"أريده أن" - Traduction Arabe en Turc

• istemiyorum
• istemedim
• istediğimi
• istedim
• istemem
• etmesini istiyorum
• isterim
• olmasını istiyorum
• isterdim
• isteğim
• ihtiyacım
• gitmesini istiyorum

Bir iki yıl boyunca orada durup, manzaramı kapatmasını istemiyorum.
لا أريده أن يظل أمام المنزل لسنتين حاجبا عني الرؤية

O tüm dünyadaki en iyi arkadaşlarımdan biri, ve ölmesini istemiyorum.
إنه أحد أعز أصدقائي في العالم كله ولا أريده أن يموت

Ben o, sen de Jessica olana kadar kadınıma dokunmasını istemiyorum.
لا أريده أن يلمس إمرأتي حتى أدخل جسده وأنتي تدخلين جسدها

Çünkü nerede oturduğumu bilmesini istemedim.
ـ لأنني لا أريده أن يعرف أين أقيم ـ ماذا؟ لا أريده أن يعرف أين أقيم

Ona, cesetleri buraya sakladığımı, ve bunlardan kurtulmasını istediğimi söyle.
أخبريه أننى خبأت الجثث هنا و أريده أن يتخلص منها.

İncindiğini görmek istemem ama onun da daha fazla incinmesini istemiyorum, anlıyor musun?
لا أريد أن أراكم تتأذون و لا أريده أن يتألم مرة أخرى أيضاً

İşe yaradığından emin olup karnım çıkana kadar onun öğrenmesini istemiyorum.
ولا أريده أن يعرف شيئاً حتى تنجح الأمور ويظهر الحمل عليّ

Bak, bunun bir uyarı gibi görünmesini hatta bir tehdit gibi görünmesini istemiyorum.
اسمعي، لا أريد أن يبدو كلامي كإنذار ولا أريده أن يبدو كتهديد حتماً.

Onun oralarda gizlice durup başka bir kalkışı beklemesini istemiyorum.
لا أريده أن يقبع في الظلمة هناك منتظراً رحيلًا آخر

Hayır kafayı bulmasını falan istemiyorum ama olacağı varsa olur.
كلا، لا أريده أن يثمل لكن إن حدث فليكن كذلك

Hiçbir şey bilmesini istemiyorum.
أريد أن أفاجئه لا أريده أن يعرف شيئاً عن ذلك

İğne yaptırmasını istemiyorum. Öyle insanlardan hoşlanmıyorum.
لا أريده أن يحقنه لا أحب مثل هؤلاء الناس

Onu gördüğümüzü anlamasını istemiyorum.
.لا تنظري لا أريده أن يعرف .بأننا رأيناه

Oraya ulaşmasını istemiyorum. Ulaşmazsa maden benim olur.
أنا لا أريده أن يصل إلى هناك إذا لم يصل، أنا سأَحصل على المنجم بالكامل

Mikey, içeride kal. Brand, astımı tutarsa yağmura çıkmasını istemiyorum.
ميكي، يبقى في الداخل براند، لدى أخيك الربو، أنا لا أريده أن يخرج في المطر

Senin dikkatini dağıtmasını istemedim.
أنا لم أريده أن يصرف إنتباهك لذا فقد أخذته

Boltchak'e burada kalmasını söyle. Gorili incelemek istediğimi de söyle.
أخبر بولشاك أنه سيبقى هنا أخبره أننى أريده أن يفحص الغوريلا

O yüzden bugün, yanımda bir su kabı getirdim çünkü bugünkü sohbetimizi hatırlamasını istedim.
أحضرت كوب ماء معي اليوم. لأنني أريده أن يحمل ذكريات محادثة اليوم.

Bu iyi. Uzun bir süre daha yaşayıp dans etmeye devam etmesini istiyorum.
هذا جيد , أريده أن يعيش طويلاً و يواصل الرقص

demem o ki, severdi. Onun seni sevmesini gerçekten isterim.
أعني, سوف يعجب بك أنا حقا أريده أن يعجب بك

Onun mutlu olmasını istiyorum. Başka bir otelde, başka bir arkadaş bulmasını istiyorum.
إننى أريده أن يكون سعيداً أريده أن يجد صديقة آخر فى الفندق الآخر

Eğer bir oğlum olsaydı, Beaumont gibi olmasını isterdim.
لو كان لي ابن، لكنت أريده أن يكون مثل بومون

Tek isteğim polis olmaktı.
الشيء الوحيد الذي لم أرد أريده أن أكون شرطي

Tercüme yapmak için sana ihtiyacım var.
أحتاج مترجم أنا لا أريده أن يشوّشني بالتفاصيل

Onun mezara bile, erken başlangıç yaptığımı kesin olarak bilmeden gitmesini istiyorum.
أريده أن يظل مشككاً بخصوص ذلك السباق إلى يوم مماته.