Çok pahalı, saati 3 dolar. Oraya yakın bir yerde parkmetre buldum. | Open Subtitles | تلك البقعة تكلف 3 دولارات في الساعة وجدت عدادا بالوقت ترك عليه |
1.000 won'a pahalı değil. Aşağıdaki dinlenme yerinde 1.500'e satıyorlar. | Open Subtitles | ألف وون ليست كثيرة إنها تكلف خمسمائة في المناطق السفلية |
Vermont'un beyaz göğüslü zirveleri kaç para? | Open Subtitles | حسناً كم تكلف الرحلة إلى محرات فيرمون الثلجية ؟ |
Yani, Fiyatı bir dolar. Playboy sadece 75 sent. | Open Subtitles | أقصد انها تكلف دولاراً واحداً بلاي بوي تكلف فقط 75 سنت |
Nedenini söylemedi ama seni ne pahasına olursa olsun durdurmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | ولم يقول لماذا لكنه قال أن أوقفك مهما تكلف الأمر |
Anahtar can alıcı bir yenilik bütünleştirici tasarım diyoruz genellikle çok büyük enerji tasarrufu sağlar tasarrufsuzluktan daha ucuza mal olur | TED | الشيئ الأساسي هو الابتكار الهدّام الذي نسميه بالتصميم المتكامل والذي ينتج غالباً مدخرات كبيرة من الطاقة تكلفتها أقل من المدخرات الصغيرة أو لا تكلف أي مدخرات |
Ayrıca önceden eğitilirlerse bize biraz daha pahalıya patlıyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنها تكلف أكثر إن أردنا أن ندربها |
Başçavuş Seo. Uluslararası aramaların ne kadar pahalı olduğundan haberin var mı? | Open Subtitles | رقيب من الدرجة الأولى سيو، هل تعلم حتى كم تكلف المكالمات الدولية؟ |
Bu kaynak kesinlikle petrol kadar pahalı değil, ve fotoğraftan da gördüğünüz üzere bol miktarda mevcut. | TED | والتي بالتأكيد لا تكلف بقدر النفط وهي وفيرة أيضا وأتمنى أنكم استطعتوا أن تروا ذلك من خلال الصور |
Bu yapışmaz gıdada kullanılan bir maddeyle kaplanmıştır ve en iyi yönüde pahalı yapışmaz tencereler kullandığınız zaman | TED | ولكن هذه تكلف أقل من دولار واحد. وهي غير قابلة للإلتصاق أيضًا. إنها مغطاة بواحدة من هذه المواد غير الضارة. |
Öyle yerler ne para eder ama. Resmen voliyi vururduk. | Open Subtitles | تلك الأماكن تكلف الكثير لنضع بها هذه الاشياء |
Bunlara para gerek. Elinde olsa gelirdi. | Open Subtitles | هذه الأشياء تكلف الكثير من المال وسوف يأمنها لو أستطاع |
Fiyatı biraz daha fazla, fakat bir bardak tutacağı ve bir dikiz aynası ile birlikte geliyor. | Open Subtitles | تكلف أكثر ولكنها تأتي مع حاملة للأكواب ومرآه للرؤية الخلفية |
Fakat, komutanım görevimiz ne pahasına olursa olsun bu tesisi korumaktır. | Open Subtitles | ولكن سيدى, مهمتنا الدفاع عنها مهما تكلف ذلك |
Bu çok fazla paraya ve çok fazla zamana mal olur ve bazen, bir ilaç piyasaya sürüldüğünde bile, tahmin edilemez bir yön çizer ve insanlara zarar verir. | TED | تكلف العملية الكثير من المال، والكثير من الوقت، وفي بعض الأحيان، حتى عندما تنزل الأدوية إلى السوق، فإنه لايمكن التنبئ بنتائجها وقد تضر الناس |
Onunla ringe çıkmak beş milyon dolara patlıyor. | Open Subtitles | تكلف 5 ملايين دولار لتخوض في قتال معه على الحلبة |
Şey... bu çok pahalıya patlar. | Open Subtitles | حسنا، هذا هو الذهاب الى تكلف الكثير المزيد من المال. |
Kamu ilanları hazırlayın, ücretsiz, ne gerekiyorsa yapın. | Open Subtitles | قوموا ببعض الاعلانات العامة المجانية مهما تكلف الأمر |
Kararının koca ve baba statüne mâl olduğu için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف تكلف قرارك أنت حالة الزوج والأب. |
Ancak öte yandan, eğer bir karides çiftliği sahasının tekrar restore edilip eski üretkenliğine kavuşmasının bedelini ölçmeye başlarsanız ne kadar eder? | TED | ولكن في المقابل اذا بدأت في قياس كم تكلف فعليا لاستعادة ارض مزرعة الجمبري مرة اخرى للاستخدام الانتاجي؟ |
Biletleri son dakikada aldığım için bayağı para tuttu. | Open Subtitles | تذاكر اللحظات الحرجة إلى أوروبا تكلف الكثير |
O sadece mükemmel bir dansçı değil aynı zamanda bana, yardıma ihtiyacı olan diğer insanlara bedeli ne olursa olsun yardım etmem gerektiğini öğretti. | Open Subtitles | والتى ليست فقط الراقصه الرائعه ولكن هناك من علمنى ان هنا اناس يقفون بجانب اناس , مهما تكلف الامر |
Bak, duruşmalar çok masraflı oluyor. | Open Subtitles | أنظر، المحاكمات تكلف المال، هل تريد أن تخسر مليوني دولار |
12,000 dolar değerinde. | Open Subtitles | انها تكلف 12000 دولار واحتلتَ على صاحبها |