Benim son atışım için tam zamanında geldin ve artık oyun sona erdi. | Open Subtitles | لقد جئت فى الوقت المناسب لضربتى الأخيرة و الآن ، لقد انتهت اللعبة |
Aniden fırladın, bir taksiye bindin, buraya geldin ve suya atladın! | Open Subtitles | خرجت مسرعاً وقفزت فى تاكسى جئت إلى هنا وقفزت فى الماء |
Bütün o yolu beni iğnelemek için mi geldin yoksa? | Open Subtitles | هل تعنى أنك جئت كل هذه المسافة لكى تشحذى ذكائك |
Evet. Ben Ed Wood. Christine Jorgensen filminin yönetimi için gelmiştim. | Open Subtitles | أجل، أنا إد وود، جئت هنا بشأن إخراج فيلم كريستين جورغينسن |
Tam da eşimin yemekte yardıma ihtiyacı olduğu zamanda geldiniz. | Open Subtitles | لقد جئت فى الوقت المناسب لتساعد زوجتى فى إعداد الطعام. |
Fazla battaniye var mı diye geldin, bir yıldır da gitmiyorsun. | Open Subtitles | يبدو أنك جئت للحصول على بطانية إضافية، و بقيت لعام كامل |
Sonra da buraya geldin. Bu yüzden geç kaldın, değil mi? | Open Subtitles | ثم جئت إلى هنا هذا هو سبب تأخيرك ، صحيح ؟ |
- Peşimden geldin. - Bir suçlu olduğun için geldim. | Open Subtitles | ـ لقد جئتِ ورائى ـ لقد جئت ورائك لأنك مجرم |
Önce klübüme geldin ve para saçtın sonra, bankadaki adamlarımın işine burnunu soktun. | Open Subtitles | جئت إلى النادي الخاص بي توزع المال ثم قاطعت عمل رجالي في المصرف |
Orda evin diğer tarafında durmuş onun gitmesini beklerken,sen geldin | Open Subtitles | مكثت بجانب المنزل انتظر لمغادرتها ، بعد ذلك جئت أنت |
Ama buraya belli bir amaçla geldin, öyle değil mi? | Open Subtitles | كلا، لكنك جئت إلى هنا . . في مهمة، صحيح؟ |
Ben nasıl olduğuna bakmaya gelmiştim ve yardıma ihtiyacım var. | Open Subtitles | جئت لأرى كيف تعملين وأنا أَحتاج إلى بعض المساعدة المساعدة؟ |
Sana ufak bir yardım için gelmiştim, ama sen bütün verdiğin sorun! | Open Subtitles | جئت إليك لمساعدة الصغيرة وكلّ ما يمكنكي عمله هو إعطائي .. اللعنة |
O kadar yolu, bana bunu söylemek için mi geldiniz? | Open Subtitles | جئت كلّ هذا الطريق حتى هنا.. لتخبرني بذلك ؟ حسنا.. |
Ben de sevdiğin insanları koruman gerektiğine inanılan bir toplumdan geliyorum. | Open Subtitles | وانا جئت من عالم انه يعتقد انك تحمي الناس الذي تحب. |
Buraya ilk çalışmaya geldiğimde başıma çok garip bir şey geldi. | Open Subtitles | حين جئت للعمل هنا أول مرة حدث لى شيئاً غريباً جداً |
Ben de burayı satın almaya geldim iyi bir teklifle hem de. | Open Subtitles | وليس بمقدورك دفع الضرائب وقد جئت إلى هنا لأعرض شراء المكان منكم |
Ya o kadehten parmak izlerini alıp cinayet mahallinden geldiğini söylersem? | Open Subtitles | ماذا لو رفعت بصماتك وقلت أنني جئت بها من مسرح الجريمه؟ |
Yardım için buradayım, bu yüzden David'den önce sana geldim. | Open Subtitles | لهذا جئت اليك اولا قبل ان اذهب مباشرة الى ديفيد |
Belki de senin geldiğin yeri bilmesiyle alakalı bir şey. | Open Subtitles | ربما شيء متعلق بأنه يعرف من أين جئت أنت فعلا |
Bana neden Londra'dan geldiğinizi söylerseniz Ben de neden buraya geldiğimi söylerim. | Open Subtitles | لو اخبرتنى لماذا جئت كل هذه المسافة من لندن, سأخبرك لماذا اتيت لك هنا |
Soyunma odama gelip "Ufaklık, bu senin gecen değil" dedin. | Open Subtitles | جئت الى غرفه الملابس وقلت لن تفوز الليله يا فتى |
Bir deliyle dövüşmeye gelip yerine bir tanrı mı buldun? | Open Subtitles | هل جئت لتقاتل مجنونا ؟ فوجدت مكانه قدرة خارقة ؟ |
Bir ruh olarak beni görmeye geldiğinde güneş gibi parladığımı söyledin. | Open Subtitles | ، عندما جئت لتراني كشبح أنت قلت أنني ألمع مثل الشمس |
Maalesef parti daveti için gelmedim. Sizden bir şey rica edeceğim. | Open Subtitles | ,للأسف هذه ليست مجرد زيارة اجتماعية .جئت كي اطلب منك معروفاً |