| katılıyorum ama aslında bölümü, anlaşılmaz olaylar tarihi ve kesinlikle gereksiz değil. | Open Subtitles | أوافق لكنها في الحقيقة أنثروبولوجيا ما وراء الطبيعة وليست دون جدوى بالكامل |
| katılıyorum. İlk defa böyle bu kadar aldatıcı bir nişanlıyla karşılaştım. | Open Subtitles | أنا أوافق ، إنه أكثر خطيب . غير مقنع صادفته قط |
| Sorduğun soru. Böyle bir şeyi hayatta kabul etmeyeceğimi biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أنه من المستحيل أبداً أن أوافق على ذلك |
| Hatta kalmaya karar verirsen artık seni görmeyi kabul etmem. | Open Subtitles | في الحقيقة، إذا تقرّر بقاء، أنا لن أوافق لرؤيتك أكثر. |
| - Size katılmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا استطع فعل شيء من هذا القبيل أنا لا أوافق |
| - Sanırım Victor'a katılıyorum. - Hiç şaşırmadım, Nancy. | Open Subtitles | ــ أعتقد من أنني أوافق ً فيكتور ً ــ ماذا تريدين يا ً نانسي ً ؟ |
| katılıyorum. Pek güzel bir akşam değildi. | Open Subtitles | لم تكن أمسية باعثة على السرور أوافق على ذلك |
| Teal'c sizi kurtarabilecek kadar büyük bir şaşırtmaca yaratabileceğimizi söylüyor, ve ben de katılıyorum. | Open Subtitles | تيلك يفكر بعمل فوضى كافية لصرف نظرهم لنحاول إنقاذكم, وأنا أوافق |
| Sana katılıyorum, korkunç bir şey yaptılar ama onları öldürürsek, önemli olduklarını sanırlar. | Open Subtitles | أوافق بأنّهم مروّعون جدا لكن بقتلهم سيعتقدون انهم مهمين |
| Üst katının güzel alt katının geniş olduğunu söylediyse, ona katılıyorum. | Open Subtitles | إذا قال بأن لديها طابق علوي جميل وطابق سفلي واسع إذن أوافق |
| katılıyorum, fakat avukatı yanında ve haklarını koruyan bir US Marshall var. | Open Subtitles | أوافق ولكن المحامي معه وهناك مفتش من الشرطة لحمايته |
| Onların mekanında bir sorgulama yapmayı kabul etmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | وجب عليَ أن أوافق على الأستجواب في المقر التابع لهم |
| Burroughs'un şartlarını kabul edeceğim ama The Paradise'ı da korumam lazım. | Open Subtitles | إذن سوف أوافق على شروط بوروز لكن احتاج شيئا يحمي الفردوس |
| Davetini kabul ederim ama bu sefer kahveyi ben yapacağım. | Open Subtitles | أوافق على الدعوة, فقط إذا حضرت أنا القهوة هذه المرة |
| 20 dakika geçikti ve bir patron olarak bunu kabul edemem. | Open Subtitles | هي تأخرت لمدة 20 دقيقة، وكرئيس العمل، لن أوافق على ذلك. |
| Peki, bunu kabul etmezsem, beni babamın yanına, kafese mi koyacaksın? | Open Subtitles | ولو لم أوافق على هذا ماذا، ستسجنيني في قفص مع أبي؟ |
| katılmıyorum. Bence devam filmlerini yapmamalılardı. | Open Subtitles | أنا لا أوافق أعتقد أن اثنين من أعماله كانت كافية |
| Don Hector, size katılmıyorum. Özgürlükler verilene kadar Bence duvarlara daha çok Z'ler kazınacaktır. | Open Subtitles | مع كل احترامى يا دون هيكتور، ولكنى لا أوافق وحتى يحصل هؤلاء الناس على حريتهم فى حكم أنفسهم |
| Açıkçası aynı fikirdeyim. Bunu şimdi yapmamı ister misin? | Open Subtitles | من الوضح, أنا أوافق تريد أن تفعل ذلك الآن؟ |
| Tedbirlerinden bazılarını onaylamıyorum ama sonunda bizim masumiyetimizi kanıtlayacağına yardım edeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا لا أوافق على إجراءاتهم لكنى أعلم أنها فى النهاية ستؤكد براءتنا |
| Her şeyin mahvolduğunu bilseydim elbette buna izin verirdim. | Open Subtitles | لذلك إذا كنت أعرف أن كل شيء سيفسد فبالطبع لن أوافق |
| Şerifliğin, kimsenin takdir etmediği bir iş olduğunu söyleyenlerle aynı fikirde değilim. | Open Subtitles | وأنا لا أوافق أولئك المشككين الذين يقولون بأن عمل المأمور ناكر للجميل |
| Son birkaç günde olanlardan sonra bana uyar. | Open Subtitles | بعدما حدث في الأيام المنصرمة، فأنا أوافق على هذا |
| - Evin düzeltilmesi lazım. - Buna razı olamam. | Open Subtitles | ــ لدي خطط كثيرة لتعديله يا سيد ويلوبي ــ هذا لن أوافق عليه أبداً |