Bizim takımımızın, adanmış bir takımın hikayesi balıklar ve çiplerdir. | TED | إذن فإن قصة فريقنا ، المتفرغ تماماً هي سمك وبطاطس |
Ton balıklı salatalı sandviçler varmış ve yumurta salatalı sandviçler, ve somon salatalı sandviçler. | TED | وسندويشات التونة والبيض والسلطة .. وسندويشات سمك التونة مع الخضار |
Bir yerde Somalili korsanların sıkıştırıldığını ve sonra buraya balıkçı kılığında geldiklerini okumuştum. | Open Subtitles | قرأتُ عندما امسكو القراصنةِ الصوماليينِ الكثير منهم إنتهى بهم الامر هنا كصيّادو سمك |
Örneğin, bu hayvan fener balığı tarafından yenilir, fener balıklarını mürekkep balığı yer, mürekkep balıklarını ton balığı yer ve ton balığını da biz yeriz. | TED | مثلًا: سمك الفانوس يأكلها والحبار يأكل سمك الفانوس والتونا تأكل الحبار ونحن نأكل التونا |
alabalık yemek için ya deniz ya da akarsu kenarına gitmeli. | Open Subtitles | علي أن أكون بجوار البحر أو بخار لأتناول سمك السلمون المرقط. |
balıklar sefalet içinde yüzmüyor ki bu bileziği görünce hemen oltaya gelsinler. | Open Subtitles | هناك ما لحد الآن كان سمك سيئ الذي لا يعض على أحد أولئك. |
Küçük balıklar balina gibi görünüyor. Aynı sizin adadaki durumunuz gibi, Dr No. | Open Subtitles | سمك صغير يبدو كحيتان مثلك تماما على هذه الجزيرة ، دكتور نو |
En sevdiğim tariflerimden birisi: "balıklı, balkabaklı pasta" | Open Subtitles | انها احدى افضل وصفاتي سمك الرنجة وفطيرة القرع |
Ev sahibim yemek yapmıştı. Bana ton balıklı güzel bir salata yapmıştı. | Open Subtitles | مالكة مسكني تطبخ لي، لذلك اليوم قامت بإعداد سلطة مع سمك أبيض صغير. |
Bu bir Rus, ağlı balıkçı teknesi Rusya sularında morina için avlanıyor ve Kuzey Atlantik'e giriyor. | TED | إنها سفينة صيد روسية ربما تصيد سمك القُد في المياه الروسية، ثم تعبر أعالي بحار شمال الأطلسي. |
Neden profesyonel bir balıkçı keyif için balığa çıkar? | Open Subtitles | لم يقوم صياد سمك محترف بالاصطياد لمتعته الشخصية؟ |
Bak iş görür işte. Ringa balığını seviyor değilim ama... | Open Subtitles | هذا قد يفي بالغرض، ليس لكوني أحب سمك الرنجة، لكن... |
Tatlı su balığını böyle pişirdiğinde daha lezzetli olur. | Open Subtitles | اراهن انة يتذوق سمك الماء العذب عندما يُحرَقُ هكذا0 |
Bu koyda beş kilo kadar çeken... bir alabalık yaşıyor. | Open Subtitles | هنالك سمك السلمون في هذه المنطقة وزنه تقريباً 10 باوندات |
Fish and Game'in sözü Şerif'in sözünün yerine geçer. | Open Subtitles | لسوء الحظ، سمك ولعبة تلغي مدير الشرطة. لماذا أنت يجب أن تلغي؟ |
Peki. Herhangi biriniz bir restoranta gidip iyi yetiştirilmiş bir çiftlik alabalığı sipariş verdiniz mi, miso şirülü Şili levrek balığı yerine gerçekten almak istediğiniz? | TED | حسناً ، هل يتردّد أحدكم على المطعم ويطلب سمك سلمون المرقط بدلاً من سمك القاروس المتبل والذي تتمنى تذوقه بالفعل؟ |
Bana buraya tatile gelip... -...balık avladığını söylemeyeceksin değil mi? | Open Subtitles | لن تخبريني أنك هنا في إجازة، لصيد سمك المرلين، أليس كذلك؟ |
Bu, çiftlikte yetiştirilmiş bir kilo ton balığı elde etmek için on beş kilo yabani balığın gerektiği anlamına geliyor. | TED | أي أنك تحتاج إطعامها 15 باوندا من السمك الحر لكي تحصل على 1 باوند من سمك التونة في المزرعة |
Peki elinizde misinaya geçirebileceğim herhangi bir uskumru var mı? | Open Subtitles | عظيم هل لديكم سمك من نوع الماكرال لأستطيع استخدامه كطعم |
Ben limonlu mayonez yaparken sen de somon ezmesine başla. | Open Subtitles | إبدئي بإعداد لُب سمك السلمون بينما أنا أعد مايونيز الليمون |
Antarktika'yı kaplayan buzun çoğu bölümü dört kilometreden daha kalın. | Open Subtitles | يصل سمك غالبية الجليد الذي يغطي أنتاركتيكا إلي 4 كيلومترات |
Arabayla gelenlere "Pane edilmiş balığımız yok" diyen yerlerden mi? | Open Subtitles | عند نافذة السيارات للمطعم ."أنتِ مثل "لا يوجد أصابع سمك |
Arkadakiler, önde beslenen balıkların önüne geçmeye çalışıyor. | Open Subtitles | بينما سمك يتغذى فى المقدمة يمر فوقه أولئك فى المؤخرة |