Gündüzümü, gecemi, en kötüsünün olabileceğini hayal ederek geçirdiğim göz önüne alındığında, dünya görüşümün kasvetli olması şaşırtıcı olmazdı. | TED | وحيث أنني أقضي نهاري وليلي في تخيّل أسوأ ما قد يحدث، فليس من الغريب أن تكون نظرتي للعالم سوداويّة. |
Bunun bir öpücük olduğunu anladığımda yaşadığım hayal kırıklığını tahmin et. | Open Subtitles | لا تستطيع تخيّل خيبت أملي عندما علمت أنها كانت فقط قبلة |
Bunu söylüyorsun çünkü benim orada gördüklerimi ve hayal edemiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تقولي هذا لأنه لا يُمكنكِ تخيّل ما رأيت هناك |
Soğuk ve ıslak bir yerde uyandığını düşün. Korkmuş. Yalnız. | Open Subtitles | تخيّل أنك تستيقظ فى جوّ بارد وأرض مبتلة، خائفاً، ووحيداً |
Mevcut şartlar altında, ...diğerlerinin de bunu öğrendiğini bir düşünsene. | Open Subtitles | في ظل الظروف الراهنة، تخيّل إذا عرف بأمره الآخرون. |
Her neredeyse, efendinin kötü bir gün geçirdiğini tahmin ediyorum. | Open Subtitles | وأستطيع تخيّل السيد .. أينما كان أنه يقضي يوماً مؤلماً |
Şimdi, efendim düşünün ki 10 yaşındasınız ve buza çıktığınızda ... bacaklarınızda pad ler yerine Enquirer dergisinin eski sayıları var. | Open Subtitles | تخيّل يا سيّدي أن عمرك 10 سنوات وأنت موجود على ذلك الجليد وأنت تلصق صحفاً قديمة بذقنك بدلًا من الوسائد الحامية |
400.000'lik bir zümreyi düşünebiliyor musunuz, zekalarını ve tutkularını? | TED | هل يمكنك تخيّل مجتمع مكوّن من 400,000 شخص، الذكاء والشغف؟ |
Aşınızın son kullanma tarihinin geçtiğini söyleyen bir çip hayal edin. | Open Subtitles | تخيّل أن تكون لديك رقاقة بإمكانها إعلامك حينما يكون لقاحك قديماً. |
Mesela, bir gelecek hayal edebiliriz; Geraldine'in bir çipte olduğu, Danielle'nin bir çipte olduğu, sizin çipte olduğunuz bir gelecek. | TED | حسنا، يمكننا تخيّل يوم ما يكون لدينا فيه جيرالدين في رقاقة، أو دانيال في رقاقة، أنت في رقاقة. |
Bu düşünceyi özümsemek için şöyle bir senaryo hayal edelim: Çocuğunuzun anaokuluna giriyorsunuz. | TED | لإعطائك نبذة عن تلك الفكرة، تخيّل السيناريو التّالي: دخلت لتوّك حضانة الأطفال حيث يوجد أحد أطفالك |
Bir ormanda yürüdüğünüzü hayal edin ve bir ayı görüyorsunuz. | TED | حسناً، تخيّل أنك تتنزه في الغابة ورأيت دُبّـاً |
İngiliz alfabesinde dört harf olsa nasıl olurdu bir hayal edin. | TED | تخيّل لو أن الأبجديّة الإنجليزيّة تتألف من 4 أحرف فقط. |
Binalarımızın yaratttığı deneyimleri hayal etmeye başlayabiliriz. | TED | وبمقدورنا أن نبدأ في تخيّل التجارب الحياتية التي تصوغها مبانينا. |
Yabancı bir şehirde olduğunu düşün, ve temiz tuvalet bulamıyorsun. | Open Subtitles | تخيّل أنّكَ في مدينة غريبة، ولا يمكنك ايجاد مرحاض نظيف. |
Ona gerçekten düşkün olan bir kızı incittiğini düşün. | Open Subtitles | تخيّل إيذاء الفتاة التي كرّست نفسها لخدمته. |
Her ay sadece ete ne kadar para verdiğimi düşün 100,000 frank. | Open Subtitles | تخيّل كم أدفع في الشهر لأجل اللحم فقط. مائة ألف فرنك. |
Evet ama bir düşünsene soygunu ben planlasam, işi bitirip paramı alsam ve sen beni durdurmak için gelsen. | Open Subtitles | نعم، ولكن تخيّل فقط أخطط لهذه السرقة، وأنفذها، وآخذ أموالي وأنت تأتي لتوقفني |
Beş yıl sonra onunla ve kocası ile yolda karşılaştığımızı düşünsene. | Open Subtitles | تخيّل مصادفتها في الشارع برفقة زوجها بعد خمس سنوات |
Teknolojiyi ele alalım, düşünün ki teknolojiyi de böyle değerlendirdik. | TED | إن فكّرتم بالتكنولوجيا، تخيّل إن كنّا نفكّر بتلك الطريقة حول التكنولوجيا. |
Modern bir bavulun içine bunu koyduklarını düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | تخيّل محاولة إدخال هذا الثوب في حقيبة حديثة صغيرة |
Modern bir eşitini düşünmek zor, fakat imparatorun gösterisine Romalı aristokratların hissettiği rezalet | Open Subtitles | من الصعب تخيّل مثيل معاصر، لكن الغضب الذي كنّه الرّومانيّين الأرستقراطيّين لأداء الامبراطور |
Bundan daha güzel bir gün düşünemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع تخيّل اليوم الأجمل من اليوم. |
Bu tür bir bombardıman altında karmaşık yaşamın devam etmesini hayâl etmek bile zor. | Open Subtitles | تحت هذا النوع من القصف، يصعب تخيّل كيف يمكن أن تستمر الحياة المعقدة. |
Ya burada bir de petrol olsaymış diye bir düşünsenize. | Open Subtitles | تخيّل ما قد كانوا ليجلبوه من إهتمام إذا كان عندهم نفط. |