"بالشيء" - Traduction Arabe en Turc

    • olanı
        
    • şeyleri
        
    • şeye
        
    • şeyle
        
    • şeyin
        
    • şeyi
        
    Doğru olanı yapmak için o kadar endişeleniyorsun ki, bunu göremiyorsun. Open Subtitles قلق للغاية بشأن القيام بالشيء الصحيح، حتى أنك لا ترى الأمر
    Yarın, doğru olanı yapmadığı için kimsenin bir bahanesi olmayacak. TED لن يكون هناك أي عذر في الغد لعدم القيام بالشيء الصواب.
    Ödüllendirmeye ve primlere abartıyla başvurmak, ahlaki irademizin yerini alıp "doğru olanı yapma" isteğimizi yok ediyor. TED ومما يُفسد الإرادة الأخلاقية الاحتكام المستمر للحوافز الذي يدمر رغبتنا في القيام بالشيء الصحيح.
    Erkek, ancak yapması gereken şeyleri yaptıktan sonra istediği adam olabilir. Open Subtitles المرء يقوم بالشيء الذي يحتاجه ليصبح المرء الذي يريد أن يكون
    Yarattığı şeye tutunmaya çalışan yaşlı adama bile. Open Subtitles ليس حتى الرجل العجوز الذي يريد فقط التمسّك بالشيء الذي صنعه
    O boşluğu daha iyi bir şeyle doldurmadıkça onları kaybedeceğiz. Open Subtitles ذلك ضروري لملئ تلك الفتحة بالشيء الأفضل.
    Yaptığım şeyin doğru olduğunu bir gün sen de anlayacaksın. Open Subtitles وفي يوم من الأيام سوف تعين أني قمت بالشيء الصحيح.
    Ben de okulda onunla aynı şeyi yapıyordum. İstediğinize sorun. Open Subtitles لقد كنت أقوم بالشيء نفسه في مدرستي كأي شخص آخر
    Ben Rivera'nın nasıl kör olduğunu anlatacağım... sen de benim doğru olanı yapmam gerektiğini söyleyeceksin... Open Subtitles أُثرثرُ حولَ كيفَ تَمَ إعماء ريفيرا و تُخبرُني أنهُ عليَّ أن أقومَ بالشيء الصَحيح
    Benden onurlu olanı yapmamı istiyorsun, fedakârca olanı. Open Subtitles تُريدَني أن أقومَ بالشيء المُشَرِّف الشيء الغير أناني
    Bir Kraliçe olarak doğru olanı yaptığımı ümit ediyorum, Open Subtitles كملكة استطيع ان آمل فقط اني اقوم بالشيء الصحيح
    Kızkardeşin için doğru olanı yapmamıza yardım et. Open Subtitles ساعدنا في القيام بالشيء الصحيح من اجل أختك
    Ve doğru olanı yapmaya çalıştı. Bu yüzden öldü. Open Subtitles وحاول القيام بالشيء الصحيح وإنتهى به الأمر بالموت
    Bunun için sana kızgın değilim. Doğru olanı yaptın. Open Subtitles لست غاضبة لأنك صنعت الجهاز قمت بالشيء الصحيح
    Şimdi ben de iki tane evlat edindim. Burada doğru olanı yapmaya çalışıyorum. Open Subtitles والآن تبنيت طفلين وأحاول القيام بالشيء الصحيح من أجلهما
    Doğru olanı kendi kendine yapmışsın gibi davranacağız. Open Subtitles سنقوم بالتظاهر بأنك قمت بالشيء الصحيح من تلقاء نفسك
    Doğru olanı yaptığımızda daha güçlü oluruz. Open Subtitles نحن دائماً أقوى عندما نقوم بالشيء الصحيح.
    İşte şirketlerin başarısız olmasının iki nedeni: Sadece aynı şeyi çok defa yaparlar veya sadece yeni olan şeyleri yaparlar. TED يوجد سببين لفشل الشركات: يقومون بنفس الشيء مرارًا، أو يقومون بالشيء الجديد فقط.
    Her yürekli Amerikalı'nın ve akademik anlamda az olgun kişilerin soruları olduğunda yaptığı şeyi yaptım. Bazı şeyleri Google'a yazdım. TED قمت بالشيء الذي يقوم به كل أمريكي وطالب أكاديمي عندما يكون عنده سؤال.
    Evet, ilgi gösterdiğin tek şeye olan alakanı kaybetmemen içindi... Open Subtitles أجل , لأبقيك مهتم بالشيء الوحيد الذي قدرته ... جسمي
    Sonra beyaz adamın oltasına takıldıklarında ellerinde kalan son şeyle ticaret yapmaya başlamışlar. Open Subtitles بعد ذلك عندما أصبحوا معلّقين علي سلع الرجل الأبيض, بدأوا يتاجروا بالشيء الوحيد المتبقّي معهم
    Hepimizi ortak bir paydada buluşturacak şeyin etrafında toplanmalıyız: Open Subtitles عَلينا أن نَتَحِد بالشيء الوَحيد الذي يَجمَعُنا معاً
    Bu çocuğun doğru şeyi yapmasını bekleyerek kimseye bir iyilik yapmıyorsun. Open Subtitles لكنك لا تخدم أحداً هنا بإنتظار الفتى أن يقوم بالشيء الصحيح

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus