Cadı avı tamamen ortadan kaybolana kadar yavaşça düşüş yaşadı. | TED | بدأت بعدها مطاردات الساحرات بالانخفاض ببطء إلى أن اختفت تمامًا. |
Onu yavaşça soydun mu ilk önce onun büyük, güzel göğsünü açtın mı? | Open Subtitles | هل نزعت عنها ثيابها ببطء أقصد هل كشفت أولاً عن صدرها الكبير المثير؟ |
Stratejisi, onu artık bir tehlike olarak görmeyene kadar yavaşça aralarında yüzmektir. | Open Subtitles | تتمثل خطتها في السباحة ببطء وسطهم حتى لا يعودوا يعتبرونها تهديدا لهم |
Bilimsel keşifler, derin yer altı mikrop çeşitleri, çok yavaş olabilir. | TED | الاكتشافات العلمية.. كما الميكروبات تحت الأرضية يتم الوصول إليها ببطء شديد. |
Bu, Stella'nın yolculuğunun ilk yarısında Terra'nın daha yavaş yaşlandığını ama ikinci yarısında daha hızlı yaşlandığını gözlemleyeceği anlamına gelir. | TED | وهذا يعني أن ستيلا سترصد تيرا تكبر ببطء في النصف الأول من رحلتها، ولكنها تكبر بسرعة خلال نصف رحلة العودة. |
Bunun üzerinde çalışmaya 1985 yılında başladım, ve çok yavaş ilerliyordu. | TED | لقد بدأت العمل فيها عام 1985، ولقد كانت تتطور ببطء للغاية. |
Diğerleri ise hareket edemesinler diye baş aşağı tüplere konulabiliyor, yavaşça ölmeleri için. | Open Subtitles | والبعض يوضع رأسه اولا في أنابيب لتقييد حركتهم وهم ينزفون حتى الموت ببطء. |
Ben talimat verene kadar bekleyip, sonra da... talimatları yavaşça uygulayacaksın. | Open Subtitles | أريدك أن تنتظر حتى أعطيك الأمر ثم اتبع هذه التعليمات ببطء |
yavaşça derin bir nefes al ve solu, nefesin kalp atışlarınla eşleşmeli. | Open Subtitles | خذ نفسا عميقا وأخرجه ببطء يجب أن يتوافق تنفسك مع دقات قلبك |
yavaşça, sağ elinle anahtarları kontakttan çıkar ve bana ver. | Open Subtitles | ببطء وبيدك اليمنى أخرج المفاتيح من محرك التشغيل ومررها للوراء |
Yer çekimi üzerine düşeni yaparak onu yavaşça engin bulut kütlelerine çekti. | Open Subtitles | وبفعل الجاذبية المعتاد الذى يشده ببطء . فى تجمعات ضخمه من الغيوم |
O düşünce yavaşça aklımda gelişti ve her şeyin önüne geçti. | Open Subtitles | تماما تلك الفكرة ترسخت ببطء في عقلي واكتسحت كل شيئ اخر |
yavaşça ayağa kalkmanı istiyorum ve sonra kapıya doğru yürü. | Open Subtitles | لا تحركات مفاجئة قف عل رجليك وسنمشى الى الباب ببطء |
Ancak hızlı hareket eden ülkeler ve Güney Kore gibi yavaş başlayanlar bile hala telafi edebiliyorlardı ve gerçekten başarılı oldular. | TED | لكن الدول التي تحركت سريعاً، وحتى من بدأ ببطء مثل كوريا الجنوبية، وما زال بوسعهم تعويض ذلك، وقاموا بعمل جيد بالفعل. |
Çocukluğunuz süresince büyürken ve yetişkinliğiniz süresince yaşlanırken kişisel kimliğiniz yavaş yavaş değişir. | TED | اثناء النمو في مرحلة الطفولة و الكبر بعد البلوغ، تتغير هويتك الشخصية ببطء. |
Adam yavaş yürüyordu. Tanık sandalyesine bile birinin yardımıyla gelebildi. | Open Subtitles | لقد مشى ببطء واحتاج لمساعدة حتى يصل إلى كرسي الشهود. |
Arabayı yavaş kullanın, onu eve bırakırken de dikkatli davranın. | Open Subtitles | قم بإيصاله للمنزل ببطء وانزله من العربه بهدوء يا رفيقي |
O zaman, söylediğin doğruysa general seni yavaş yavaş öldürecek demektir. | Open Subtitles | ..حسناً , اذا انت تقول الحقيقة ذلك الجنرال سوف يقتلك ببطء.. |
Haberi patlattığım zaman,... ..basit sorulara basit cevaplar ile yavaş yavaş başlamanızı istiyorum. | Open Subtitles | انا اريد منك ان تبدا ببطء مع الأجوبة والاسئلة ، ستكون الأسئلة بسيطة |
seninki değil Babam evin önündeki yolda yavaş kullanmama izin verirdi. | Open Subtitles | أبي سمح لي بأن أقودها ببطء عند الممر أنا سائق ماهر |
İşleri ağırdan aldık, birbirimizi tanımaya vakit ayırdık. Sonrasında adım adım beraber çalışmayı öğrendik. | TED | لذلك بدأنا بالتعرف على بعضنا البعض ببطء وتعلمنا كيف نعمل معًا تدريجيًا. |
Ve bundan sonra, yavaştan al. | Open Subtitles | ثم بعد ذلك , أنا أحب أن تسير الأمور ببطء |
Elektrikçiye söyleyeyim de sana ağır ağır versin. | Open Subtitles | سأخبر الكهربائي لإعطائه إليك ببطء وسهل , رجل حكيم |
Tamam, 4 bir önlem olarak Yavaşla. | Open Subtitles | تحرك فى إتجاهها ببطء وبحرص شديد حتى أخبرك بتعليمات جديدة |