| Size onların güneş parçaları olduğunu söyleyen adamla konuşmam lazım. | Open Subtitles | حسنا، سأود الحديث مع الرجل الذي أخبركم أنه كانت بقعة شمسية. |
| Antrenmandayken biraz hırpalandı ve benim de koçuyla konuşmam gerekti. | Open Subtitles | تمت القسوة عليه قليلا في التدريب و توجب عليّ الحديث مع مدربه |
| Burada gördüğümse birbirleriyle konuşmayı kesmiş düş kırıklığı nefrete dönüşmüş iki insan. | Open Subtitles | أرى شخصيْن توقّفا عن الحديث مع بعضهما البعض، تحوّل احباطهما إلى كراهيّة. |
| Birbirimizi dinlemeden konuşmaya çok zaman ayırıyoruz ve uzlaşamadığımız noktaları yeteri kadar konuşmuyoruz. | TED | قضينا وقتاً كبيراً في الحديث مع بعضنا ووقتاً غير كافي للحديث عن اختلافاتنا، |
| - Albay Courtney ile konuşmak istiyorum. - Elimden bir şey gelmiyor canım. | Open Subtitles | لكني أريد الحديث مع الرائد كورتناي أنا لا أَستطيع مساعدته عزيزتي |
| Bir avukatla konuşabilir miyim? | Open Subtitles | هل استطيع الحديث مع المحامي الخاص بي من فضلك؟ |
| Oraya gözünü dahi çeviremiyormuşsun. Yahudiler'le konuşmak yasakmış. Konuşamazdın. | Open Subtitles | لم نتمكن من النظر للداخل لم نتمكن من الحديث مع اليهود |
| Evet, gitmeden önce şunda anlaşalım. Birgitte Nyborg'la konuşmak istersek biz sizi ararız, siz bizi aramayın. | Open Subtitles | اذا اردنا الحديث مع بيرغيت سنتصل بك، لاتتصلي بنا |
| Bu çok hoş ama eve döndüğünde babamla konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | هذا لطيف حقــا ، لكني أريد الحديث مع أبي حين يعود إلى البيت |
| Ve bence bunu kanıtlayabilirim ama önce Jeff'le konuşmam lazım. | Open Subtitles | واعتقد اني استطيع اثبات هذا لكن اريد الحديث مع جيف اولا |
| Öyle ya da böyle alıcılarımdan biriyle konuşmam gerek. | Open Subtitles | يجب علي الحديث مع احد تجار السلع المسروقة لدينا على اية حال |
| Şimdi o aynı konuşmayı yalancı biri ile yaptığınızı söyleyelim. | TED | والآن دعنا نقول بأنك أجريت نفس ذلك الحديث مع شخص مخادع. |
| Oh, Adamım, asla marsa doğru ilerleyen(gerileyen)le... bu konuşmayı başlatmamalıydık. | Open Subtitles | يارجل نحن لم يفترض أن نخوض في هذا الحديث مع تراجع المريخ |
| Sen konuşmayı baştan beri takip ediyor muydun? | Open Subtitles | لويز .. هل كنتِ متابعه الحديث مع بييريت ؟ |
| Şirketlerle konuşmaya başladığımda ve onlara bu hikayeyi anlatmak istediğimizi söylediğimizde, ve onlar bize "Hayır, biz senin bir hikaye anlatmanı istiyoruz. | TED | والآن كلما بدأت الحديث مع الشركات ونقول لهم اننا نريد ان نقول هذه القصة، فقالوا : " نريد منك أن تحكي قصة. |
| Yine gevezeliğimle gidip görevliyle konuşmaya başladım. | TED | لذا قمت واستخدمت موهبتي وبدأت الحديث مع الحارس. |
| Şimdi izin verirseniz, Bay Kerner ile konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | والآن إذا سمحت لنا اريد الحديث مع السيد كيرنر |
| Rütbeli, geçici olmayan bir ajan ile konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | ،اريد الحديث مع عميل ذو مرتبة لا عميل مؤقت |
| Rahatsız ettiğim için özür dilerim. İbrahim'le konuşabilir miyim? | Open Subtitles | أعتذر على إزعاجكِ هل يمكنني الحديث مع ابراهيم؟ |
| Yahudiler'le konuşmak yasak demişlerdi. | Open Subtitles | قالوا انهم ممنوعون من الحديث مع اليهود؟ |
| Bununla ilgili Sean'la konuşmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | قد ترغب في الحديث مع شون بشأن هذا |
| Atla oğullarınla olduğundan daha rahat konuşman biraz sinir bozucu. | Open Subtitles | إنه أمرٌ مقلق أن نراك تألف الحديث مع حصانك أكثر من أبناءك |
| O telefonda. Bay Pike ile görüşmek istiyor. | Open Subtitles | انها على الهاتف انها تريد الحديث مع مستر بايك |
| Jack'le muhabbet etmekten, iş konuşmaktan herkes hoşlanıyordu. | Open Subtitles | الجميع أحب الحديث مع جاك والتعامل مع جاك |
| Hayvanlarla konuşabilen kişi siz misiniz? | Open Subtitles | هل أنت الشخص الذي يمكنه الحديث مع الحيوانات؟ |
| Çocuklarla ilgili konuştuktan sonra bavulunu toplayıp bir başka iş seyahatine çıkıyorsun. | Open Subtitles | بعد نوبات الحديث مع الأطفال فأنت تحزم أغراضك مجددًا لرحلة عمل آخرى |
| Pol ben artık şirket için çalıştığımdan konuklarla sohbet etmeliyim. | Open Subtitles | (بول) الشركة تدفع لي الآن لذا علي الحديث مع أناس آخرين |