Hayır, Debra'ya geri ödemesi gerekmediğini söyledim. O da aileden. | Open Subtitles | أخبرتُ ديبرا هي ما كَانَ عِنْدَها لإنتِقام منني، هي عائليةُ. |
Brass'a onlara ihtiyacım olduğunu söyledim ama daha hiçbir şey göndermedi. | Open Subtitles | أخبرتُ براس بأنّني إحتجتُهم؛ هو مَا أرسلَني أيّ شئَ لحد الآن. |
Polislere hayatımı kurtardığını söyledim ve bana çılgınmışım gibi baktılar. | Open Subtitles | أخبرتُ الشرطة إنك أنقذتني وهم فقط تعاملو معي كأني مجنونة |
Dr Riley'e onu uzak tutmasını özellikle söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتُ الدّكتورَ رايلي بشكل مُحدّد لتَعليقه |
Gianni'ye onu götüreceğimi söyledim ve onu götüreceğim. | Open Subtitles | أخبرتُ جياني أنا كُنْتُ سَيَأْخذُه، وسَ خُذْه. |
Geçen yaz Duke'a anlattım. Uyku tulumunu ıslattı. | Open Subtitles | أخبرتُ ذلك إلى الدوقِ الصيف الماضي وهو بلّلَ كيسَ نومه. |
Vay Be yetkililerine ürünlerine destek veremeyeceğimi söylediğim için çok memnunum. | Open Subtitles | أَنا مسرورة جداً أخبرتُ الناس عن عطري الباهر إني لا أحبذه |
Ama babama o gece evde olacağım dedim. | Open Subtitles | أخبرتُ أَبّاً بأنّني كُنْتُ سأَبْقى في البيت. |
Hayır, onu öldürdüğümü söyledim ki öldürdüm. Ustaya, adamı nerede bulacağını söyledim. | Open Subtitles | كلاّ، قلتُ أنني قتلته، وهو ما فعلتُه أخبرتُ السيّد بمكان إيجاد الرجل |
Aslında ben ilgileneceğim. Belediye Başkanı'na bu dosyayı benim yürüteceğimi söyledim. | Open Subtitles | في الواقع، أنا الممسكة بها، أخبرتُ المحافظ بأنّي سأرأس هذه القضيّة |
Evet, çocuklara daha önce benim için bazı işler yaptığını söyledim. | Open Subtitles | حسنًا، أخبرتُ هؤلاء الرجال أنك قمت ببعض العمل لي من قبل. |
O orospu çocuğuna, benimle bir daha konuşmaya çalışırsa boğazını keseceğimi söyledim. | Open Subtitles | أخبرتُ ذلك الساقط أنّي سأنحر حلقه لو حاول التحدّث معي مرّة أخرى. |
Bakın, onun tanık olduğunu söyledim ama, ...çocuğu bulan kişi o. | Open Subtitles | اسمع، لقد أخبرتُ بإنه الشاهد، إنه هو من عثر على الفتى. |
Blaisdell'e sabah şehirden gitmesini söyledim. | Open Subtitles | أخبرتُ بليسديل أَنْ يَخْرجَ من البلدةِ بحلول الصباح. |
Cumartesi sabahı alışılmadık birşey görüp görmediğimi sordu, ve ben görmediğimi söyledim. | Open Subtitles | أرادَ المعْرِفة إذا رَأيتُ أيّ شئَ صباح السّبت، أيّ شئ غير عادي، وأنا أخبرتُ بأنّ ه لَمْ. |
- Girmemeni söylemiştim! - Kimseye zarar vermek istemiyoruz. | Open Subtitles | ـ أخبرتُ بأنّك أَنْ لا تأتي إلى هُنا ـ نحن لا نُريدُ إذاء أي منكم |
Dahası, anneme eve erken döneceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | كما أننى أخبرتُ أمى أننى سأعود إلى البيت مبكراً |
-Rory'ye beni gammazlamamasını söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتُ روري أَنْ لاتخبرك عن ذلك أنا لا أصدق أنها تخوننى |
Anneme, babama ve en iyi arkadaşım Jenny'ye anlattım. | Open Subtitles | أخبرتُ أمَّي وأَبَّي وصديقي الأفضل جيني. |
Karınıza söylediğim gibi, bu Pilgrim'e bağlı. | Open Subtitles | كما أخبرتُ زوجتَكَ الكل يتعلق في بيلغريم |
Anneme aşağıda buluşuruz, dedim. | Open Subtitles | روز. أخبرتُ أمَّي لمُقَابَلَتي في الطابق السفلي. |
Ama kardeşinize de dediğim gibi, kalmam için bir sebep yok. | Open Subtitles | لكن يَحْبُّ أنا أخبرتُ أَخَّاكَ، هناك ببساطة لا سببَ لي للبَقاء |
Telefonda "Korna çalmayın" demiştim. | Open Subtitles | هيي، أخبرتُ الرجلَ اللي على التليفون، ماتكاكيش |
Eğer babama hamile olduğumu söylersem, beni öldürür. | Open Subtitles | لكنّني لو أخبرتُ والدي أنّني حامل، فسيقتلني |
Polise anlattığım gibi, saat 14:30 ile 17:00 arasında toplantımız vardı. | Open Subtitles | مثل أنا أخبرتُ الشرطةَ، قابلنَا ذلك اليومِ بين 2: 30 و5: 00. |
Kızıl Haç tarafından... ..bahçemize gömüldüğü söylendi. | Open Subtitles | لقد أخبرتُ من قبل الصليب الأحمر أنّه دُفن بحديقتنا. |
O hikâyeyi güvendiğim için anlatmıştım, maksadım asla kitaba dökülmesi değildi. | Open Subtitles | أخبرتُ بأنّ القصّةِ بسرية. lt ما كَانَ أبداً عَنى لِكي يَكُونَ في الطبعةِ. |
Hindistan'daki akrabalarıma sıtma hakkında bir kitap yazdığımı söylediğimde bana sanki siğil kadar basit bir şeyle ilgili bir kitap yazıyormuşum gibi baktılar. | TED | فعندما أخبرتُ أقاربي في الهند أنني بصدد تأليف كتابٍ عن الملاريا كنتُ في نظرهم كمن يؤلف كتابًا عن الثآليل |