Bonobolar, insanlar gibi, bütün hayatları boyunca oyun oynamayı severler. | TED | ان قردة البابون .. كما البشر تحب اللعب طيلة حياتها |
New York Times 17 Şubat tarihli pazar dergisine kapak hikâyesi olarak oyun oynamayı koyduğuna göre bu ciddi bir şey olmalı. | TED | يجب أن يكون الأمر جديا إذا كانت صحيفة نيويورك تايمز ضعت على غلاف العدد السابع عشر من فبراير ليوم الأحد موضوع اللعب |
Belli bir amacı yok, zaten oyun oynamanın en güzel tarafı budur. | TED | ليس له أي هدف محدد, و هذا هو الأمر الرائع في اللعب. |
Anna oyunu sahada aynı koşullarda oynamak için gereken bilgiye giden bir kanaldır. | Open Subtitles | آنا وسيلة إلى المعرفةِ التي يمكن أن تحسن مستوى اللعب في هذا الحقل. |
Şimdi sizlere bir tür oyuna bakış açısı göstereceğim, ancak hiçbir zaman tek bir bakış açısından söz edemeyiz. | TED | و لذلك سآخذكم عبر طريقة للنظر في اللعب, لكنه لا يعد أبدا أمر واحد مفردا. |
Şimdi, onlar yeni bir dünya aramak için uygarlığın yarsını gönderdiler. Haftada 21 milyar oyun saatini bulduğum yer burası. | TED | الآن، لقد جعلوا نصف الحضارة تذهب للبحث عن عالم جديد. ومن هنا حصلت على ٢١ بليون ساعة أسبوعيا من اللعب. |
Seni kullanmazsa, Bit'lerin seni yok etmesi için oyun şebekesine gönderir. | Open Subtitles | وإن لم يستطع الإستفادة منك. يُرسلك إلى شبكة اللعب ليدمرك تماماً |
Bu ölü ağırlıktan kurtulmak ve oyun alanına bir nakil ışını yakalamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتخلص من هذا الوزن المميت واللحاق بشعاع نقل إلى ساحة اللعب |
Seni kullanmazsa, Bit'lerin seni yok etmesi için oyun şebekesine gönderir. | Open Subtitles | وإن لم يستطع الإستفادة منك. يُرسلك إلى شبكة اللعب ليدمرك تماماً |
Bu ölü ağırlıktan kurtulmak ve oyun alanına bir nakil ışını yakalamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتخلص من هذا الوزن المميت واللحاق بشعاع نقل إلى ساحة اللعب |
Belki oyun alanı gibi bir şeydi, ama o çiğ balık değil mi? | Open Subtitles | ربما تلك من الكلمات التي نسمعها بساحة اللعب ولكن أليس ذلك سمكاً نيئاً؟ |
Bu sizin için bir oyun, değil mi? Ama ben oynamaktan sıkıldım. | Open Subtitles | هذة مجرد لعبة بالنسبة اليك اليس كذالك حسنا لقد تعبت من اللعب |
O oyun kartının babanı kurtarmana yardımcı olacağına inanıyor musun? | Open Subtitles | أنت حقا تعتقد بأنّ ورقة اللعب ستساعدك على إيجاد والدك؟ |
Benim küçük kız bir keresinde koca bir kova oyun hamuru yemişti. | Open Subtitles | أؤكد لك، أكلت ابنتي الصغيرة ذات مرّة علبة كاملة من عجينة اللعب |
Kasabada oyun oynayacak başka küçük kızların da olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين ان ثمة فتيات اخريات من البلدة يمكنك اللعب معهن ؟ |
oyun defterini getir. Burada buluşuruz. Bazı oyunların üstünden geçeriz. | Open Subtitles | لما لا تجلب كتاب اللعب لنرى بعضهم و نراجع الكل |
Demek istediğim bir yolunu bulup oyunu alanını dengelersek, o zaman geri dönebiliriz. | Open Subtitles | أعني، إنه نجحنا في معادلة مجال اللعب بشكل ما ربما أجد طريقة للعودة |
Bu arada oyuna dönmek zorunda kaldım. Dan, dan, dan, 400 kaybederim. | Open Subtitles | كان يجب أن أعود إلى اللعب ثم خسرت 400 دولار فجأة |
Çok havalı bir terim: neoteni -- Yetişkinlerde oynama ve çocuksu davranışların sürmesi. | TED | هناك مصطلح لطيف : النيوتينية وهي الاحتفاظ بخصائص اللعب و الصغر لدى البالغين. |
oynayalım hadi'' dedim. O an kafamı kaldırıp bakmamla tüm etrafımdaki tüm çocukların oynamayı bırakmış bana baktıklarını gördüm. | TED | في هذا الوقت، نظرت حولي في المجموعة التي كنت بها، وتوقف جميع الأطفال عن اللعب وظلوا يحدقون بي. |
Ben bahşiş peşinde değilim. Büyük oyuncularla büyük bir oyunun içindeyim. | Open Subtitles | أنا لا أريد بقشيش من القطط السمان أريد اللعب مع الكبار |
Otur. Tavuk ayakları var. Onlarla oynayabilirsin. | Open Subtitles | لدينا بعض من أرجل الدجاج المسلية بامكانك اللعب بها |
Yemiyorum. Ama maç günü insan kan tadı almak istiyor, biliyor musun? | Open Subtitles | لا أفعل , لكن في يوم اللعب عليكِ أن تتذوق طعم الدم |
Belki köpeğin ayaklarına oyuncak araba bağlayan da aynı kişidir. | Open Subtitles | ربما يكون نفس الشخص الذي ربط أقدام الكلب بعربات اللعب |
Ve bunu yapamazsanız Andre burada, sanırım sahaya çıkıp sizin için oynar. | Open Subtitles | العبوا بدون قلوبكم واذا لم تفعلوا فأن اندرى , هنا ويمكنة اللعب |
Bak Lakha oyunda hile yapmak senin çocukluktan beri alışkanlığın. | Open Subtitles | انظر يا لاكها الغش في اللعب كان عاده في طفولتك |
En azından bir şampiyonluk maçı oynadın. - Bu çok havalı olmalı. | Open Subtitles | على الٔاقل استطعت اللعب في مباراة البطولة، حتماً كان ذلك مذهلًا للغاية |
Tabii ki bebekler oyuncakları çalıştıramayınca annelerine verir. | TED | ومن الطبيعي أن يقدم الرضع اللعب لهن عندما لا يستطيعون تشغيلها. |
Çocukluğumuzu oyunlar oynayarak geçirmiştik, acaba bunlar büyüyünce oynayacağımız oyunların alıştırması mıydı? | Open Subtitles | قضينا طفولة لدينا اللعب. كانوا جميعا الاشعال فقط للمباريات لعبنا مثل البالغين؟ |