"بعض" - Traduction Arabe en Turc

    • biraz
        
    • bazı
        
    • birkaç
        
    • var
        
    • da
        
    • de
        
    • falan
        
    • için
        
    • bir şeyler
        
    • çok
        
    • misin
        
    • küçük
        
    • bazıları
        
    • bazılarını
        
    • kaç
        
    Şimdi de içine biraz kimya koyacağız ve hücrede biraz kimya yapacağız. TED والآن سنضع الكيمياء بالداخل و نجرى بعض التفاعلات الكيميائية فى هذه الخلية.
    Sonra biraz odun keserim, delikler açarım ve suyu izlerim ve belki ortalıkta dolanıp ve conta aramak zorunda kalırım. TED وسوف اقوم بقطع بعض الخشب وحفر بعض الثقوب ومشاهدة المياه بل ربما سوف اخذ جولة في الارجاء باحثا عن الغسالات
    Eşsiz,... ...çok çok özel,... ...bireyci ve çoğunlukla da... ...baştan çıkarıcı.... ...bazı kadın karakterlerle fazla zaman... ...harcamak benim kaderim. TED الآن قُدِرَ لي تمضية الكثير من الوقت مع بعض الشخصيات الفريدة, خاصة جداً, فردية , و احياناً خواص أنثوية مغرية.
    bazı kültürlerde ebeveynler erkek çocuk sahibi olmayı daha çok seçiyor. TED إنهم ، في بعض الثقافات، يختارون إنجاب ذكور أكثر من النساء.
    birkaç öğrenci ailesinin de içinde olduğu kişiler, okul öğrencilerin gitmesini engellemek için daha fazlasını yapmadığından çok öfkeliydi. TED والبعض، بما في ذلك بعض عائلات الطلاب، كانوا غاضبين أن المدرسة لم تفعل أكثر من ذلك لمنعهم من المغادرة.
    Orada öylece oturmuş, Goldman Sachs'in işe biraz para yatırmasını bekliyor. TED إنه يجلسُ هناك في الأساس، ينتظرُ جولدمان ساكس لمنحه بعض الأموال.
    Ve sonra yavaş yavaş etrafı dolandım, bazen kendimi biraz kayıp hissederek. TED بعدها ذهبت تدريجيًا إلى ما أبعد، شعرت بأنني ضائع في بعض الأحيان.
    Bu aslında biraz garip fakat dışkı organizmaları seviyesine baktım, bu, su yollarımızdaki dışkısal maddeler için bir ölçüm yöntemidir. TED ذلك يبدو غريباً بعض الشيء، ولكنني بحثت في معدلات بيكتريا القولون، والتي تقيس معدل القاذورات في كل من هذه الممرات.
    Burada olduğunuz için mutluyum, aksi hâlde biraz tuhaf olurdu. TED أنا سعيد بوجودكم هنا؛ وإلا لكان الأمر غريبًا بعض الشيء.
    Aslında bunlar bir bakıma biraz eskiydi, ya da pek yeni sayılmazdı. TED لذا فى بعض النواحى، كان هذا شيء قديم قليلًا وليس بالضرورة جديد.
    Eğer bu konu sizi biraz temkinli olmaya sevkediyorsa sakin olun. İstatistik öğrenmek sizi çılgın bir komplo teorisyeni yapmaz, sadece şüpheci yapar. TED ولو كان هذا يجعلك في الحال حذراً بعض الشيء فلا بأس، فإن هذا لن يجعلك نوعا ما صاحب نظرية مؤامرة مهووس، بل متشكك.
    Bu yüzden basitten başlayıp, bazı canlı özelliklerine sahip yapılar oluşturuyor, sonra bunu geliştirerek daha canlı benzeri hale getirmeye uğraşıyoruz. TED إذن نبدأ بنموذج بسيط، نصنع بعض البُنى التي قد تملك بعض خصائص الحياة هذه ثم نحاول تطويرها لتصبح أشبه بالكائن الحي.
    SP: Senin keşiflerin sonucunda gerçekleşen bazı harika şeyleri sana söylemek istiyorum. TED س. ب: أريد أن أخبرك عن بعض الأشياء المدهشة الناتجة عن اكتشافاتك.
    Böyle durumlarda dahi bilgisayar bilimi bazen stratejiler ve belki bazı teselliler sunabilir. TED لكن في تلك الحالات، بإمكان علوم الحاسوب تقديم بعض الاستراتيجيات وربّما بعض المواساة.
    Yine de buna saçma diyecek bazı bilim insanları var. TED لا يزال هناك بعض العلماء الذين سوف يقولون أنّه هراء.
    Aslında paylaşılan veriyi bildiğimde ve açık bir şekilde benim rızam istendiğinde bazı sitelerin benim alışkanlıklarımı anlamasını istiyorum. TED في الواقع، حين أعرف البيانات التي تتم مشاركتها وتطلب مني موافقتي بوضوح، أريد من بعض المواقع أن تفهم عاداتي.
    Bir gün birkaç sokak ötede saklı, çıkmaz sokağı keşfediyordum. TED وذات يوم كنت استكشف الناحية واحاول تجاوز بعض الطرق العامة
    Çocukların birkaç fotoğrafını çektim, sonraki gün posterlerle çıkageldim ve onları yapıştırdık. TED فقط التقطت بعض الصور للاطفال, وفي اليوم التالي جلبت الملصقات وبدأنا لصقها.
    İçinde koyduğumdan daha fazla enerjiyi üretmiyor, ama yinede birkaç harika şey yapabiliyor. TED وهو لا يولّد طاقة أكثر من الداخلة إليه، لكن له بعض المزايا الفريدة.
    Ama bu umut pek gerçekçi değil. O yüzden ikinci bir umudum var. TED إلا أن هذا الأمل غير واقعي بعض الشئ، ولذا لدي أمل ثانٍ احتياطي.
    Anlaşama maddeleri karmaşık olabilir, çünkü sorunun kendisi de bir o kadar karmaşık. TED صحيح ان بعض الشروط في الاتفاقية قد تبدو معقدة ولكنها حدت من الصراع
    birkaç şeyi açıklığa kavuşturmamız gerekiyor, ve sıra falan bekleyemem. Open Subtitles أريد أن أتحدث معة لمناقشة بعض الامور ولا يمكننى الانتظار
    Michael Pritchard: Tamam. biraz da kanalizasyon arıtma tesisinden bir şeyler var. TED مايكل: حسناً. تحصلنا على بعض الجريان من محطة للصرف الصحي في المزرعة.
    Yatak odamda kırmızı balıklar var. Onlarla oynamak ister misin? Open Subtitles لدي بعض الاسماك الذهبيه في غرفة النوم أتريد اللعب معها؟
    En eski insanlık tarihimizden beri küçük kabileler hâlinde eğlenceler düzenlerdik. TED منذ بداية تاريخنا الإنساني. صنعنا مع بعض تسليتنا في قبائل صغيرة.
    bazıları altın değerindeki bu evrensel bilgiyi Plato'nun nitelendirdiğini düşünüyor bazıları da Pythagoras'un. TED ويعزوا بعض المحللين هذه المعرفة الذهبية العالمية إلى أفلاطون وآخرون يعزوها إلى فيثاغورس
    Belki daha önce bu özelliklerin bazılarını tecrübe etmişsinizdir. Ancak benim şu an bahsettiğim fiziksel özellikler, diğerleri değil. TED ربما كنت قد شهدت بعض من هذه الخصائص من قبل، ولكن أنا أتحدث عن الخصائص الفيزيائية، غير تلك الأخرى.
    bu fenomenin nasıl yayıldığını size bir kaç örnekle anlatacağım. TED سوف أقوم بعرض بعض النماذج لكم لمدى تفشي هذه الظاهرة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus