Kişi başına düşen GSYİH'nın her seviyesinde daha fazla sosyal ilerleme için fırsat, daha azı için riskler var. | TED | في كل مستوى من مستويات نصيب الفرد من الناتج الإجمالي المحلي، هناك فرص لمزيد من التقدم الاجتماعي، وأخطار لأقل. |
Çevremde birlikte olmak istediğim insanlara yer veriyorum ve ilerlemeye devam ediyorum. | TED | أنا أحيط نفسي بأناس أرغب في مصاحبتهم، و أستمر في التقدم للأمام. |
Ve paradigma şu şekilde devam ediyor, o konuda 10 da 10 yapınca, daha fazla ve daha ileri konulara geçişe izin veriyor. | TED | والفكرة هي انك بمجرد حصولك على 10 في ذلك الصف فانها تواصل بك التقدم لنماذج متقدمة اكثر واكثر |
Bu onların toplum olarak takip ettikleri Gelişim yolunun işlevi. | TED | إنه أمر يتعلق بمسار التقدم الذي قرروا المضي به كمجتمع. |
Hangi eli kulağında gelişme Pantheon'un dengi olacak? | TED | ما التقدم الوشيك الذي سيكون معادلاً للبانثيون؟ |
Bu yüzden bir buçuk yıl önce, David, ben, ve bir diğer araştırma görevlisi ile birlikte ilerlemeyi hızlandırmak ve bir an önce ürün çıkarabilmek için bir şirket kurduk. | TED | لذلك منذ سنة ونصف، أنا و ديفيد، مع باحث آخر، قمنا بتأسيس شركة لتسريع وتيرة التقدم و السباق لتصنيع المنتج. |
Eğer hayatta ilerlemek istiyorsan o zaman ışıklar ve girişlerden sonra durmayı öğrenmelisin. | Open Subtitles | ،إذا كنتَ ترغب في التقدم في الحياة .تعلّم الوقوف بعد إشارة ممنوع الدخول |
Fakat hep sanıyordum ki ilerleme kaydetmek için, esasında tüm beyni kopyalamam gerekiyor. | TED | ولكن أنا دائما ما اعتقدت أنه لنحقق التقدم يجب أن أصنع دماغًا بشريًا. |
Böylece Kraliçenin mührü ile dünyayı yeni bir ilerleme ve keşif çağına sürükleyebilirim. | Open Subtitles | بأذن الملكة، أنا يمكن أن أقود العالم إلى عصر جديد من التقدم والاكتشافات |
Bak, bütün gün böyle devam edebiliriz ama artık ilerleme zamanı. | Open Subtitles | أنظر .. نستطيع ان نرقص كل اليوم لكن هذا وقت التقدم |
Hayır, ama ilerleme kaydettiğinizi görüyorum. Böyle devam et ki yaşamaya devam edebilesin. | Open Subtitles | لا, ولكننى أرى أنكِ قمتِ ببعض التقدم إستمرى بذلك, لكى تحافظى على حياتك. |
Yakınlaştırabilir veya uzaklaştırabilirsiniz. bunu geriye sarabilir veya ileri alabilirsiniz. | TED | بإمكانكم تصغير الصورة أو تكبيرها ، وبإمكانكم العودة إلى الوراء أو التقدم بسرعة. |
Sizin de aklınızdan geçtiğine emin olduğum ilerlemeye dair bazı sorular ele alayım. | TED | دعني أوجه بعض الأسئلة حول التقدم التي وقعت بلا شك لكثير منكم. |
Beneksiz doğarlar, ama ileri yaşlarda benekleri olur ve oldukça farklı Gelişim evrelerinden geçerler, bu nedenle davranışlarını incelemek eğlencelidir. | TED | لأنها تولد بدون نقط على أجسادها ثم تحصل عليها مع التقدم بالعمر، وتمر بمراحل نمو متميزة لذا فمن الممتع تتبُّع سلوكها |
Öyleyse beyler, görebileceğiniz gibi sanırım çıkarlarımız çakışıyor, en azından şu an için gelişme ve uygarlık ile de çakışıyor. | Open Subtitles | اعتقد ان مصالحنا تلتقي على الاقل في هذه الفترة وانها تتزامن مع التقدم, والحضارة |
Harita size şu ana dek katettiğimiz ilerlemeyi gösteriyor. | TED | تُظهر هذه الخريطة التقدم الذي أحرزناه إلى حد اليوم. |
Bakın, bu departmanda ilerlemek üç yıldan fazla sürer. | Open Subtitles | اسمع, ان التقدم في هذا القسم يدوم اكثر من ثلاث سنوات |
Savaş için yola çıkmadan önce teklif etmek istemiş ama parası yokmuş. | Open Subtitles | أراد التقدم لزواجها قبل الرحيل عن البلاد ولكن لم يكن لديه المال |
Hayal edin, yeni bilimsel gelişmeler sayesinde, kendimiz hakkındaki düşüncelerimizde onun ne kadar önemli olduğunu anlamaya başlasaydık.. | TED | وتخيّل لو، من خلال التقدم العلمي الحديث، بدأنا للتو نفهم أهميته في كيفية تفكيرنا في أنفسنا. |
Galileo'nun zamanından beri bu kilise, ilerlemenin kesintisiz yürüyüşünü yavaşlatmaya çalışmıştır. | Open Subtitles | فمنذ أيام جاليليو حاولت هذه الكنيسة أن تبطئ من عجلة التقدم |
Sıradaki bay öne çıkacak mı? | Open Subtitles | حسناً، على السادة التاليين التقدم للأمام؟ |
Yüzbaşı Geroux ile tanıştırabilirim, ve gelişmeleri bizzat kontrol ederim. | Open Subtitles | رئيسي السابق. وأنا لن أمانع من التحقق في التقدم بنفسي. |
devam edin ve Zero'nun ilerlemesini engelleyin. | Open Subtitles | جيد حافظوا على وضعكم هذا وامنعوا زيرو من التقدم |