Nasıl biri afrika tavuğu gibi kilo verip bu kadar korkutucu olabilir ? | Open Subtitles | كيف لأي شخص يكون وزنه أقل من دجاج غينيا مرعب لهذه الدرجة ؟ |
Aurora'nın sucuklu tavuğu. Ne kadar çok sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | دجاج البيبروني الذي تعده آورورا , أعلم كم تحبه |
tavşanlar, tavuklar, geyik kuşlar, inekler ama kilisede hiç insan yok. | Open Subtitles | أرانب, دجاج, غزلان, طيور, وأبقار. ولا وجود للبشر في الكنائس. |
Jerk Chicken'da bana nereden geldiğimi hatırlatıyor ama ben onu yüzüme bulaştırmıyorum. | Open Subtitles | و جبة دجاج الحار تذكرني بموطني لكن ليس أضع التوابل على وجهي. |
200 yaşındaki inekleri ya da tavukları tüketmiyoruz. | TED | نحن لا نستهلك أبقار أو دجاج عمره 200 عام. |
Eğer tavuksa, piliç a la king. Balıksa, balık a la king. | Open Subtitles | إن كان دجاج, سأطبخه بالطريقة الملكية إن كان سمك, سأطبخه بالطريقة الملكية |
Genellikle yeşil salata yerim ama bugün Tavuklu Çin salatası yedim. | Open Subtitles | عادة ما أتناول السطلة الخضراء لكن اليوم حظيت بسلطة دجاج صينية |
Ama bu arada, düğün için Tavuk mu yoksa balık mı olsun?" | Open Subtitles | لكن بالمناسبة، هل كان سيقدم دجاج "أو سمك بالزفاف؟ |
Size önerim kızarmış tavuk budu creole soslu et domuz fletosu, Patatesli domuz kaburgası, yılbaşı tavuğu elma ile terbiyeli domuz rostası. | Open Subtitles | لدينا أفخاذ دجاج مشوية.. قطع دجاج بالصلصة الهندية.. شرائح لحم ، قطع لحم بالبطاطا دجاج ماريلاند.. |
Evrendeki en iyi ızgara tavuğu yaparlar. | Open Subtitles | إنها وراء باليس رويال، فيها أفضل دجاج مشوي في الكون |
Siz Mendigo tavuğu ve pilav, yanında mavi peynirli bir salata. | Open Subtitles | و أنت تريد دجاج مع أرز وسلطة مع رقائق من الجبن الأزرق |
Çünkü Szechuan Sarayı'nın portakallı tavuğu mandalinli tavuk olarak sunduğunu düşünüyorum ve onları ifşa edeceğim. | Open Subtitles | أعتقد أن المطعم الصيني صار يقدم الدجاج البرتقالي على أنه دجاج يوسفندي و أنا أنوي أن أواجههم بهذا |
Hayır, ben gece çalıştım ve burada bu lanet tavuklar var yandaki çatıda ötüyorlar. | Open Subtitles | لا, كنت اعمل بوقت متأخر وهناك دجاج لعين يصيح بالسقف المجاور |
Tozu toprağı eşeleyen tavuklar. Kahkaha atan çocuklar. | Open Subtitles | دجاج يلتقط طعامة فى التراب أطفال ضاحكون, |
Eninde sonunda sende Tyler Chicken'daki işine ve üç bacaklı köpeğin Willy'e geri döneceksin. | Open Subtitles | في مرحلة ما ستعود إلى وظيفتك لدى دجاج تايلر وكلبك ذو الثلاث سيقان، ويلي. |
Fremont marketinden aldım. Ayrıca tavukları da vardı. | Open Subtitles | حصلت عليها من المتجر في فريمونت لديهم دجاج أيضاً |
Tavuk kızartmalı akşam yemekleri de düzenleyeceksek piliç beslememiz gerekecek. | Open Subtitles | سنحتاج إلى تعزيز المقلاة اذا بدأنا بالخروج العشاء دجاج ايضاً |
Gelecek sefere, Tijada usulü Tavuklu sandviç yiyeceğiz. | Open Subtitles | في المرة القادمة ونحن في تيهادا لا تدعني إنسي أن يصنعوا لنا سندوتش دجاج |
Bu kez neydi? Tavuk mu, biftek mi? | Open Subtitles | ماذا كان الامر هذة المرة, دجاج, لحم ؟ |
Hallie's leziz tavuğunu yemenin zamanı geldi, soğuyor. | Open Subtitles | الان فلياكل الجميع قبل ان يبرد دجاج هالى |
- Tavuk? Tavuk ve meyve uyumludur. Tatlı niyetine yiyebilirsin bunu. | Open Subtitles | دجاج وفاكهة مع بعض يمكنك أكل هذا للتحلية |
Eğer sen ve kocan açsanız içerde biraz kızarmış tavuğumuz var. | Open Subtitles | لدينا دجاج مقلي في الكبينة لو كنت أنت وزوجك جائعان ؟ |
Bana dört kızartılmış tavukla bir kola getir. | Open Subtitles | احضري لي اربع قطع دجاج مقلي مع كوكا كولا |
İki tavuğun varsa, devlet birini alıp olmayana verir, diğeri sende kalır. | Open Subtitles | ولو كان لديك دجاجتين، ستأخذ الدولة واحدة، وتعطيها لرجل ليس لديه دجاج |
Fasulyemiz ve birkaç kokuşmuş tavuktan başka yiyeceğimiz de yok. | Open Subtitles | ولم يتبق لدينا شىء لنأكله، عدا بعض الفول الأحمر. وبعضاً من دجاج المرعى الهزيل وأنت لديك شهوة |
Babamın tavuklarını seviyorum. Başka şey yiyince kusuyorum. | Open Subtitles | وانا احب دجاج ابي وعندما آكل شيء آخر اقوم بتقيؤه |
Bak, dostum. Dev tavuklardan kupon kabul etmem ben. Son defadan sonra asla. | Open Subtitles | انتظر ياهذا ، لا آخذ كوبونات من دجاج عملاق ، ليس بعد المرة الأخيرة |