| Spa merkezleri dondurma salonları, eğlence parkları gösterişli striptiz kulüpleri var. | Open Subtitles | قاعات ايس كريم ساحات احتفالات نوادي تعري مصنوعه من كعك الزنجبيل |
| İyi tarafından bakarsak ülkedeki en iyi striptiz kulüplerinin burada olduğunu duydum. | Open Subtitles | الجانب الإيجابي في الأمر، سمعتُ بأن لديهم أفضل نوادي تعري في البلاد |
| Gidilecek... diskolarınız ya da... striptiz barlarınız... alış veriş merkezleriniz falan var mı? | Open Subtitles | هل لديكم نوادي ديسكو أو بارات تعري أو مراكز تجارية |
| Soyun bebek ve bir olalım | Open Subtitles | تعري يا حبيبتي و سنكون شخصا واحداً |
| En lüks eşcinsel barları araştırdım, çıplak olmayan... ateşli erkekleri,park yerlerini. | Open Subtitles | أنابحثتعن حاناتالمنحرفينورجالوسماء, حيث لا تعري أو ما شابه |
| "Performansın hiç bir bölümünde çıplaklık olmamalı. | Open Subtitles | يرجى التأكد بان هنالك لا توجد لقطات تعري في مقطع من العرض |
| Kapıyı açtığımda, onların striptizci olduklarını düşündüm. | Open Subtitles | عندما فتحت الباب إعتقد بأنّهم كانوا راقصي تعري |
| Düğünü bir kaç saat geciktirip, bir striptiz kulübüne gidebilir miyiz? | Open Subtitles | لذا، هل يمكن أن أؤجل العرس بضع ساعات لأذهب إلى نادي تعري |
| Belki ben yine senin menajerin olurum... sen de eskisi gibi o kulüpte striptiz yaparsın. | Open Subtitles | ربما يمكن أن أعود لأن أكون مديرك وأنت تعري في ذلك النادي ثانية مثلما كنت |
| Seninle tanıştığımda bir striptiz kulübünde soyunuyordun. | Open Subtitles | انهم عاهرات؟ عندما قابلتك كنت تتعرين في نادي تعري |
| Tüm bu kurallar... Bir striptiz kulübü gibi hissediyorum. | Open Subtitles | كل هذه القوانين , أشعر أنني في نادي تعري |
| Fakat striptiz kulüpleri de çok bağımlılık yapıcı. | Open Subtitles | هل تعرف رجلاً يذهب لنادي تعري في وضح النهار ؟ |
| "La olum kalk striptiz kulübüne gidelim olum ya! | Open Subtitles | في نادي تعري لعين الأثداء والبطاطا المشوية لا يجتمعان |
| Mezun olması 6 sene sürmüş ve para karşılığı striptiz yapmış. | Open Subtitles | , استغرق 6 أعوام كي تتخرج تطوعت كراقصة تعري |
| -Kurumsal kredi kartını striptiz kulübünde kullanan herifle! | Open Subtitles | الذي يُعرف بإستخدامه لبطاقات الشركة الإئتمانية في ملهى تعري للرجال الشواذ |
| Her zaman ilk striptiz kulübüne babamla gideceğimi sanırdım. | Open Subtitles | لقد إعتقدت دائماً بأنني سأذهب الى أول نادي تعري لي مع أبي. |
| Mezun olması 6 sene sürmüş ve para karşılığı striptiz yapmış. | Open Subtitles | , استغرق 6 أعوام كي تتخرج تطوعت كراقصة تعري |
| Ben striptiz kulübüne gidip et yiyeceğim. | Open Subtitles | سأذهب إلى نادي تعري لكي أشاهد بعض الفتيات |
| Soyun. Soyun. Lütfen Soyun. | Open Subtitles | تعري تعري تعري بيتر ليس عليك التجسس علي |
| Her yer çıplak dolu ama alkol servisi yok. | Open Subtitles | إنه مرقص تعري كامل ولكنهم لا يقدمون الكحول |
| Bu görüntüleri çıplaklık olursa kullanamazsınız değil mi? | Open Subtitles | لا يمكنك استخدام هذه اللقطات إذا كان يوجد بها تعري , أليس كذلك ؟ |
| Baba çok fazla param yoktu ama sana striptizci tuttum. | Open Subtitles | حسنا يأبي لم يكن لدي الكثير من المال ولكني أحضرت لك راقصة تعري |
| strip klübe gidip DJ'e bakmak gibi.. | Open Subtitles | مثل الذهاب لعرض تعري والنظر إلى معد الأغاني |
| Bu tartışılamaz bile.Yarı çıplaklar Komiser nerede? | Open Subtitles | حَسناً، أنت لا تَستطيعُ المُجَادَلَة بذلك. هم مائل إلى تعري. حيث القائد؟ |
| Palm Strings' de hiç dansçı yok. | Open Subtitles | لا توجد راقصات تعري في بالم سبرينجز |
| Bir striptizciyle evlenirsen uzay mekiğini asla uçuramazsın. | Open Subtitles | تعرف أنه لا يمكنك السفر للفضاء إذا تزوجت راقصة تعري |
| Size diyorum ki o tıp öğrencisi striptizciymiş sen de mi şaşırmıyorsun? | Open Subtitles | إذن اقول لك أن طالبة طب هي راقصة تعري ولست مندهشا ً أنت أيضا ً؟ |