"إنها ليست" - Traduction Arabe en Turc

• değil o
• değil bu
• o değil
• yok
• değildir
• falan değil
• değildi
• biri değil
• sayılmaz
• değil ki
• değiller
• şey değil

Buradasın. Bak, bunu daha fazla yapamam, o çocuk değil, o bir canavar!
إنظري، أنا لا أستطيع الإستمرار أكثر من هذا إنها ليست طفلة، إنها وحش

Hayır, annen değil. O kim Dr. Lesh?
لا، إنها ليست مامي ، من هذا يا دكتورة ليش

- Sana söyledim, bilgisayar oyunu değil bu!
لقد قلت لك . إنها ليست لعبة فيديو إذا ماذا هي ؟

o değil! Bunu uyduruyorsun! Benimle oynuyorsun!
إنها ليست هي ، أنت تختلق الأمر أنت تعبث معي

Evet ama yaptıklarımın majestelerinin yaptıkları yanında hiçbir önemi yok.
أفعل ما بوسعي. إنها ليست بالأمر الكبير بالمقارنة بعالمك، سيادتكم

Bu daha akıllı, daha yaşlı karıncaların tecrübesinden dolayı değildir.
إنها ليست نتيجة لتجربة النمل كبار السن ، وأكثر حكمة.

Kızım şeytan falan değil. Ne yapacağımı bilemiyorum.
إنها ليست شيطانية، أنا لا أعلم ما عليّ فعله فحسب

Bu tabi ki 100 derece de kaynama değildi ama kesinlikle yeterince yakındı.
إنها ليست درجة الغليان، 100 درجة مئوية، ولكنها في الواقع قريبة بما فيه الكفاية.

Ben buradaki hayatı kastettim. Yalnız kalacak tipte biri değil.
كنت أعنى الحياة إنها ليست من النوع الوحيد

Kötü biri değil o. Farkında değil, ama sana ihtiyacı var.
إنها ليست إنسانة سيئة وسواء كانت تدرك ذل أم لا فهي بحاجة إليك.

Düğünlere ve partilere götürüp kullanabileceğin bir şey değil o George.
إنها ليست فقرة ترفيهية يا جورج يمكنك تأجيرها للحفلات والمناسبات.

Akıl hastası değil o. Doktorlarıyla konuştum. Hiçbir tehlike yok.
إنها ليست مشاكل عقلية لقد تحدثت مع طبيبه

Bunlar kap kacak değil. Bu hassaslık gerektiren bir iş.
إنها ليست صناعة القدر و المقالي إنها صناعة دقيقة

Sadece bu şirket değil, bu bütün şehir.
إنها ليست هذه الشركة, إنها المدينة كلها.

- Bu sadece bir araba. - Hayır, değil. Bu 64 üstü açık Mustang.
إنها ليست سوى سيارة فحسب إنها موستانج مكشوفة, موديل 64

Konuşmayı becerebilen bir tek o değil, ben de yapabiliyorum.
إنها ليست الوحيدة التى تستطيع إلقاء خطاب, أنا أيضا أستطيع إلقاء خطاب

Önemli olan, bu o değil. Bu kadın bir aşk makinesi.
المشكلة الكبيرة هي ، إنها ليست هكذا المرأةهيآلةللحب.

Adam kötü bir düş görüyordu, hepsi bu. Büyütecek bir şey yok.
أدم كان لديه حلم سيئ هذا كل شئ إنها ليست مشكلة كبيرة

Yeni belgelere ihtiyacı yok. Tabii önceden sağlanmış bir desteği yoksa.
إنها ليست بحاجة لوثائق جديدة ليس إن كان لديها دعم، سلفاً

Aslında Artık hedefleri olduğu için , kötü bir fikir değildir.
في الحقيقة ، إنها ليست فكرة سيئة بما أنك المستهدفة الآن

Sik, göt, meme, göt deliğinden zevk almak demek değildir.
إنها ليست قضيب و مؤخرة و أثداء و الإستمتاع بالمؤخرة

- Tarikat falan değil anne.
إنها ليست طائفة يا أمي إذن لماذا عانقتني؟

Evde değildi. Sabahın altısında nereye gitmiş olabilir?
إنها ليست بمنزلها أين يُمْكِنُ أَنْ تَكُونَ في السادسة صباحاً؟

Sözlediğiniz gibi, gazetecilik bakış açısıyla iyi bir hikâye sayılmaz.
كما قلت، إنها ليست بتلك القصة التي تستحق الاهتمام الصحافي

Bu bedava değil ki, anne. Kredi kartından ücretini keseceklerdir.
إنها ليست مجانية يا أمي سيضعون حسابها على بطاقتك الائتمانية

Güç falan değiller, düzelteceğimiz saldırgan derecede anormal fiziksel şartlar. Kapatır mısın şunu?
إنها ليست قوى, إنها حالات جسديه غريبه سوف نصلحها, هل تستطيع إغلاق هذا؟

Değil mi? Gerçekten de olduğunu söylediği şey değil. Gerçekten de sihirli bir krallık değil.
صحيح؟ إنها ليست ما تقوله عن نفسها. إنه ليست المملكة السحرية.