| - oğlum Birlik Süvarileri tarafından Shiloh'ta öldürüldü, Bay Thomas. | Open Subtitles | قتل ابني من قبل فرسان الاتحاد في شيلوه، سيد, توماس |
| Sen kralsın... dahası benim oğlum değilsin... ben de senin baban değilim. | Open Subtitles | فأنت ملك أكثر من هذا انت لست ابني و انا لست أباك |
| Artık burada güvende değiliz, oğlum hemen hemen ölüyordu ve sen burada oturuyorsun! | Open Subtitles | نحن لسنا أمنين هنا تماما ابني كان على وشك الموت وأنت تقعد هنا |
| İşe yaramaz bir taç kondurmuşlar başıma. Benden oğluma geçsin diye değil. | Open Subtitles | وعلى رأسي وضعوا التاج العقيم حيث لن يعتلي ابني من بعدي العرش |
| oğlumla biraz zaman geçirebilirim. Yetki sende, tüm şirketi batırmamaya çalış. | Open Subtitles | أريد أن أقضي بعض الوقت مع ابني, لذا توليّ المسؤولية هنا |
| Sofranız çok leziz olmuş ama küçük oğlum Vali'nin zindanında. | Open Subtitles | وليمتك لذيذه ، ولكن ابني الصغير هو في سجن الحاكم. |
| Düşünüyordum küçük, tatlı oğlum 12 yaşına geldiğinde canavara dönüşecek mi diye. | Open Subtitles | كنت اتسائل اذا كان ابني سيتحول الى وحش عندما يصبح عمره 12 |
| oğlum sekiz yaşındayken, ...iki çocuk, sırf farklı olduğu için, onu hırpalamıştı. | Open Subtitles | حين كان ابني بالثامنة من عمره, تعرض له صبيان لأنه كان مختلفاً. |
| Bay Moe, oğlum kızınız olmayan bu kızın yanında oynuyordu sadece. | Open Subtitles | سيد مو، ابني كان يلعب بجانب الفتاة التي هي ليست ابنتك |
| Gözlemeler bir yana, buraya gerçekten oğlum hakkında konuşmaya gelmiştim. | Open Subtitles | بغض النظر عن الفطائر جئت هنا حقاً للتحدث عن ابني |
| oğlum üniversiteden 2015 senesinde mezun olacağına göre daha bayağı geleceksiniz. | Open Subtitles | ابني لن يتخرج من الجامعة حتى عام 2015 لذا.. أمامك الكثير. |
| Beş dakika içinde, oğlum arabaya binmek için hazır olsun. | Open Subtitles | سيدة بايلوك ألبسي ابني و أوصليه للسيارة خلال خمس دقائق |
| Eğer oğlum rüşvet isteyecekse bunu en doğru şekilde yapacak. | Open Subtitles | إن كان ابني ذاهب لجمع الرشاوي فسيفعل هذا بالطريقة الصحيح |
| Bay Watchman, On yaşındaki oğlum küçük bir çete bozmasından dayak yiyor. | Open Subtitles | ابني الذي يبلغ العاشرة ضرب من طرف عصابة تتكون من مغني الراب |
| Benim oğlum bir sünepe olabilir ama onunkine dokunduğumda, neredeyse beni öldürüyordu. | Open Subtitles | بامكاني أن أصفع ابني بقوة لكن عندما لمست ابنها كادت أن تقتلني |
| # Gündüz rüyalarına hasta oluyorum, benim oğlum olmayı umuyorsun. # | Open Subtitles | لذا أنا عالق مع كل احلام يقظتك وتتمنى لو كنت ابني |
| Hey, bu adil değil. Buradayım çünkü oğlum hala serbest değil. | Open Subtitles | ليس هذا منصفاً، إنّي هنا لأنّ ابني لم يطلق سراحه بعد |
| Evli, 30 yaşında kadın 11 yaşındaki oğluma kart veriyor. | Open Subtitles | امرأة في الثلاثين من عمرها تهدي ابني الصغير بطاقات غرامية |
| Karım dedi ki... oğlumla böyle konuşma... tutamayacağın sözler verme. | Open Subtitles | أخبرتنيزوجتي.. بألا أخبر ابني بهذا وألا أعطيه وعوداً لن تتحقق |
| Ama savunma işinden bahsediyoruz, evlat. Ulusumuza karşı bir sorumluluğumuz var. | Open Subtitles | ولكن هذه وزارة الدفاع ، يا ابني لدينا مسؤولية تجاه الأمّة |
| Seni kendi hiçbir işe yaramaz oğlumdan daha çok seviyorum. | Open Subtitles | أنا أحبك أكثر من ابني الطيب الذي لم أحظ به. |
| Ortanca çocuğum Oliver, nadir görülen bir kas distrofisi (KD) ile doğdu. | TED | ابني الأوسط، اوليفر، وُلد مع شكل نادر من ضمور العضلات، أو م د. |
| Hani yeni doğan çocuğumu annesinden kaçırıp bizden birisi olarak yetiştirmem gerektiğini söyleyen? | Open Subtitles | أنني من المُفترض أن أسرق ابني من أُمه وأربيه ليُصبح أحد من جماعتنا |
| Benim oğlumsun ve 2.0'ı da benim Bilgisayar'ı yapma amacım için yüklemişsin. | Open Subtitles | أنت ابني ، وقمت بتحميل الإصدارة 2.0 لنفس السبب إبتكرت الأصلي : |
| Aslında bir şeyler anlatmaya çalıştığım kişi yeni doğan oğlumdu. | TED | كان في الحقيقة ابني الصغير من أحاول شرح الأمور له. |
| Sen öyle zannet, ilk evladım hapislerde çürürken... ikincisininde onun gibi aynı delige dogru... gidişini seyretmenin ne kadar acı verdigini bilemezsin. | Open Subtitles | تظن لأن ذلك أشاهد ابني الأكبر .. يدمر حياته .. وأنا أجلس هنا |
| Temizlik yapıyorum. Bu oğlumun odasının bir fotoğrafı değil, onunki daha dağınık. | TED | أُنظّف ، هذه ليست صورةً فعلية لغرفة ابني ؛ غرفته أكثر فوضى. |
| Ben Demir Maymun'u yakalayana kadar Vali oğlumu hapis tutacak. | Open Subtitles | الحاكم حبس ابني حتى أنا القي القبض على القرد الحديدي. |