2005'te, Juan García Salazar, Débora'nın torunu, ve şu anda dünyaca ünlü Afrika-Ekvatorlu bir bilgin, Washington'a seyahat etti. | TED | عام 2005، قام خوان غارسا سالازار، حفيد ديبورا، وهو الآن باحث أفريقي إكوادوري معروف عالميًّا، بالسفر إلى واشنطن العاصمة. |
Biz, bu adamın torunu o adamın oğlunu öldürdü ve burada birlikteler denilerek tanıtıldık. | TED | قد تم التعارف بيننا، حفيد هذا الرجل قتل ابن هذا الرجل، وها هما معًا هنا. |
Büyük babam yetkililere karşı çıkmıştı çünkü o ailenin adını taşıyacak erkek bir torun istiyordu. | TED | لكن جدي تصدى للمسؤولين لأنه يريد الحصول على حفيد ذكر يحمل اسم العائلة |
Önce erkek bir torunum olduğunu öğrendim, şimdi de kız torunum olduğunu. | Open Subtitles | فى الأول فوجئت بأن لدى حفيد, والان أكتشف أن لدى حفيدة أيضاً |
Ama siz ünlü doktor Victor Frankenstein'ın torunu değil misiniz? | Open Subtitles | لكن ألست أنت حفيد الدّكتور المشهور فيكتور فرانكشتاين |
Her neyse, görünen o ki Cyrus'ın genç torunu devamlı günümüzün filmlerinin.. | Open Subtitles | على أي حال , ظهر أن حفيد سايرس المراهق كان يبكي |
Leo Wyatt'ın torunu eşi ile birlikte birleşmeye katılacakmış. | Open Subtitles | حفيد ليو وايت هو ستعمل حضور لم الشمل مع زوجته. |
Wyatt'ın torunu gerçekten iyi hayatı yaşıyor. | Open Subtitles | حسنا، حفيد وايت يعيش حياة جيدة بالتأكيد. |
Dedesinin yaptığı şeyi torunu ödeyecek. | Open Subtitles | حفيد ستعمل دفع لماذا فعل الجد بالنسبة لنا. |
Senin doğmanı mümkün kılan adamın torunu ile tanışmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن يجتمع حفيد الرجل الذي جعل من الممكن لأن يولد لك. |
yinede, nezaman sende annenin kucagina saglikli bir erkek torun vereceksin ? | Open Subtitles | ليس حفيد بل حفيدة هل تعنى انها فتاة وليست صبى؟ |
Lutfen ama, sanki sen bir torun icin yanip tutusmuyorsun. | Open Subtitles | كفاكم، كما لو أنكما لا تتوقا للحصول على حفيد |
Lütfen ama, sanki sen bir torun için yanıp tutuşmuyorsun. | Open Subtitles | كفاكم، كما لو أنكما لا تتوقا للحصول على حفيد |
Herhalde yok. Ne sandın, köpeğim yada torunum mu? | Open Subtitles | كلا ليس لدي صورة فهي ليست كلب مدلل او حفيد |
Evet, bir oğlum ve sekiz yaşında bir torunum var. | Open Subtitles | نعم يا سيدي.. لدي ابن ولدي حفيد في الثامنة من عمره |
- Bir torunum var. Tampa'da doktor. Sizi tanistirmaliyim. | Open Subtitles | لدي حفيد و هو طبيب في تامبا علي أن أعرفك عليه |
Elinde yeteri kadar sorun yoktu çünkü. Gidip belediye başkanının torununu tutuklaman gerekiyor muydu? | Open Subtitles | وكأنّ متاعبك لا تكفيك فذهبت لاعتقال حفيد العمدة؟ |
torununun Florida'da idam cezasına çarptırıldığını söyledi. | Open Subtitles | تخبرنى إن لها حفيد ضمن المحكوم عليهم بالإعدام في فلوريدا. |
Sen dedenin hem kardeşi, hem torunusun, unutma. | Open Subtitles | إنك حفيد وأخ لجدك، لا تنسَ ذلك |
- Adım hırsız Abu... hırsız Abu'nun oğlu, hırsız Abu'nun torunuyum. | Open Subtitles | انا أبو اللص إبن أبو اللص حفيد أبو اللص |
Ayrıca torunumuz da oluyor tabii. | Open Subtitles | و نحن أيضاً ، بالطبع اكتسبنا حفيد. |
Şimdi, kızın senden özür dilemek istiyor ve dedi ki, eğer gerçekten istiyorsan hemen şimdi sokağı geçip Deli'nin torununa çıkma teklif edecek. | Open Subtitles | إبنتك تريد الإعتذار وتقول إذا كنتي تريديها أن تفعل ذلك سوف تذهب الآن وتطلب من حفيد فيليس الخروج معها في موعد |
İyi ki yanında sen varsın Carl. Çok iyi bir torunsun. NasıI olmayasın ki? | Open Subtitles | كم هي محظوظة بك ياكارل انت حفيد جيد ولمَ لا؟ |
11 tane Torunun var ya. Eski defterleri kapatamıyor musun? | Open Subtitles | أنت تملك 11 حفيد ولا يمكنك نسيان الهراء القديم ؟ |
Bu yüzden anlıyoruz ki Papa, Aziz Peter'in soyundan gelmeyen,günahkar, iki yüzlü, şeytanın kölesi ve yer yüzünde yaşayan en büyük Hristiyan karşıtıdır. | Open Subtitles | لهذا يجب أن نفهم أن البابا بعيدا عن كونه حفيد القديس بيتر يعتبر آثماً ومنافقاً وخادماً للشيطان |
Thaddeus'un torunuyla tanıştığıma sevindim. | Open Subtitles | .ميلو ثاتش تسعدنى مقابله حفيد ثاديوس العجوز |
Hiçbir şey onu altın çocuğundan gelen bir torundan daha fazla mutlu edemez. | Open Subtitles | بربك ، لا شيء سيجعلها أكثر سعادة من حفيد من الفتى الذهبي |