ve birlikte yapmaya çalıştığımız robotu asla unutmadım. | TED | ولم أنس أبدا الروبوت الذي حاولنا بناءه معا. |
Her zaman bana kendi barımı açmamı söylerdin. Bunu hiç unutmadım. | Open Subtitles | لطالما أخبرتني أنه يجب أن أفتتح حانتي لم أنس أبداً |
- Dawn'u ona emanet ettin. - Ama ne olduğunu hiç unutmadım. | Open Subtitles | سمحت له بالإهتمام بداون ولكنني لم أنس حقيقته مطلقاً |
unut balinayı. Ben unuttum. Bahse girerim ki bir daha da görmezsin. | Open Subtitles | أنس الحوت ، أنا اراهن بأنك لن تراه ثانية |
5 gün var. - unut gitsin. Bana paramı ver. | Open Subtitles | هذا خمسة ايام , أنس ذلك أذهب انت و ابحث عنة , اعطنى نقودى |
Tamam, tamam, isimlerde iyi değilimdir, ama birlikte geçirdiğimiz o tutkulu geceyi asla unutmam. | Open Subtitles | حسناً, أنا لست جيداً في ذكر الأسماء لكني لن أنس أبداً الليالي العاطفية التي قضيناها معاً |
Bu meseleyle ilgilenmemesini asla ama asla unutmayacağım. | Open Subtitles | وأقول لكم هذا: لن أنس مطلقاً أنه لم يأتي هنا |
Bu olayı hiç unutamadım. İki gün boyunca titredim. | Open Subtitles | و لم أنس هذا أبداً لقد كنت أرتعش لمدة يومين |
- Sağ ol. Kitabını unutmadım, geçen hafta aradım ama daha varmadı. | Open Subtitles | لم أنس كتابك فلقد اتصلت بك الاسبوع الماضي |
unutmadım. En az üç çeşit yemek olacak. | Open Subtitles | لم أنس كما ترى على الأقل حتى الوجبة الرئيسية |
unutmadım. En az üç çeşit yemek olacak. | Open Subtitles | لم أنس كما ترى على الأقل حتى الوجبة الرئيسية |
Aslında unutmadım. Sana şimdiden bir şey aldım bile. | Open Subtitles | لم أنس في الواقع لقد اشتريت لكِ شئاً بالفعل |
Hayır, unutmadım. Haftaya cuma olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | لا لم أنس لقد كنت أعتقد انه مساء يوم الجمعة المقبل |
Hiç bir zaman araba kokusunu unutmadım. Bir kere dışında. | Open Subtitles | لم أنس أبداً مزيل الروائح الكريهة إلاّ مرة واحدة |
Onun doktoruyum. Bir iyilik yap, olur mu? Onu gördügünü unut. | Open Subtitles | أسمع أنا طبيبها قدم لي خدمة , أنس أنك قابلتها |
Ben öğretecektim sana. Sana söylediği herşeyi unut, baştan başlarız. | Open Subtitles | كنت سأعلمك, أنس كل شيء علمته لك, و سنبدأ من جديد |
- Ben her şeyi ayarlayacağım. - Hayır, unut bunu, Charlie. | Open Subtitles | سوف ابسط الامر لك لا ، أنس الامر يا شارلى |
Ben yüzleri asla unutmam özellikle kestiklerimi. | Open Subtitles | لم أنس وجهاً أبداً، خاصة إن كنت قد قطعته |
Hayatımı kurtardın. Teşekkür ederim. Bunu unutmayacağım. | Open Subtitles | لقد أنقذت حياتى لن أنس هذا أبدا |
Bu olayı hiç unutamadım. İki gün boyunca titredim. | Open Subtitles | و لم أنس هذا أبداً لقد كنت أرتعش لمدة يومين |
Kapı ve pencerelerdeki sarı ışıltıları gördüğümde ne kadar keyiflendiğimi asla unutamam. | Open Subtitles | و لن أنس أبداً كم كنت سعيدة برؤيتي للضوء الأصفر الساطع من الأبواب و النوافذ |
Neyse, Boş ver. Biliyordum. | Open Subtitles | أتعلم، أنس الأمر فحسب، كنت أعرف ذلك |
boşver, evlat. Bırak istiyorlarsa önden onlar gitsin. | Open Subtitles | أنس الأمر , يا بنى دعهم يتقدمونا إذا أرادوا ذلك |
Santa Anas o sonbaharda çölden gelen sıcak bir rüzgara maruz kalmıştı. | Open Subtitles | سانتا أنس وصلي بحرارة من الصحراء ذلك السقوط. |
Innis, Joe'yu buraya getir ve dışarıdaki güvenliği arttır. | Open Subtitles | أنس أحضر (جو) إلى هنا وأكثـًـر من الحراسة في الخارج |
Bir şey unuttuğum yok. Sadece hiçbir yerde bulamıyorum. | Open Subtitles | لم أنس أي شئ لم أستطيع فقط أن أجده في أي مكان |
Sen bize çiftçilik oynatırken bunları unutmamışım. Hâlâ nasıl hayatta kalınacağını biliyorum. | Open Subtitles | لم أنس ذلك حين جعلتنا نلعب دور المزارعين، ما زلت أجيد النجاة |