| Sana bunu vermek istemiştim, daha sonra bir yerlere gidersiniz, diye. | Open Subtitles | أردت أن أعطيك هذا لتستطيع الخروج إلى مكان آخر بعد ذلك |
| Yalnızca, geçen gün sana taş attığım için özür dilemek istemiştim. | Open Subtitles | حسناً، فقط أردت أن اعتذر عن قذفي الصخور عليك ذاك اليوم |
| Hiç alamadığın o ünvanı gerçekten istedin. Bunu Sadece para için yapmıyorsun. | Open Subtitles | لقد أردت حقاً هذا المنصب أنت لا تفعل هذا من أجل المال |
| Craig Venter'a hep sormak istemişimdir: Bir insanın vücuduna sentetik bir kromozom yerleştirip istediğimiz zaman kendimizi yinelememiz mümkün olur mu diye. | TED | أردت أن أسأل كريغ فينتر إن كان من الممكن إدراج كروموسوم إصطناعي في إنسان بحيث يمكننا أن نستنسخ أنفسنا إن أردنا ذلك. |
| - Bu popomu tekmelemek istediğin ayakkabı değil mi? - Hayır. | Open Subtitles | ألَيس هذا هو الحذاءِ الذى أردت أن أضعه على مؤخرتى ؟ |
| Sana bir şey vermek istiyordum ve bu fotoğrafı istediğini biliyorum.. | Open Subtitles | أردت أن أمنحك شيئاً تتذكرني به. وأعلم أنك أردت هذه الصورة، |
| Bir yere gitmek istiyorsun, konuşmaya başlasan iyi olur. Ne geçmişi? | Open Subtitles | إن أردت الذهاب للمكان فعليكَ البدء بالتحدّث أي تاريخ مشترك ؟ |
| Yeter, kendi kendine konuşan kız. Ben Sadece yumurtanı sormak istemiştim. | Open Subtitles | حسناً , فتاه مناجاة النفس أنا فقط أردت السؤال عن بيضك |
| Bütün o kart olayını affettirmek için sana harika bir hediye almak istemiştim. | Open Subtitles | أردت أن أحصل لكِ على هدية رائعة لعيد ملادكِ لأتخطى تلك البطاقات المعتادة |
| Hep oraya gitmek istemiştim. Ve şimdi bir nedenim var. | Open Subtitles | أردت دائما سببا للذهاب الى هناك, والأن انا لدى واحدا. |
| Gerçeği öğrenmek istedin ve sonuçlarının getireceği acıya kendini hazırladın. | Open Subtitles | لقد أردت أن تعثري على الحقيقة، وكنت مستعدة لتحمل العواقب |
| Her zaman bizim arkadaşımız olmak istedin ama çok kıskançtın. | Open Subtitles | أردت دائما أن تكون صديقنا، لكن كنت غيورة جدا لمعالجته |
| Benden Sadece dükkânda ne haberler olduğunu mu duymak istedin? | Open Subtitles | أردت مني أن أقول لك ما هو الجديد في المحل,لذلك |
| Hep bir cerrah olmak istemişimdir ama heyet bana izin vermedi. | Open Subtitles | أردت دائماً أن أكون جراحاً و لكن السلطات لم تسمح لي |
| Sadece kazanmak istediğin için değil kaybetmeyi kesinlikle kabul etmediğin için. | Open Subtitles | ليس فقط أنك أردت الفوز ذلك بأنك رفضت بالتأكيد أن تفشلي |
| Minik bir kuş, kolunu koparıp bana atmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني عصفورة صغيرة أنك أردت إنتزاع زراعك و إلقائه عليٌ |
| Dee, ilk önce öldürmek istedin, şimdi de bara getirmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | ديي، أولاً أنت أردت قتله.. والآن تريدين أن تعودي به الى الحانه |
| Savaş istiyordun, al sana savaş. Umarım ilk öldürülen sen olursun. | Open Subtitles | لقد أردت الحرب، وحصلت عليهـا أتمنّى بأن تكون أولّ مَن يُقتل |
| Eğer bana teklif edilmesini isteseydim, bu hiç problem olmazdı. | Open Subtitles | إذا أردت أن أطلب أحدهم للخروج, فلن أواجه أيّة مشكلة. |
| Eninde sonunda öğreneceğim ama beni tam olarak neden görmek istediniz? | Open Subtitles | أعتقد أني سأكتشف عاجلاً أم آجلاً لكن لماذا بالتحديد أردت مقابلتي؟ |
| Peki ya makinenin Sadece kendi kendini hareket ettirmesini isteseydiniz? | TED | ولكن ماذا لو أردت فقط أن تحافظ الآلة على حركتها؟ |
| Ben de elimden gelen her şeyi yapmak için her şeyi denedim. | TED | لكنني بدوري أردت فعل ما بوسعي للمساعدة، لذلك أردت تجربة كل شيء. |
| Okul yöneticisine at üzerinde, pullu elbiseli ...bir sirk kızı olmak istediğimi söyledim. | Open Subtitles | قلت للمربية أردت أن أكون فتاه سيرك .على حصان أبيض مع فستان لماع |
| Evrenine uzaktan kumanda eden evrensel bir uzaktan kumanda istemiştin. | Open Subtitles | أنت أردت ريموت تحكم شامل ذاك الريموت يتحكم بكل شيء |
| Güzel hediyelerle dönmek isterdim ama elimde kalanların hepsi bu. | Open Subtitles | أردت أن أجلب معي هدايا أجمل، ولكن هذا كل شيء |
| Öğrenci olduğumdan beri, Gando'daki diğer çocuklara daha iyi fırsatlar sunmak istedim. | TED | عندما كنت طالب, أردت أن افتح فرص أفضل للأطفال الآخرين في غاندو |