tutuklama emri, çek senet dolandırıcılığı, sahte para basımı, kabahatli saldırı. | Open Subtitles | مذكرات إعتقال معلقة ، الإحتيال وحيازة العملة المزورة ، وجنحة الإعتداء |
Dakota Brown... 38 yıllık mükemmel performans gösteren bir Teksas korucusu... 2,000'i aşkın tutuklama... | Open Subtitles | لمدة 38 عاما مع أداء منقطع النظير باعتباره حارس تكساس مع سجل باكثر من ألفي إعتقال |
Ve elimde sizi cinayetten tutuklamak için belge var. | Open Subtitles | من قسم التحقيقات الجنائية و أحمل مذكرة إعتقال لك بتهمة القتل |
9.4 mililitre nükleer atık ile şahıs tutuklandı. | Open Subtitles | الموضوع إعتقال بحيازة من 9,4 ملليلتر من النفاية النووية الإنشطارية |
Cinayetten arandığı halde, hala sex suçlularını tutuklamaya çalışıyor. | Open Subtitles | بالرغم من أنه مطلوب لجريمة قتل، هو ما زال يُحاول إعتقال مرتكب جرائم جنسية. |
Sayın Başkan yabancıların tutuklanması hakkında bir yorumunuz var mı? | Open Subtitles | السيد الرئيس أيمكنك التعليق على إعتقال الأجانب الأخير؟ |
Eğer tutuklama emri değil, bir iksir ihtiyaç fazlası gibi geliyor. | Open Subtitles | تبدين بحاجة إلى مذكّرة إعتقال و ليس إلى جرعة |
Bu kin nedenli bir cinayet ise eğer, halk tutuklama için sesini yükseltecektir. | Open Subtitles | إذا كانت هذه جريمة كراهية سيطالب الناس بعملية إعتقال |
Bu yıllardır masum insanları tutuklama tecrübene mi dayanıyor? | Open Subtitles | هل هذا مبني على تجربتك في إعتقال الأبرياء؟ |
Yeni tutuklama emirleri, efendim. | Open Subtitles | أوامر إعتقال جديدة سيدي بالنسبة لستافنبرج و جوبلز |
Yeni tutuklama emirleri, efendim. Stauffenberg ve Goebbels için. | Open Subtitles | أوامر إعتقال جديدة سيدي بالنسبة لستافنبرج و جوبلز |
O kadar süre boyunca hiç tutuklama yaptınız mı? | Open Subtitles | طوال ذلك الوقت، هل قمت بعمليّـة إعتقال بنفسك؟ |
Ermeni Suç Şebekesi'ni tutuklamak için olabileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسناً، ظننتُ بأنّ هذا بسبب إعتقال زعيم المخدرات الأرميني |
Bak, her şeyden önce herhangi birisini tutuklamak için elimde yetkim yok. | Open Subtitles | إنظري, قبل كل شيء، أنا لا أمتلكُ السلطة القضائية التي تُمكنني من إعتقال أي أحد |
Oradaki Uluslararası Kızıl Haç üyeleri uzun zaman önce istihbarat servisi tarafından tutuklandı. | Open Subtitles | وبسبب ما قاله تم إعتقال أعضاء الصليب الأحمر هناك |
Hanımefendi, bu şerefsizleri tutuklamaya bu kadar yaklaşmıştım, tamam mı? | Open Subtitles | ياسيدة , كنتُ على وشك إعتقال هؤلاء ابناء العاهرات , حسناً ؟ |
Ama ben onun tutuklanması gerektiğini sanıyorum. Hiçbir yere gitmiyor. | Open Subtitles | أنا أريد إعتقال هذا الرجل إنه لن يذهب إلى أى مكان |
Yanlış kişiyi yakalamak dikkatleri başka yöne çeker. | Open Subtitles | لكن القيام بهذا قد يقوض التحقيق إعتقال متهم أخر يسحب الاهتمام من المتهم الحقيقي |
Tasha'nın tutuklanma sebebine baktım ve gerçekte neler olup bittiğini öğrendim. | Open Subtitles | لد ألقيتُ نظرةً على ملف إعتقال تاشا واكتشفتُ ما كان يحدث حقاً |
En son yedi hafta önce tutuklanmış ve beraat etmiş. | Open Subtitles | وآخر إعتقال لها من سبعة أسابيع مضت، |
Kimseyi suç işlemeden tutuklayamam, ama onu uyardım, sen de gördün. | Open Subtitles | لا يمكنني إعتقال مجرم قبل أن يؤاتي بالحركة لكني قمت بتحذيره , كما شهدت |
Neyin 3 tane başparmağı ve yeni bir tutuklaması vardır? | Open Subtitles | من الذي لديه ثلاثة إبهام و للتو عمل إعتقال آخر؟ |
Amcan tutuklandıktan sonra bile yine de arkadaşım olduğuna inanmıştım. | Open Subtitles | حتى بعد إعتقال عمّك، لا زلتُ أعتقدك صديقتي |
Avukatı tutuklamanın geçersiz olduğunu savundu. arama emri yoktu. | Open Subtitles | محاميه قال أن إعتقال غير مشروع بدون مذكّرة |
O Tutuklu grubun salınmasını sağlayın! | Open Subtitles | أفرجي عن الوحدة التي تم إعتقال أفرادها |
yakalama emriyle tekrar sizi ziyaret edeceğim... bay avukat. | Open Subtitles | سأقوم بزيارتكم مرة أخرى مع مذكرة إعتقال فى المرة القادمة, سيد محام |
İstediğimiz kişiyi süresiz olarak gözaltına alma hakkına sahibiz. | Open Subtitles | لدينا القدرة على إعتقال أي شخص لأجلٍ غير مسمى |