önemli olan inançların, nerede ya da nasıl yaşadığın değil. | Open Subtitles | معتقدات المرء هي ما تهم وليس مكان عيشه أو عمله |
Bir asker, tek bir karıncanın hayatının önemli olmadığını bilir. | Open Subtitles | الجندي يعلم ان الحياه لا تهم ماذا بشأن المستعمره ؟ |
Eğer hikayen mutlu sonla bitecekse, Nasıl başladığının önemi var mı? | Open Subtitles | إذا كان نهايه القصة سعيدة ، هل حقاً تهم البدايات ؟ |
Yine de pek önemi yok çünkü istediğim şey bir dakika için o şarkının tarihinde bir yere sahip olmaktı. | TED | لم تكن متعة حقًا، لم تكن تهم فعلًا، لأن ما أردته بطريقة أو أخرى كان مجرد أن أكون في تاريخ الأغنية لدقيقة. |
suçlama olmadığına göre Çavuş Gavilan ve Calden'ı soruşturmalarına dönmeleri için bırakmanızı istiyorum. | Open Subtitles | بما انه لم توجه تهم ضد غافلين وكالدين لذا يُمْكِنُهم أَنْ يَستأنفوا التحقيقاتَ |
Davacı tarafın suçlamaları, hem Savcı'ya hem de sanığa bildirilmiştir. | Open Subtitles | تهم الادعاء لقد تم دراستها كل من النائب العام والدفاع |
Onlar bizim altımızdalar, fikirleri bizim için önemli değil. Korkuyla yönetelim. | Open Subtitles | أنهم أقل منا ، أرائهم لا تهم الحكم من خلال الخوف |
Aslında oldukça temel şeyler -- devamlılık hakkında düşünmek, yedekler hakkında düşünmek aslında önemli olan şeyler hakkında düşünmek. | TED | انها في الواقع اشياء اساسية جدا التفكير في الاستمرارية,التفكير في النسخ الاحتياطية التفكير في الاشياء التي تهم حقا |
Esas önemli olan,İşçinin o işten kazandığı para, fabrikada edindiği deneyimler, ve bu deneyimlerin bu kişiyi nasıl geliştirdiğidir. | TED | ما تفعله بالمال الذي تكسبه ، ما تتعلمه في ذلك المكان، وكيف يغيرها، هذه هي الأشياء التي تهم. |
Bunlar çok önemli yetenekler ve sadece kodlama ile alakalı değiller. | TED | وهذه المهارات المهمة لا تهم فقط البرمجة. |
Ders kitapları okumak stresli, ama okumak önemli değil, hikayenizin önceden yazıldığını hissediyorsanız. ölü veya halen yazılıyor olsa da. | TED | قراءة النصوص يتسم بالضغط, ولكن القراءة لا تهم عندما تشعر أن قصتك قد كتبت بالفعل, سواء كنت حيا أو على قيد الحياة. |
Arkamdaki ekranda, değer derken neyi kastettiğimizi görüyorsunuz: Hastaya önemli olan sonucun harcadığımız paraya göre değişimi. | TED | في الشاشة التي خلفي، ترون ماذا أقصد بالقيمة: نسبة النتائج التي تهم المرضى إلى الأموال التي ننفق. |
Hedefin detaylarının burada bir önemi yok, ama önemi olan şey hedefin kesin olması. | TED | الآن تفاصيل الهدف لا تهم هنا، لكن ما يهم هو مدى دقة الهدف. |
Eğer yemek pişirebiliyorsanız, krizin çok da önemi yoktur. Eğer pişirebiliyorsanız, zamanın çok da önemi yoktur. | TED | فأن أموال الكساد لا تهم كثيراً. إذا أمكنك الطبخ، لا يهم الوقت. |
Anlaşmanın bir önemi yok çünkü tecavüz kayıtlara geçecek. Bunu gerçekten yapmak istiyor musun? | Open Subtitles | الصفقة لا تهم بسبب الاغتصاب سيستمر بالتسجيل. |
Bay Turner isterse, suçlama olacak. | Open Subtitles | و لذا , أجل , سيد تيرنر يستطيع أن يوجه تهم إليه إذا اختار فعل ذلك |
Bir ajan gelip sana yapılan suçlamaları açıklayacak. | Open Subtitles | سيحضر عميل إلى هنا كي يوجّه تهم رسمية ضدكِ |
Cinayet suçlaması için bir savcı bulabilirsiniz ama jüri, bu bebeği evine sizin istediğiz gibi yollamayacak. | Open Subtitles | لربما تحصلي على مُدّعي ليضع تهم القتل لكن هيئة المحلفين لن تخرب بيت هذه الصغيرة بالطريقة التي تريدونها |
Şantaj ve sendika dolandırıcılığı suçlamalarını düşüreceğiz. | Open Subtitles | لم يفعلوا ، سنسقط عنك تهم الإبتزاز والكسب غير المشروع |
Yargıç ona yeni suçlamalar yükleyebilmek için idamını durdurmuştu. | Open Subtitles | القاضي أوقف حكمه . ليحاكمه على تهم جديدة |
Aldığımız istihbarata göre Van Hopper Nisan ayında cinayet suçundan aklanmıştı. | Open Subtitles | مصادر مقربة من التحقيق تقول أن فان هوبر الذي أُسقطت تهم القتل عنه في شهر أبريل |
Şimdi şu satanist işlerine inanıyor veya inanmıyor olmam fark etmez. | Open Subtitles | والآن, كل هذه الأمور الشيطانية؟ لا تهم ما إذا أؤمن بها |
Bulabildiğim en iyi mazeret buydu, avukatın dediğine göre SEC suçlamalarından beni kurtarabilirmiş ama Queen Mary'yi kaçırmam işi zorlaştırıyormuş. | Open Subtitles | هذه افضل حجة استطعت أن أختلقها في هذا الوقت ..لأنّ محامينا يعتقد أنّه بإمكانه التخلص من تهم البورصة والأوراق المالية |
Üç tane silah suçu yükleniyor bu yüzden eğer bir şey biliyorsa, konuşacaktır. | Open Subtitles | تبين أن لديه ثلاث تهم أسلحة، لذا إذا يعرف أي شيء، سيتكلم. |
Ama işin aslı, asıl sır, hepimiz kadınlara cinsel zevklerinin önemsiz olduğunu söylüyoruz. | TED | لكن الواقع هو السر الحقيقي أننا نقول لها أن رغبتها الجنسية لا تهم. |
Aldığı ceza onu pek etkilemedi. Benim ağabeyim Metal Simyacı. | Open Subtitles | لا تهم ساعة الجيب, اخي كيميائي المعادن الكامله |
Önceki 7 kadını öldürmek suçuyla yargılanacaksın. | Open Subtitles | ستواجه تهم القتل على النساء السبع الاصليات |
Ofisim polis birimindeki sayısız suçlamalarla ilgili bir soruşturma başlattı. | Open Subtitles | إن مكتبي يقود تحقيقاً في عدة تهم داخل دائرة الشرطة |