Ama başkalarının duygularını kendi duyguların gibi hissetmeye çalışmak ...seni çok fazla yorabilir. | Open Subtitles | لكنّه يمكن أن يكون مستنزِفاً أن تحاولي الإحساس بمشاعر الكل بالإضافة إلى مشاعرك |
Gerçekten mühim olan, temelde insanların duygularıyla ulaşmak. | TED | ففي الواقع ما يهم فعليا هو التلاعب بمشاعر الناس. |
Bu, insanların duyguları, ihtiyaçlarının ne olduğu, özel hayatlarında olup bitenler ve toplumun ihtiyaçlarıyla alakalı. | TED | إن الأمر يتعلق بمشاعر الأشخاص، ما هي احتياجاتهم، وماذا يدورُ في حياتهم الخاصة، وماذا يحتاجُ المجتمع. |
Sanki bir değeri varmış gibi, bir çocuğun hislerini önemseyecek kadar hippi olmadığımı da biliyorum ama öğretmenliği önemsiyorum. | Open Subtitles | وانني لست مثل بقية الهيبيين الاهتمام بمشاعر الاطفال وكانها حقيقية , لكني اهتم بالتدريس |
Âşıkken reddedildiğinizde, sadece romantik aşk duygularına garkolmazsınız, o bireye derin bir bağlılık hissedersiniz. | TED | عندما يتم رفضك في الحب، لن تغمر فقط بمشاعر الحب الرومانسية، ولكنك ستشعر بتعلق عميق بهذا الفرد. |
Şimdi, ya da herhangi bir güçlü duygular duygu biriniz nelerdir? Öfke? Hüzün? | Open Subtitles | و الآن ، هل إحداكما تشعر بمشاعر قوية غضب ؟ |
#Aynı dağa baktılar... #...ama farklı duygularla... #...çünkü, aslında, onlar yenenler... #...ve yenilmiş olanlardı. | Open Subtitles | كما أنهم كانوا ينظرون الى نفس الجبل لكن بمشاعر مختلفة في حقيقة الأمر كانوا عبارة عن فسمبن فاتحين و أناسٌ تم غزوهم |
insan biçimcilik. Tarihsel olarak bakarsak bu kelime hayvanların duygularını anlama konusunda caydırıcı oldu. | TED | هذه الكلمة هي التجسيد، وقد كانت عائقًا تاريخيًا كبيرًا أمام الاعتراف بمشاعر الحيوانات. |
Jungwoo'ya romantik duygular beslediğini biliyorum ama hiç Sangmin'in duygularını düşündün mü? | Open Subtitles | أعرف بأنّك تري جنجوو بالمشاعر الرومانسية لكن هل فكّرتي بمشاعر سانجماين؟ |
Benim gibi, onu sadece görmekle kalmayıp, duygularını da hissettin. | Open Subtitles | ،مثلي ثماماً، لم تري ما حدث فقط لكنك شعرت بمشاعر ليست تخصك |
İhanet duygularıyla boğuşup dururdu... sizin evlilik zorluklarından kaynaklanan. | Open Subtitles | هو كان يصارع بمشاعر الخيانة ينزع العنق من صعوباتك الزّوجية. |
İhanet duygularıyla boğuşup dururdu... sizin evlilik zorluklarından kaynaklanan. | Open Subtitles | هو كان يصارع بمشاعر الخيانة ينزع العنق من صعوباتك الزّوجية. |
- Bak, insanın duygularıyla oynanması acı veriyormuş ha? | Open Subtitles | أنه يؤلم عندما تلعبين بمشاعر الناس, اليس كذلك؟ |
Ne zamandan beri başkalarının duyguları seni alakadar ediyor? | Open Subtitles | هناك شيء غريب فيك، منذ متى وأنت تهتم بمشاعر الآخرين؟ |
İçindeki yoğun duyguları yaşaman gerekirken... ..sen onların var olduğunu inkâr ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تمر بمشاعر متطرفة جداً الآن فضلاً عن إنكارك حتى وجودها |
-İmparator, babanız da -Babamın hislerini çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | سمو الامبراطور , أبوك أنا على دراية تامة بمشاعر أبي |
Başkalarının duygularına ilgi göstermek ve onları anlamak olabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أنك ربما و تظهر إهتمام بمشاعر الآخرين |
Daha önce hiç yaşamadığı duygularla dolup taştığına hiç şüphem yok. | Open Subtitles | لا شك في أنها تشعر بأنها مطغية بمشاعر لم تشعر بها من قبل قط |
..oradaki güzel kadınların gönlünü kazanmak.. | Open Subtitles | بينما الفوز بمشاعر إمرأة طيبة هناك |
- Düşecek. - Bir kez daha hissederek. | Open Subtitles | انظروا, مرة اخري بمشاعر |
Arkasında bıraktığı hisleri bile düşünmüyor mu? | Open Subtitles | هل فكرت يوما بمشاعر الأشخاص الذين تركتهم خلفها ؟ |
Ona karşı hislerin olduğu için yaptığını söyle. | Open Subtitles | أخبريه أنكِ فعلتى ذلك لأنكِ تشعرين بمشاعر تجاهه |