"إخبار" - Traduction Arabe en Turc

    • söylemek
        
    • haber
        
    • söyler
        
    • söyleyemezsin
        
    • söylemeliyiz
        
    • söyle
        
    • söylemeye
        
    • anlatmak
        
    • söylemem
        
    • söyleyebilirsin
        
    • söylemelisin
        
    • e
        
    • söylemeden
        
    • a
        
    • anlatmaya
        
    Eğer gerçekleri söylemek birisini üzecekse, yalan söylemek iyi olabilir. Open Subtitles إذا كان إخبار الحقيقة يؤذي شخص ما، فالكذب يكون جيدا
    Sevgilisine şu anda aslında gerçekten inanmadığı bir şey söylemek üzere. Open Subtitles إنها بصدد إخبار عشيقتها شئ ما من الواضح بأنه غير صحيح
    Her şeyi geride bıraktık, bu yüzden eğer istersen medyaya haber verebilirsin. Open Subtitles لقد رمينا الماضي وراء ظهورنا، لذا لكِ حريّة إخبار الإعلام إن أردتِ.
    Aklıma gelmişken sikik yapımcı arkadaşına beni aramayı bırakmasını söyler misin? Open Subtitles بالمناسبة، أيمكنك إخبار صديقك المنتج اللعين ذاك أن يتوقف عن مهاتفتي؟
    İnsanlara kendi hayatlarını kontrol edemeyeceklerni söyleyemezsin ki param yok, evim yok ve de bunların hiç biri benim hatam değil. Open Subtitles أنت لا تستطيع إخبار الناس بإنّهم ما عندهم سيطرة على حياتهم بأنّني ليس لي مال، لا بيت، وهو حتّى ليس خطأي.
    Bakın Hyde konusunda ne yapacağız, sanırım birilerine söylemeliyiz. Open Subtitles إنظروا, ما الذي سنفعله بخصوص هايد؟ أعتقد أن علينا إخبار أحد
    Bayan Sara'ya söyle ben onunla konuşmadan önce ışıklarını kapatmasın. Open Subtitles يرجى إخبار الآنسة سارة عدم وضع لها شيء حتى اتحدث معها
    Bu hükümetin Amerikan halkına doğruyu söylemeye başlaması gerekiyor artık. Open Subtitles على هذه الحكومة أن تبدأ في إخبار الحقيقة للشعب الأمريكي
    Hayır. Unut bunu. Hayır, yapmamız gereken şey herkese anlatmak. Open Subtitles كلّا، إنسى ذلك، ما نحتاج للقيام به هو إخبار الجميع.
    Teyzeme parti yapamayacağını söylemem çok utanç verici olur. İyisi mi bunu sen yap. Open Subtitles إسمع , إخبار عمتى أنها لا تستطيع القيام بحفلة شىء محرج ,قم أنت بذلك.
    İnsanlara senin felaket bir baba olduğunu söylemek istediğim zamanlar oldu. Open Subtitles كانت هنالك أوقاتٌ أردتُ فيها إخبار النّاس كم أنت أبٌ مريع
    Bir adama boktan gününün iyice boka sardığını söylemek üzereyim. Open Subtitles أنا على وشك إخبار رجل أن يومه السيء سيصبح أسوأ.
    Nişanlımın beni aldattığını ve düğünün iptal olduğunu anneme söylemek kolay mı sanıyorsunuz? Open Subtitles لم يكن الأمر سهلاً إخبار أمي بأن خطيبي خانني ولن يكون هناك زفاف
    Polise neden daha önce haber vermediğimizi açıklamamız gerekecek. Open Subtitles يجب أن نختلق سببا ، لمَ لم يتم إخبار الشرطة قبل الآن
    Ah, merhaba... Karıma annesinin aradığını söyler misiniz, lütfen? Open Subtitles هل بإمكانك إخبار زوجتي أن والدتها على الهاتف ؟
    Bir iliskiden ne bekledigini öyle pat diye söyleyemezsin karsidakine. Open Subtitles لا يمكنك إخبار شخص ما بما تريدينه بالضبط من العلاقة
    Masumların iyiliği adına bence her zaman hislerimizi açıkça söylemeliyiz. Open Subtitles وبحق الأبرياء بكل مكان، أعتقد بأنه علينا دائماً إخبار بعضنا بحقيقة مشاعرنا
    Dinle, Donny'ye şu anda onun haber müdürü ile meşgul olduğunu söyle. Open Subtitles يمكنك إخبار دوني بأنها مشغولة مع مديرها حالياً
    Bak, onun gerçekten ilacına ihtiyacı var. Dinleyecek herkese söylemeye devam edeceğim. Open Subtitles من الواضح أنها بحاجة إلى دوائها لقد حاولت إخبار كل شخص مسئول
    Polisi aramak ya da başkalarına ne olduğunu anlatmak yok. Open Subtitles لن تودّ إخبار الشرطة أو تطلع أيّ أحد بما جرى
    Eğer kimseye söylememi istemiyorsan kimseye söylemem. Open Subtitles إذا لم ترد منّي إخبار أحدٍ بذلك فلن أفعل ذلك
    Connie'ye beni gördüğünü ve benim seni eve yolladığımı söyleyebilirsin. Open Subtitles حسناً، تستطيع إخبار كوني أنكَ رأيتني وأنني أرسلتك إلى منزلك
    - Şimdi, bana karının neden... burada olduğunu söylemelisin, Bay...? Open Subtitles هل يمكنك إخبار مالذي كانت تفعله زوجتك للقدوم إلى هنا مع ابنتها
    Eğer Pam'e söylemeden bazı şeyleri yapmasaydım o gidip Roy ile evlenirdi. Open Subtitles إذا لم أفعل أشياء معينة بدون إخبار بام ربما تزوجت من روي
    Michael'a konuşmadan önce yaptığını gerçekten yaptığı şeyi gerçekten takdir ettiğimi söylemek istedim, çünkü bu hayatımı bütünüyle çok daha kolaylaştırıyor. TED رغبت في إخبار مايكل قبل أن يتحدث بأنني حقاً أقدّر ما يفعله، لأنها تجعل حياتي العملية أسهل بكثير.
    Bir saat önce, Charlene'e ölü olduğunu anlatmaya çalıştıktan hemen sonra. Open Subtitles منذ ساعة تقريباً، بعد أن حاولت إخبار "شارلين" بأنها قد ماتت

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus