من المحتمل من أنني لن أحظى بها الآن |
Hiç sahip olmadığım çocuğum için yas tutmak zorunda değilim. | Open Subtitles | لا يتوجب علي أن أحزن على طفلٍ لم أحظى به |
Sana söylemek istediğim bir şey vardı ama imkân olmadı. | Open Subtitles | هناك شيء أردت أن أقوله لك ولكني لم أحظى بالفرصة |
Son birkaç yıldır, ciddi bir ilişkim olsun diye olabildiğince çabalıyorum. | Open Subtitles | في السنتين الأخيرتين كنت أحاول بجدية أن أحظى بعلاقة ذات معنى |
Vay canına. Hiç uyuşturucu kullanmayan arkadaşım olmamıştı. | Open Subtitles | أنت يا شباب، لم أحظى أبداً بأصدقاء مُستقيمين من قبل |
- İn oradan, hadi. - Sadece iyi vakit geçiriyorum. | Open Subtitles | ـ أنزلي من عندكِ ـ أنّي فقط أحظى بوقت رائع |
Bir bardak su alabilir miyim, lütfen? | Open Subtitles | أيُمكنني أن أحظى بكأس من الماء، من فضلكِ؟ |
Hiç beklenmedik bir şeydi. Hiç evlenmedim. Çocuk sahibi olmaktan vazgeçmiştim. | Open Subtitles | لم أتوقع الحمل يوماً، لم أتزوج فقدت الأمل أن أحظى بأطفال |
Uzun zamandır bir sevgilim yok ama umarım yakında o kişiyi bulurum ve evlenip sizinki gibi bir bağa sahip olurum. | Open Subtitles | أتعلمان , لم أحظى بحبيبة منذ فترة , لكنني آمل قريباً أن أسلك ذلك المنعطف و أستقر و أرتبط كما فعلتما |
Diğer insanlara göre daha az özel hayata sahip olmaktan hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أحظى بخصوصية أقل من التي ينالها بقية الناس |
Diğer insanlara göre daha az özel hayata sahip olmaktan hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أحظى بخصوصية أقل من التي ينالها بقية الناس |
Bugün hiçbir şeye zamanım olmadı. Bugün yemekte ne yedim biliyor musun? | Open Subtitles | لم أحظى بلحظة لفعل أيّ شيء أتعرف ماذا تناولت على الغداء اليوم؟ |
Her gün ardımdan sıradan hizmetlilerin temizlediği... koridorlardan aşağı yürüyorum, ancak isimlerini onurlandıracak terbiyem asla olmadı. | TED | أتمشى في الممرات التي تصبح نظيفة بعد مروري بواسطة البوابين التقليديين ولكن لم أحظى بشيمة ذكر أسمائهم من قبل |
Hiç kötü düşüncem olmadı. Yemin ederim. Dün ölmüş olsaydım temiz olacaktım. | Open Subtitles | لم أحظى بأفكار سيئة أبدا، أقسم بالله بأنني لم يكن عندي أفكار سيئة أبدا |
Buralara rahatım yerinde olsun diye gelmedim. Ben mühendisim. | Open Subtitles | إنني لم آتي كل هذه المسافة من الإسطول كي أحظى بوقت طيب.إنني مهندس |
İyi bir koleje girip başarılı bir hayatım olsun istiyorum. | Open Subtitles | اريد الذهاب لكلية جيدة حتى أحظى بحياة منتجة |
Cindy, şu arkadaşlık olayını düşünüyordum da bana bu kadar ilgi gösteren arkadaşım hiç olmamıştı. | Open Subtitles | كنت أفكر فى صداقتنا لم أحظى قط بصديق يحبنى مثلك |
Belki kötü bir gün geçiriyorum. Bu programına uyuyor mu? | Open Subtitles | ربما أحظى بيوم سيء هل يمكنك وضعه ضمن جدولك ؟ |
İşte geldi. Pekala, bir dakikanızı alabilir miyim? | Open Subtitles | ها هي ذي, حسناً، هل لي بأن أحظى باهتمامكم لبعض الوقت |
Bak, sorun şu ki eğer bir gün çocuk sahibi olacaksam önce bir hayatım olmalı. | Open Subtitles | إذا كنت سأجلب أطفالاً يجب أن أحظى بحياة أولاً |
Harika bir cerrah olmayı ve bir hayatım olmasını becerebilir miyim? | Open Subtitles | هل من الممكن أن أكون جرّاحة عظيمة و أحظى بحياة خاصة؟ |
Başarı ve tanınmışlık elde ediyordum ve dörtten fazla prizi olan bir eve taşındım. | TED | كنت أحظى بالتوفيق والتقدير وانتقلت لشقةٍ تحوي أكثر من أربعة منافذ. |
Eh, bir anın bile sakin geçmiyor. Bana bir şans daha ver, seninle sakin zamanlar geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | هيي، أعطيني فرصة أخري هنا أريد أن أحظى بدقائق مملة معكِ |
Bir bakıcının gece beni beklemesi için biraz büyüğüm sanırım. | Open Subtitles | انا كبير فى العمر لكى أحظى بمربية تكون فى إنتظاري. |
Eğer matematikten kalırsam, senin hep bahsettiğin gibi iyi bir işe girme ve yılmadan çalışacağım mutlu bir hayatımın olması şansı biter. | Open Subtitles | إذا فشلتُ في الحساب لن يمكنني أن أحظى بوظيفة مرموقة وحياة سعيدة من العمل الشاق كما تخبرني دائماً |
Dediğim şey, vücudum bebek istediğimi düşünmemi sağlıyor. Ama vücudum Benim patronum değil. | Open Subtitles | لا، في الحقيقة قلت أن جسدي يحاول أن يجعلني أفكر بأن أحظى بطفل |
Belediye sarayına gitmezsem, kötü şansım olmayacak zannettim. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أني إذا ابتعدت عن قاعة البلدية لن أحظى بالحظ السئ الذي كان لدي المرة السابقة |
Bildiğim tek şey bu yıl hiç bir büyük çıkışım olmayacak. | Open Subtitles | ما أعرفه أنّي لن أحظى بأيّ إصدار ألبوم كبير هذا العام. |