"ثياب" - Traduction Arabe en Turc

    • kıyafet
        
    • kıyafetler
        
    • kıyafetlerini
        
    • elbise
        
    • giysi
        
    • çamaşırı
        
    • kıyafeti
        
    • giysileri
        
    • giysilerini
        
    • giysiler
        
    • elbiseler
        
    • elbisesi
        
    • elbiselerini
        
    • elbiseleri
        
    • giysisi
        
    Üzerinde hiçbir kıyafet yokken koşturmuyordun, değil mi? Open Subtitles أنت لم تكن تجري في الأدغال بدون ثياب .. أليس كذلك ؟ ؟
    Sahne aşkı hiçbir zaman gerçek aşk olmayacak... yasalar kadınların, süslü kıyafetler içindeki oğlancıklarca oynanmasını emrederken Open Subtitles الحب المسرحي لن يكون حباً حقيقياً أبداً ما دام القانون يجعل فتياناً يرتدون ثياب النساء لتأدية أدوارهن
    Gördüğüm kadarıyla burada oturup kocanızın kıyafetlerini yıkamaktan başka bir şey yapmıyorsunuz. Open Subtitles بقدر ما أرى أرى أنك لاتفعلين شيئاً و لكن تجلسين هنا و تغسلين ثياب زوجك
    Ve üç, babamın protestolarının aksine yatak odanın zemini aslında elbise dolabındır. Open Subtitles وثالثاً رغم إعتراضات أبي فإن غرفة نومك هي خزانة ثياب
    Dikişleri, bir tür giysi olduğunu gösteriyor ceket veya uyku tulumu gibi. Open Subtitles التَخييط يَوحي بإنها ربَّما نوع من ثياب مثل سترة أو كيس للنوم
    Ya da o kralla yatarken kral iç çamaşırı giyiyor mu? Open Subtitles مع أنها تنام مع ملك و هو يلبس ثياب من قطعة واحدة.
    Ne giysem? Sokak kıyafeti mi giyeyim, yoksa şık mı olacağız? Open Subtitles ماذا ينبغي علي ارتداءه ثياب شارع , أو حقا علي أن أتأنق
    Kendi giysilerini giydi. Bu kızın giysileri gibisini hiç görmemiştim. Open Subtitles إننى لم أر أبداً ثياب مثل ثيابها ،من باريس
    Bayan Jennings kız kardeşinizin evlilik giysilerini kasabada satın alacağını söyledi. Open Subtitles سيدو جينينجز تقول أن اختك سوف تشتري ثياب عرسها من المدينة
    Ayrıca her gün bir saatimi çocuklar için kışlık giysiler yapmaya ayırmak istiyorum. Open Subtitles و أود استقطاع ساعة كل يوم من وقت سيداتي لحياكة ثياب شتائيّة للصغار
    Onlara yiyecek, kalacak yer ve iş görüşmelerinde giymeleri için kıyafet veriyoruz. Open Subtitles نمنحهم الطعام ، مهجع للنوم، ثياب ، ومقابلات توظيفية
    Dahası da var. Yardıma muhtaç insanlara iş görüşmeleri için kıyafet veriyor musunuz hâlâ? Evet. Open Subtitles ولديّ المزيد ، هل ما زال موجودٌ برنامج إعانة المحتاجين لتوفير ثياب لهم ومقابلات توظيف؟
    Yeni kıyafetler almama,... yeni bir dil öğrenmeme, ve yeni fotoğraflar çekinmeme karar verdiler. Open Subtitles قلنَ إنني بحاجة إلى ثياب جديدة وإلى تعلّم لغة إضافية وأحتاج إلى صور جديدة وأحتاج إلى مساعدتك في هذا الأمر
    Bilmediğin bir yerde uyanıyorsun, ...üzerinde dünkü kıyafetler var ve utanç içinde yürüyorsun. Open Subtitles مرتديةً ثياب الليلة السابقة، و عليكِ أن تعودي في مسيرة العار.
    Saçlar düzgün, pazar kıyafetlerini giymişler ve kişisel cehennemleri fotograf karesinde sabitleniyor. Open Subtitles ، كل شعرة فى مكانها تلبس أفضل ثياب لديها جحيم خاص بهم يتم تجسيده فى فيلم
    Ben de denemeliyim. Yeni elbise almam lazım. Open Subtitles ربما يجب علي أن أفعل مثلك تلزمني ثياب جديدة
    Bir yazarın mürekkebe nasıl ihtiyacı varsa, bir Geyşa'nın da kaliteli bir giysi dolabına öyle ihtiyacı vardır. Open Subtitles الغايشا تحتاج لخزانة ثياب منمقة تماماً كما يحتاج الكاتب للحبر
    Bunun için kurbanımız yılın en sıcak gününde uzun iç çamaşırı giyiyordu. Open Subtitles لهذا الضحية كان يرتدي ثياب داخلية طويلة في أحد أسخن الأيام في العام
    Ailesi çok fakirdi. Hiç spor kıyafeti yoktu. Open Subtitles عائلت كانت فقيرة لم يكن يمتلك ابدا ثياب رياضة
    -Güvenlik elemanları, erkek giysileri çalarken kameraya yakalandığını bildirmiş. Open Subtitles الأمن يزعم أنهم ألتقط على الكاميرا سرقة ثياب رجالية
    Ayrıca her gün bir saatimi çocuklar için kışlık giysiler yapmaya ayırmak istiyorum. Open Subtitles و أود استقطاع ساعة كل يوم من وقت سيداتي لحياكة ثياب شتائيّة للصغار
    elbiselerini çıkarıp yakın, sonra yeni elbiseler ısmarlayın. Open Subtitles انزعي ثيابها كلها و أحرقيها و اجلبي لها ثياب جديدة
    Saldırganın bir parça elbisesi elimizde olsa çok yardımı olurdu. Open Subtitles كان سيساعدنا لو أن لدينا قطعة من ثياب المعتدي
    Annemin elbiselerini yatağa vücudunun şeklinde serer orada olduğunu hayal ederdim. Open Subtitles أضع ثياب أمي على فراشها على هيئة جسدها وأتخيل أنها هناك.
    Yani eski elbiseleri giyip, omuzunda kürekle dışarı mı çıkayım? Open Subtitles تعنين أن أرتدي ثياب قديمة حاملاً معي جاروف
    Golf giysisi giyen ve kadın giysileri giyen... Open Subtitles اربعة منهم في ثياب الجولف وإمرأة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus