| Ben yeterince büyüdüm ve sizden emir almaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لقد أصبحت بالغاً و لست ملزما أن أتلقى الأوامر منكِ |
| Bize verilen emir Arras yakınlarında güneye doğru hücum etmekti... | Open Subtitles | الأوامر كانت شن هجوم نحو الجنوب لتخفيف الضغط على قواتنا |
| Sen emirleri uygularsın. ve sen masum... bir sivili öldürmüş olamazsın. | Open Subtitles | بل أن تنفذ الأوامر ولأنك لم تفعل ربما ماتت مدنية بريئة |
| emirler en üst seviyeden verildi, Yüzbaşı. O emirleri uygulamak bizim görevimiz. | Open Subtitles | الأوامر قد أطلقت من القيادات العليا كابتن وواجبنا أن ننفذها بدون مناقشة |
| Muhafızlar emirlere uyacak ve adamınız kralı kurtarmadan önce onu öldüreceklerdir . | Open Subtitles | الحراس سيتبعون الأوامر و سيقتلون الملك قبل أن يصل إليه أى شخص |
| Kendi sarayımda boynuzlanıp, İngiliz öğretmenden emirler mi alacağım? - Hayır, hayır. | Open Subtitles | ، هل أنا أضحوكة في قصري لكي أستلم الأوامر من المُعلّمة الإنجليزية؟ |
| Adamlarına söyle, mahkumları görünce ya da ben emir verince onları vursunlar. | Open Subtitles | وقم بإعطاء الأوامر لرجالك أن يطلقوا عليهم بمجرد رؤيتهم أو عند إشارتي |
| Pekala, ben bundan sonra emir komuta zincirini takip etmeyeceğim. | Open Subtitles | حسناً .. بناءاً على ذلك .. أنت الآن تخالف الأوامر |
| emir vermek istiyorsan kendine bir köpek al çünkü artık hiç umurumda değil! | Open Subtitles | يجب أن تحضري كلباً إذا أردت إصدار الأوامر لأنني لم أعد آبه لذك |
| Bak, bu işe yaramaz tamam mı? Senden emir almıyorum. | Open Subtitles | أنظر لا تسير الأمور هكذا أنا لا أستلم الأوامر منك |
| Bak, bu işe yaramaz tamam mı? Senden emir almıyorum. | Open Subtitles | أنظر لا تسير الأمور هكذا أنا لا أستلم الأوامر منك |
| Bunun kim olduğunu öğrenene kadar senden ya da başka birinden emir almayacağım. | Open Subtitles | حتى أكتشف هذا أنا لا أتلقى الأوامر منك أو من أي أحد آخر |
| Ya da cennete dönersin, Seraphim'e katılırsın,.. ... Sonsuza kadar emirleri yerine getirirsin. | Open Subtitles | أو يمكنك الرجوع إلى السماء لتصبح من حملة العرش وتقضي خلودك تتلقَّى الأوامر |
| emirleri veren komutanı öldürmek gibi saçma bir karar aldı. | Open Subtitles | لقد جاء بفكرة مجنونة أن يقتل الرجل الذي أعطاه الأوامر. |
| Buradakiler senin emirleri başka birinden aldığına inanıyorlarsa çok salaklar. | Open Subtitles | وقومك أغبياء لانهم آمنو انهم يأخذون الأوامر من شخص آخر |
| Ama şimdi bütün emirleri yok sayacak bir şey yapmanız gerekecek. | Open Subtitles | لكن لدي شيء أحتاج للقيام به والذي يتعارض مع كافة الأوامر |
| Kendilerini düşünme gibi bir fikirleri yoktu sanırım. Yalnızca emirlere uyarlardı. | Open Subtitles | الجندى اليابانى لديه فهم مجرد للأمر على أنه فقط يطيع الأوامر |
| Ondan sonra tamamen beni yönlendirenden haberim olmadan tüm emirlere uyuyordum. | Open Subtitles | , ثم انا انفذ الأوامر لاشعوريا غير مدرك تماما لما يوصلني |
| Bana verilen emirler değiştirilebilirse geriye dönmekten başka hiçbir şey istemem. | Open Subtitles | لا افضّل اكثر من ذلك يا سيدي لو ان الأوامر تغيرت |
| Belirtmeye gerek duymuyorum, son alıştırma metotları, diğer ülkelere akın emri vermekti. | Open Subtitles | لاحاجة للقول, طريقتهم الماضية في التمرين هي باعطائهم الأوامر بغزو الدول الأخرى |
| emirlerini gözden geçir çünkü kendimi ölüyormuş gibi hissetmiyorum. | Open Subtitles | ربما ينبغي أن تراجع الأوامر التي صدرت لك فأنا لا أشعر أني أحتضر |
| Sadece sahibinin emrini yerine getiren kadın makinelere değil üretici olan kadınlara ihtiyacımız var. | TED | والنساء لتكن فاعلات لا ماكينات لتنفيذ الأوامر. |
| Üç, emre itaatsizlik ve diğerlerini de itaatsizliğe teşvik. | Open Subtitles | ثالثا عصيان الأوامر وتَحريض الآخرين على فعل ذلك |
| Buraya, suç ortağına talimat vermeye mi geldin? | Open Subtitles | نزلت هنا لإعطاء هذه الأوامر إلى متواطئك؟ |
| İstediği kişiye istediğini yaptırmasını sağlayan, kayıtsız itaat sağlayan bir yetenek. | Open Subtitles | القدرة على إعطاء الأوامر لأي شخص القوة التي تفرض الطاعة المطلقة |
| Mr. Patrick verdiği emirlerin hiçbir zaman benim yumruğumdan güçlü olamayacağının farkına varmamıştı. | Open Subtitles | ولكن السيد باتريك لم يعلم بأنني لا أحب أن أخذ الأوامر من مدرائي |
| Genler, protein yapımı için gerekli talimatları gönderirler. | TED | والجينات ترسل الأوامر بإنتاج البروتينات. |
| Beyler, talimatlarınızın bizim için kanun olduğunu biliyorsunuz, ve her dileğiniz, uymaktan mutluluk duyacağımız bir emirdir. | Open Subtitles | السادة أعرف أن الأوامر الخاصة بهم هي القوانين بالنسبة لنا. على كل رغبة هو أمر الذي نفرح في الوفاء. |
| Tek yapman gereken bu kabloyu ana hatta takmak otomatik olarak ayarlayıp komutu yükleyecek. | Open Subtitles | كل ما تحتاجة أن توصل هذا الكيبل للوحة التحكم الرئيسية انها ستبضط تلقائيا وتحمل الأوامر |