| altı ay sonra benden basını düzenleyen bir komiteye katılmamı istediler. | TED | بعد ستّة أشهر، طلبوا منّي الإنضمام إلى اللجنة التي تنظّم الصّحافة |
| Aynı konuşmayı altı ay önce de yapmıştık ama değişen hiçbir şey yok. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَنا هذه المحادثةِ قبل ستّة شهور وأنا لا أَرى أيّ شئَ تَغيّرَ. |
| Kaç adam gitti bilmem, saatte ortalama altı tane olmalı. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ كم عدد الرجالَ، المتوسط ستّة في السّاعة. |
| Bell, altı adam al... ve git ne olduğuna bak. | Open Subtitles | بيل، خذ ستّة من الرجال واذهب لترى ما الأمر هناك. |
| CINC-LANT, Roosevelt üssünün altı adet Cruise füzesi belirlediğini bildirdi. | Open Subtitles | تقارير سينك لانت تؤكد أن روزفيلت فجرت ستّة صواريخ كروز |
| Kiliseyi kimin yaktığını ve altı masum çocuğu öldüreni bulmak için yapılan araştırma. | Open Subtitles | التحقيق الذي تسبب بإحتراق الكنيسة وقتل ستّة أطفال أبرياء. تجرون تحقيقاً، أليس كذلك؟ |
| Almanya'nın her tarafına yayılmış bunun gibi altı tane merkez vardı. | Open Subtitles | كان هناك ستّة مراكز مثل هذه تنتشر في كافة أنحاء ألمانيا |
| altı ayda bir kontrole gitmem gerekiyor, ama evet doktor çok optimist. | Open Subtitles | يجب أن أقوم بفحص كلّ ستّة أشهر ولكن، أجل، الطبيب متفائل جداً |
| Bir, iki, üç, dört, beş, altı ve yedi, sekiz. | Open Subtitles | واحد إثنان , نعم ثلاثة أربعة خمسة ستّة سبعة ثمانية |
| Ayrıca, orada beş ya da altı adam var, biliyorsun. | Open Subtitles | غير أنّه قد يكون في الداخل خمسة أو ستّة رجال، |
| Ama en az altı çalışanı rehin olarak içeride tutuyorlar. | Open Subtitles | لكن لديّهم على الأقل ستّة رهائن، عمّال، محاصرون هناك معهم. |
| Üç yıl öncesine kadar, altı erkek kardeşimle birlikte yaşayan bir çocuktum. | Open Subtitles | منذ زهاء الستّين عاماً، كنتُ طفلةً. و لي ستّة أشقّاء أكبر منّي. |
| altı aydır evliyiz ve hala o kadının önceliği var. | Open Subtitles | نحن تزوجنا من ستّة شهورِ وهي ما زالَت بالمرتبة الأولى. |
| Fakat ulaştığına dair bilgi neredeyse altı saat sonra gelmiş. | Open Subtitles | لكن تَأشير الإيصالِ وصوله لَمْ يَجيءْ لتقريباً ستّة بَعْدَ ساعات. |
| altı silahlı koruma, iki gözetmen bir de kat müdürü. | Open Subtitles | ستّة من الحرس المسلّحين واثنين من ملاحظي المقامرات وإداريّ واحد. |
| Toplamda özel mülkiyet hakkı olan altı ayrı kuruluş var. | Open Subtitles | والتي هي شركة تابعة لشركة أخرى هناك ستّة شركات تمتلكها |
| Komandolar altı ay önce Ahmadi ailesinin evine baskın düzenledi. | Open Subtitles | الأختام نظّمتْ هجوم على أحمدي مُجمّع عائلي قبل ستّة شهور. |
| altı ay sonra nasıl bir ordunuz kalır o zaman? | Open Subtitles | إذًا، أيّ نوع من الجيوش سيكون لديك خلال ستّة أشهر؟ |
| altı hafta kaldı, bebeğim. Sadece altı hafta, tamam mı? | Open Subtitles | فقط ستّة أسابيع أخري يا حبيبتي، ستّة أسابيع فقط، حسنًا؟ |
| Hans, şu bahsettiğin mucize artık gerçekleşse iyi olur çünkü Altıncı kilidi de kırdık ve elektromanyetik duvar önümüzdeki tek engel. | Open Subtitles | هانز الأفضل أن تُحمي تلك المعجزةِ لأننا إخترقنَا الرقم ستّة والحقل الكهرومغناطيسي إنهار تماماً |
| alti ay. Ta ki para kazanmaya baslayincaya kadar. | Open Subtitles | ستّة أشهر، كما يتطلّب الأمر بالنسبة لك حتى تتعلّم كيف تدبّر أمور المعيشة |
| Kaçırılma anında kasabanın diğer ucunda olduğuna dair yarım düzine şahit var. | Open Subtitles | أي ستّة شهود وضعها عبر المدينة في وقت الإختطاف. |
| Bir altılı, bir beşli, bir vale, bir dörtlü, bir sekizli. | Open Subtitles | حصلت على ستّة , خمسة , جاك , أربعة و ثمانية |
| Yaralılardan Altısı yürüyemeyecek durumda. | Open Subtitles | من بين ال17 ستّة لا يستطيعون المشي |
| Six consecutive life terms,okay? | Open Subtitles | ستّة أحكام بالسجن المؤبّد متتالية، حسناً؟ |
| Altıya on kala bir şeyler almak için oraya gittim. | Open Subtitles | وَصلتُ إلى هناك في عشَر دقيقة قبل الساعة ستّة لإلتِقاط شيء، |
| Bir seksen. İnsanların gömüldüğü yer de bir seksendir... bir seksen. | Open Subtitles | ستّة أقدام تحت الأرض ذلك المكان الذي دفنوه به, سّتة أقدام |