"توجّب" - Traduction Arabe en Turc

    • gerekeni
        
    • zorundaydım
        
    • yapman
        
    • gerekti
        
    • sorgulamam
        
    • İlla
        
    • kaldık
        
    • kaldım
        
    - Sen zayıftın. Türümüzü korumak için yapmam gerekeni yaptım. Open Subtitles كنتِ ضعيفة، و قد فعلتُ ما توجّب عليّ لحمايةِ جنسنا.
    İnsan ırkı yaşayabilsin diye yapmamız gerekeni yaptık. Open Subtitles لقدْ فعلنا ما توجّب علينا لينجو الجنس البشري
    Çünkü otistik olmanın bir yönü bu, piyesler gibi sosyal seyleri öğrenmek zorundaydım TED لأن الأمر المتعلق بكونك متوحد هو , توجّب عليّ أن أتعلم مهارات إجتماعية مثل المشاركة في اللعب.
    İmkansızı başarmak ve onu dışarı çıkarmak için çok para kazanmak zorundaydım. Open Subtitles توجّب عليذ فعل المستحيل لكسب بعض المال وطلب الخروج معها
    Bunu yapman gerektiğini bilmenin imkanı yoktu. Open Subtitles لم يكن هنالك طريقة لأن تعلم أنه توجّب عليك إيقاظه
    Kaydetme tuşu çalışmıyordu, bu yüzden ve sürekli bozuluyordu. Formülleri tekrar tekrar girmem gerekti. TED لم يكن زر الحفظ يعمل، لذلك كلما ضاع مجهودي، توجّب على نسخ كل الصيغ مجدداً، مرة تلو الأخرى.
    Erkeksiliği sorgulamam gerekiyordu; erkek olmakla gelen zehirli ayrıcalıklar beni tanımlamıyor, fakat günlük hayatta karşıma çıkma şekli konusunda sorumlu olmalıyım. TED توجّب عليّ وضع الذكورة موضع التساؤل؛ الإمتيازات المسمّمة التي تصْحُبُ كوني رجلاً، لا تمثلني، ولكنّني يجب أن أكون مسؤولاً عن ما يبدر منّي في الحياة اليومية.
    İlla bir polisle mi çıkman lazımdı sanki? * Kimse bilmez * Open Subtitles لقد توجّب عليك مواعدة شرطي, أليس كذلك ؟ ♪ لا أحد يعلم ♪
    Biz onları geri dönüşümlü plastic ile değiştirmek zorunda kaldık. TED توجّب علينا إحلالها ببلاستيك قابل للتدوير.
    Yazıcı henüz çalışmıyordu, bu yüzden her şeyi elle yazmak zorunda kaldım. TED لم يكن زر الطباعة يعمل حينها، لذلك توجّب على نسخ كل شيء.
    yapman gerekeni yaptın. Bunu biliyorsun, değil mi? Hayır, mutlaka... Open Subtitles فعلتَ ما توجّب عليك وأنت تعلم ذلك، صحيح؟
    Yapmam gerekeni yaptım. Suç benim değil. - Suç senin. Open Subtitles فعلت ما توجّب عليّ الذنب ليس عليّ، بل عليك
    Hepimiz yapmamız gerekeni yaptık. Open Subtitles جميعنا فعلنا ما توجّب علينا فِعله.
    Bir tarafın gitmesinin gerektiği netleşince yapmam gerekeni yaptım. Open Subtitles وعندما بات من الجليّ تحتّم رحيل أحد الجانبين... فعلتُ ما توجّب عليّ فعله
    Bu yüzden o bulmadan önce arabaya gidip almak zorundaydım. Open Subtitles لهذا السبب توجّب عليّ الوصول للسيارة قبل أن تعثر على الحشيشة
    O an için öyle yapmak zorundaydım. Open Subtitles لقد ارتجلت، توجّب عليّ أن أرتجل لم نكن نصل إلى نتيجة
    Onu senin muhbir yapman gerekiyordu. Sen işi bok ettikten sonra devreye benim girmem gerekti. Open Subtitles كان من المفروض أن تجنّديه، توجّب عليّ الذهاب هناك بعدما أخفقت
    O kuşa ancak öldüğü gün elimi sürebildim, onu alıp, atmam gerekti. Open Subtitles لم يسبق لي أن وضعت يدي على ذاك الببغاء إلا عندما حملته في اليوم الذي مات فيه توجّب علي التقاطه و رميه.
    TM: Yeterince olmadığını düşündüğüm erkeksiliği sorgulamam gerekiyordu. TED (تيم): توجّب علىّ وضع الذكورة موضع التساؤل، والذي لم يصل للحد الكافي بعد.
    İlla ki başka bir yolu vardı. Open Subtitles حتماً كانت هناك طريقة أخرى توجّب أنْ تقصدينا
    İstila edilmek tehlikesindeydik, o yüzden oradan çıkmak zorunda kaldık. Open Subtitles والآن، لقد كنّا في خطر من أن يتم تجاوزنا لذا، توجّب علينا أن نخرج من هناك
    Bir kutu almak zorunda kaldım çünkü geceleyin şu baykuş beni hiç uyutmadı. Open Subtitles توجّب علي شراء صندوق منها بسبب ذلك البوم الذي يبقيني يقظة طوال الليل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus