Birkaç yıl önce üretkenlik takıntım öyle kötü bir hal aldı ki beni aşırı korkutan bir tükenmişlik yaşadım. | TED | قبل عدة سنوات، وصل هوَسي بالإنتاجية إلى أقصاه، لدرجة أنني كنتُ أعاني من حالة من الاحتراق الوظيفي أخافتني بشدة. |
Bir iksirin bu kadar çok fanteziyi harekete geçirebileceğinde şüphe duyuyorum. | Open Subtitles | أشك بشدة بأن اكسير واحد يمكنه الفخر بالعديد من الميزات الرائعة |
O'Malley gazdan fena etkilendi, Piscatelli de beyin sarsıntısı geçirdi. | Open Subtitles | ميلي تسمم بالغاز بشدة و بسكاتلي اصيب بارتجاج في المخ |
Gene bayıldı. sert bir tokat atın, bakalım ayılacak mı? | Open Subtitles | لقد فقد الوعى ثانيةً اصفعه بشدة لنرى هل سيستعيد وعيه |
Ondan nefret ediyorum, çünkü siz onu biraz fazla abartıyorsunuz. | Open Subtitles | أكرهه بشدة لأنكم أيها الأولاد تعتقدونه مهماً وهو لايساوي شيئاً |
İlginçtir ki, bu tercih oyuncular tarafından, çok da hararetli bir şekilde ayıplanmadı. | TED | ولكن من المثير للاهتمام، وهذا الاختيار لم يدان بشدة أيضا من قبل اللاعبين. |
Partinin büyük bir fırsat partisi olmasını diliyorsun, yaşlı huysuz bir parti değil. | TED | ترغب بشدة في ذلك لحزبكم لتكون فرصة كبيرة لكم . ليس للحزب الغاضب. |
sıkı estiğinde bu çöl arka ayakları üzerine dikilir sanki. | Open Subtitles | عندما تهب بشدة , تصبح هذة البلاد الصحرواية فى ورطة |
Bu kültür hakkında bir kitap, ve, gördüğünüz gibi, kültür hızlıca etrafa yayılıyor | TED | هو عبارة عن كتاب عن الثقافة وكما ترون ان الثقافة تتأرجح بشدة هنا |
Sen arkadaşım diyebileceğim tek kişiydin ve ben seni çok kötü incittim. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد الذي كان صديق لي من أجلي ولقد آذيتك بشدة |
Kafa karışıklığı yaşamak için çok kötü bir zaman seçtin. Oyunda kalmalısın. | Open Subtitles | عليك يشوش شيء هناك يكون أن يمكن لا بشدة بحاجتك أنا بينما |
Onunla olmayı o kadar çok istedim ki kendimin de yukarıya yükseldiğini hissettim. | Open Subtitles | كنت أرغب بشدة فى البقاء معه بالكاد شعرت بنفسى أخرج الى الهواء الطلق |
Hamile olmayı o kadar çok istiyorum ki, zihnim oyunlar oynuyor. | Open Subtitles | أريد فقط أن أكون حاملا بشدة لدرجة ان عقلي يهيئ لي |
Eğer ablan, bir şey çaldığın için yine kavga ederse fena dayak yersin! | Open Subtitles | لو قامت أختك الكبيرة بالقتال خارج أو داخل الحلبة أنتي سوف تُضربين بشدة |
Üstelik eşimle çok fena kavga ettim ve evi terk etti. | Open Subtitles | و علاوة على ذلك تشاجرت مع زوجي بشدة و رحل عني |
Ya bir U.F.O'ydu ya da gözlerimi çok sert ovuşturdum. | Open Subtitles | لذا إمـا كـانت كـائنـات فضـائية أو أنـي حككت عيني بشدة |
Bu adam ninja dünyasının zirvesinde duran ve en fazla saygı duyduğum kişiydi. | Open Subtitles | الشخص الذي تربع على قمة عرش الشينوبي بعد ذلك والشخص الذي أحترمه بشدة |
Tuhaftır ama her büyük oyuncu kariyerinin büyük yenilgilerini unutmakta zorluk çeker." | Open Subtitles | لكن كل لاعب يتذكر بشدة أقسى الهزائم التي مر بها في مسيرته |
Hislerimiz bizi, bize rağmen o kadar sıkı birleştirdi ki. | Open Subtitles | ربطتنا مشاعرنا بشدة غصبا عن أنفسنا، ألا نتخلى عن بعضنا |
Büyükbabam öldüğünde çok üzgündüm ve kuzenim de deli gibi ağlıyordu. | Open Subtitles | عندما مات جدي كنتُ حزيناً جداً وكانت ابنة عمي تبكي بشدة |
O sırada Taliban'ın hava kuvvetleri vardı. Savaş uçakları, tankları, ağır silahları vardı ve bazı zamanlar gerçekten ağır darbeler yedik. | TED | وفي ذلك الوقت كانت طالبان تمتلك قوة جوية، كانت لديهم مقاتلات ودبابات ومدفعية، وقد تم قصفنا بشدة عدة مرات. |
Azıcık bir yağmura bu kadar tepki veren başka kimseyi görmedim. | Open Subtitles | لم أرَ أي أحد يثار بشدة بسبب أمطار قليلة ومياة قليلة |
Buraya kalpten inandığım bir besin devrimini başlatmak için geldim. | TED | لقد جئت إلى هنا لأبدأ ثورةً غذائيةً أؤمن بها بشدة. |
Benim hakkımda şundan emin olabilirsin Paul kesinlikle annem gibi bir kadınla evlenmedim. | Open Subtitles | شيء واحد يمكنك أن تقوله بشأني إنني متأكد بشدة أنني لم أتزوج والدتي |