Bugün, çok yıllar önce cömert yabancılar bana yardım etmiş olduğu için hayattayım. | TED | وأنا على قيد الحياة فقط لأنه منذ وقت طويل ساعدني بعض الغرباء الكرام. |
Dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta ise, bütün ihtimalsizliklere rağmen bir ispermeçet balinasının yabancı bir gezegenin birkaç kilometre üzerinde vücut bulmasıydı. | Open Subtitles | من المهم أن نذكر أن فجأة و ضد كل الإحتمالية تم إستدعاء حوت إلى الوجود على بعد عده أميال بأعلى سطح كوكب الغرباء |
yabancıların düşüncelerini kuvvetlendirdikleri makine işte bu, dünyayı değiştirdikleri makine. | Open Subtitles | هنا مكينة الغرباء يستعملوها ليضخّمون أفكارهم المكينة التي غيّرت عالمهم |
Akıllı biri, sıcak dengeli, romantik yabancılara nazik yaşlılara çok güzel gülen. | Open Subtitles | شخص ذكي ودافئ مستقر ، شاعري يتعامل بلطف مع الغرباء وكبار السن |
yabancılarla seks yapıyorum çünkü o işi hoşlandığım biriyle yapmaktan acizim. | Open Subtitles | أجامع الغرباء لأنني غير قادر على فعلها مع شخص أحبه بالفعل |
Yani bu yabancıları evime getiriyorsun, ve böyle acayip şeyler soruyorlar? | Open Subtitles | أعني، تحضرين هؤلاء الغرباء إلي منزلي و يسألونني عن تلك الأشياء؟ |
Charles Haywire, kalabalık fobisi olan yabancılardan ürken bir paranoyak hastadır. | Open Subtitles | إنه يعاني من الخوف من الحشود مما يجعله يخاف من الغرباء |
Kendisini sunduğu yabancılar aracılığıyla sevgilisine daha fazla ait oluyordu. | Open Subtitles | انها تنتمي إلى حبيبِها الي كُلّ الغرباء أعطتْ نفسها ايضا |
Hatırlıyorum, çünkü o gün etraftaki tek beyaz yabancılar onlardı. | Open Subtitles | أتذكر ذلك لأنهم كانوا البيض الغرباء فقط فى ذلك اليوم |
Birbirlerine yabancı bu kişiler, dünyaya daha farklı amaçlar için geldiklerini keşfediyorlar. | Open Subtitles | إلى الموظف الذي يمكنه كسر حاجز الوقت و الفراغ هؤلاء الغرباء يكتشفون |
Son derece gizli bir dolu elmas tüccarı. Hiçbir yabancı yok. | Open Subtitles | مجموعة خاصة من التجــار في سوق الماس والذين لا يحبذون الغرباء |
yabancıların düşüncelerini kuvvetlendirdikleri makine işte bu, dünyayı değiştirdikleri makine. | Open Subtitles | هنا مكينة الغرباء يستعملوها ليضخّمون أفكارهم المكينة التي غيّرت عالمهم |
Korktuğum odur ki yabancıların mevcudiyeti .konuşmadığımız kişileri üzerimize çekecektir. | Open Subtitles | أخشى أن وجود الغرباء سيجذب هؤلاء الذين لا نتحدث عنهم |
Babasının hasta olmasını isteyebilir belki ama yabancılara yapması için sebebi yok. | Open Subtitles | أقصد لديه الدافع لجعل أبيه مريضاً ولكن ليس لديه سبب ليهاجم الغرباء |
Eğer sen bakmak istemiyorsan, yabancılara ödeme yapabileceğim uzun bir listem var. | Open Subtitles | إن لم تريدين فعلها، لدي قائمة طويلة من الغرباء أستطيع التعاقد معهم. |
Sonra doğruca 3 saatliğine spor salonuna gidip, yabancılarla dakikalarca göz kontağı kuracağız. | Open Subtitles | ومن ثم مباشرة إلى الصالة الرياضية لـ تمارين القرفصاء واتصال بالعين مع الغرباء |
Onu öldürüp işimizi bitirmeliyiz, ve yabancılarla bir daha iş yapmayalım. | Open Subtitles | علينا فقط قتله والأنتهاء من الأمر والتوقف عن العمل مع الغرباء |
Hikâyeler yabancıları kardeş hâline getirecek merakı uyandırabilir. | TED | القصص يمكنها أن تخلق العجب الذي يحول الغرباء إلى إخوة وأخوات. |
Daha iyi tanıyana kadar yabancılardan çekinirler. | Open Subtitles | فهي تخجل من الغرباء حتى تتعرف عليهم جيداً |
Satış ilanı asmayı ve bir sürü yabancının varlığını kaldıramam. | Open Subtitles | لا أريد وضعه للبيع والحصول على مجموعة من الغرباء يتفقدونه |
Tabii ki, kurallara uygunluk açısından, yaşam emen Uzaylılar broşürün bir parçası değildi. | Open Subtitles | بالطبع، وبكل الإنصاف، فإن الغرباء الذين يمتصون الحياة لم يكونوا جزءًا من العرض |
Trinculo: Sefalet tuhaf yatak arkadaşları kazandırıyor insana. | TED | ترينكيلو: يعرف البؤس الرجل ذي الرفقاء الغرباء. |
Pentagon, iletişim kaybedildiğinde sizin bir uzaylı saldırısı altında olduğunuzu düşündü. | Open Subtitles | البنتاجون يظن أنكم كنتم معرضين لهجوم الغرباء عندما فقدنا الأتصال معكم |
İki yabancının size hayatınızın en güzel hediyesini vermesi çok garip bir şey. | Open Subtitles | من الصعب التصديق أن أثنين من الغرباء يمكنهم ان يعطوك أعظم هبه لحياتك |
İnsan öyle yaşlı bir kadını iki tane yabancıyla bırakmaz. | Open Subtitles | انتى لا تتركين سيدة مسنة مثل هذه معإثنينمن الغرباء. |
Bir kilisenin bodrumundaydım, ve etrafımdaki bir grup yabancıya o günün iyi bir gün olduğunu anlatıyordum çünkü.... o gün çöplükten yemek yemiyordum. | Open Subtitles | وزوجتي السابقة كانت تتزوج مرة ثانية وكنت في سرداب الكنيسة أوجه مجموعة الغرباء .. |
Carl Sagan gibi bazı astronomlar zeki uzaylıların kendini kopyalayan makineler yapmayacağını söyler. | TED | بعض علماء الفضاء، مثل كارل ساغان، يقولون أنه لن يبني الغرباء الأذكياء آلات تنسخ نفسها على الإطلاق. |