Bu şartlar altında, Mösyö, size bir özür borçluyum. Bir miktar da para. | Open Subtitles | تحت هذه الظروف يا سيدي، أنا مدين لك بالاعتذار و ارجاع بقية نقودك. |
Bunu bana çok görme JJ. Onlara birçok iyilik borçluyum. | Open Subtitles | لا تنسب لي هذا أنا مدين له بالعديد من المجاملات |
O daima güvenebileceğim tek kişi. Ona çok şey borçluyum. | Open Subtitles | إنها الوحيدة التى يمكننى الإعتماد عليها أنا مدين لها كثيرا |
Ya Sing Sang'e olan 100 dolar borcum ne olacak? | Open Subtitles | ماذا عن سينغ سانغ ؟ أنا مدين لها بمئة دولار |
Sana yanlış bilgi verilmiş. İspanyol'a bundan çok fazla borcum var. | Open Subtitles | يبدو إنكي مخطئه أنا مدين أكثر من ذلك بكثير لذلك الأسباني |
O bir soytarı, ama benim soytarım, ve ona borçluyum. | Open Subtitles | بل العكس ، لكنه محسوبٌ عليّ و أنا مدين له |
Size çok şey borçluyum. Siz olmasanız, asla ikinci bir şansım olmazdı. | Open Subtitles | اسمعي، أنا مدين لكِ بمعروف كبير، ولمْ أكن لأحظى بفرصة ثانية لولاكِ. |
Hayır, "Sana bir iyilik borçluyum" tam da bu anlama geliyor. | Open Subtitles | لا، هذا بالضبط ما تدين به حين تقول أنا مدين لك. |
Hey, sana yirmi yıllık bakıcılık borçluyum ve ayrıca onları tanımayı çok isterim. | Open Subtitles | مهلا، أنا مدين لك 20 سنة لروضة الأطفال، و أحب أن أتعرف عليهم. |
- Sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | ـ أنا مدين لك بالاعتذار ـ هذا ليس صحيحاً |
Bu gece hayatımı kurtardın. Sana borçluyum. | Open Subtitles | حسناً، أنا مدين لك بواحدة لأنك أنقذت حياتي الليلة |
Bana 300 dolarlık zarar verdi. Ona bir dayak borçluyum. | Open Subtitles | لقد أحدث ضرراً لسيارتى مقداره 300 دولار, و أنا مدين له بشطيرة من اللكمات. |
Sana yemek borçluyum. Bir dahakine ben ısmarlayacağım. | Open Subtitles | أنا مدين لك هذه المرة الحساب علي المرة المقبلة |
Oh, Bayan Çakmaktaş. Bu haneye tecavüzü neye borçluyum? | Open Subtitles | أوه ، سيدة فلينتستون , بماذا أنا مدين لهذا الشرف ، في الإستراحة ؟ |
Sana borçluyum. | Open Subtitles | الذي يعتني ب ضع في الإسطبل إذا هو أليس لك؟ أنا مدين إليك |
- Sana bir bira borcum var. - Öyle mi? | Open Subtitles | أنا مدين لك بكأس من البيرة هل أنت كذلك ؟ |
Size, üç günlük yemek ve kalacak yer borcum var. | Open Subtitles | أنا مدين لك على ثلاثة أيام الاقامة والطعام .. |
4 aydır 700 Dolar borcum vardı. Herife ödemem gerekiyordu. | Open Subtitles | أنا مدين له ب700 دولار منذ أربعة أشهر كان يجب أن أدفع |
Çok sağol dostum. Sana borçlandım tamam mı? | Open Subtitles | شكراً جزيلاً، يا رجل أنا مدين لك بواحدة، أوكيه؟ |
Büyük jüri olayında ona yardım ettiğin için sana Borçlu olduğumu söylüyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا مدين لك بجعله يواجه أمر هيئة المحلفين العليا هذه |
Ve akıl hocalarım için minnettarım ve hepinizin de olduğuna eminim. | TED | لذلك أنا مدين بالشكر لهم، و أنا واثق أنكم كذلك. |
Hayatımızı kurtardı. Ona bir teşekkür borçluyuz. - Çok güzel. | Open Subtitles | لقد انقذ حياتنا و حسنا ، أنا مدين له بذلك |