Hayatımın kalanını yağ sifonlarını temizleyerek geçirmek istediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظنين بأنني أريد أن أقضي حياتي أنظف أماكن الدهون ؟ |
Doğum günümü sizin gibi güler yüzlü insanlarla geçirmek harika. | Open Subtitles | من الرائع أن أقضي عيد ميلادي محاطًا بهذهـ الوجوه السعيدة |
Bu olduğunda ise tüm günümü duvarın içinde emekleyerek geçiriyorum. Ve bundan hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | وعندما يحدث ذلك، يجب علي أن أقضي يومي كله أزحف داخل فتحات التكييف |
Küçük beynimin içinde seni düşünerek çok fazla zaman geçiriyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنت تعرف ذلك أقضي وقتاً طويلاً داخل عقلي الصغير |
Eğer Rommel'e dayanabildiysem, Matheson ile geçireceğim o dayanılmaz akşama da katlanabilirim. | Open Subtitles | لو نَجوتُ من روميل فمن المكن أَنْ أقضي أمسية موجعة مَع ماثيسون |
Güneş parlarken ve ağaçlar muhteşem yapraklarla doluyken yazı ders çalışarak geçirmeyi planladım. | Open Subtitles | ومع شروق الشمس والأوراق الساقطة من الأشجار خططت أن أقضي الصيف في المذاكرة |
Hem vaktimi geçirmek istediğim başka bir kız var zaten. | Open Subtitles | بجانب، أظن أن هنالك فتاة تستحق أن أقضي وقتي معها |
Üzgünüm. Sadece bu şehrin dışında seninle vakit geçirmek güzel olurdu. | Open Subtitles | آسف ، من الرائع أن أقضي الوقت معك خارج هذه البلده |
Ben, büyükbabamla daha fazla zaman geçirmek istediğimi söylememiş miydim? | Open Subtitles | ألم أخبركِ أنني أريد أن أقضي وقتاً أكثر مع جدي؟ |
Kocam olmanı istiyorum. Hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تكون زوجي، أريد أن أقضي بقيّة حياتي معك. |
Hayatımın geri kalanını geçirmek istediğim kişi Los Angeles'ta yaşıyor.. | Open Subtitles | وأريد أن أقضي بقية حياتي مع يعيش في لوس أنجليس. |
Pekala, buna müteşekkirim, çünkü seninle çok iyi vakit geçiriyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا أقدّر لكَ ذلكَ. لأنّي أقضي وقتاً ممتعاً معكَ. |
Benzin istasyonlarında da çok fazla vakit geçiriyorum -- boş tren istasyonları. | TED | وكذلك، أقضي الكثير من الوقت في محطات الوقود -- محطات القطار فارغة. |
Haifa'da yaşıyorum ama bu aralar zamanımın çoğunu yurtdışında geçiriyorum. | TED | أنا أعيش في حيفا، ولكن حاليًا، أقضي معظم وقتي في الخارج. |
Tutuyorum zaten! Ve bu hiç hoşuma gitmiyor, çünkü ailemle geçireceğim zaman azalıyor. Senin defterlerini tutmak yerine ailemle olabilirdim. | Open Subtitles | سأفعل و أقدر لك ذلك علي أن أقضي وقتاً مع عائلتي و عوضاً عن هذا كنت أحاول أن أنظم دفاترك |
Tüm akşamı size bunu anlatarak geçirmeyi çok isterdim ama hayal kırıklığına uğrarsınız. | TED | أريد أن أقضي كل المساء في الخوض معكم في هذا الموضوع لكنني سأخيب ظنكم. |
Hayatımı istediğinin ne olduğunu düşünmeye çalışıp yanlış anlamaktan korkarak geçirdim. | Open Subtitles | أقضي حياتي وأنا أحاول التفكير فيما تريده وأخشى أن أسيئ الفهم |
Ve ben boş zamanımın çoğunu YouTube'a koyduğum bilim videolarını yapmaya harcıyorum. | TED | و أنا نفسي أقضي معظم وقت فراغي اعمل مثل هذه الفيديوهات العلمية و احملها على اليوتيوب. |
İntihar etmek ya da kalan günlerimi bir bar taburesinde harcamak istemedim. | Open Subtitles | لم أرد أن أنتحر أو أقضي ما تبقى من عمري وراء القضبان |
Bütün hayatımı böyle bir yerde asla geçirmem. Ölürüm daha iyi! | Open Subtitles | لن أقضي بقية حياتي بمكان كهذا أفضل الموت أوّلاً |
Kibirli bir bakış görmeden bir gün bile geçiremem ben! | Open Subtitles | أنا شخصيا لا أستطيع أن أقضي يوما دون أن أراك |
Ama hayatımı öyle olduğumu kanıtlayarak geçirmeyeceğim. | Open Subtitles | لكنني لن أقضي طوال حياتي أثبت بأنني كذلك |
İşten eve gelirim ve lobi boyunca yürürüm, ve yeterince şanslı olduğum günlerde, bu asansörde 10 saniyeyi seninle geçiririm. | Open Subtitles | أعود للمنزل من العمل وأمشي خلال هذا اللوبي وفي الأيام التي أكون فيها محظوظاً أقضي ثواني في هذا المصعد معك |
Gündüzümü, gecemi, en kötüsünün olabileceğini hayal ederek geçirdiğim göz önüne alındığında, dünya görüşümün kasvetli olması şaşırtıcı olmazdı. | TED | وحيث أنني أقضي نهاري وليلي في تخيّل أسوأ ما قد يحدث، فليس من الغريب أن تكون نظرتي للعالم سوداويّة. |
Cambridge'de, evimden binlerce mil uzakta, dizüstü bilgisayarımla herhangi bir insanla olduğundan daha fazla zaman geçirdiğimi fark ettim. | TED | وفي كامبريدج بعيدا عن منزلي بآلاف الأميال، أدركت أني أقضي وقتا أكبر أمام حاسوبي مما كنت أفعل مع الناس. |
Hayatımı senin önünde dizlerimin üzerine çökerek geçirmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد مني أن أقضي حياتي كلها جاثيا على ركبتي أمامك ؟ |
Çok kıskanıyorum, çünkü tüm yaşamımı müdürümü yağlayarak geçirmeye bayılırdım. | Open Subtitles | أنا غيور ل أحب أن أقضي هنا يوما مع شفتي مقفل لبعقب مفوض المفضل |