"شيئاً في" - Traduction Arabe en Turc

    • bir şeyler
        
    • hiçbir şey
        
    • bir şeyi
        
    • da bir şey
        
    • birşey
        
    • için bir şey
        
    • ilgili bir şey
        
    • bir sey
        
    • bir şeye
        
    • hiç bir şey
        
    • yerinde bir şey
        
    Eğer bir belediye başkanıysanız, bu konuda bir şeyler yapabilirsiniz. TED إذا كنت عمدة، فيمكنك أن تفعل شيئاً في هذه الحالة
    -Kasada bir şeyler olmalı, daha fazla talimatlara ihtiyacımız var. Open Subtitles لابد أن هناك شيئاً في الخزانة نحتاج لتعليمات تشغيل أفضل
    Belli ki, yaşam bize eğlence bölümünde bir şeyler öğretebilir, değil mi; yaşamın bize öğretecek çok şeyi var. TED ومن الواضح أن الحياة تستطيع أن تعلمنا شيئاً في مجال التسلية، حسناً. الحياة لديها الكثير لتعلمنا اياه.
    Bu, temiz bir fotoğraf. Peynirin içinde hiçbir şey görmüyor musun? Open Subtitles إنها صافية مثل صورة فوتوغرافية أنتِ لا ترين شيئاً في الجبنة؟
    Hayatta bir şeyi başarmak için, insan hayatı basit tutmalı. Open Subtitles لتحقق شيئاً في هذه الحياة، يجب أن تجعل حياتك بسيطة.
    Geçen gece arayıp Ohio'da bir şey bulduğunu söyledin ama ne bulduğunu söylemedin. Open Subtitles أخبرتني الليلة الماضية أنك وجدت شيئاً في أوهايو، لكنك لم تقل ماذا وجدت، ولا ترد على اتصالاتي.
    Evet. Ben de sana ulaşmaya çalışıyordum. Bodrumunda birşey buldum. Open Subtitles أجل، لقد حاولت الأتصال بك عثرت على شيئاً في قبوه
    Bizim bir an için bir şey görüp duyduğumuz yerde, bir köpek başından sonuna dek tüm hikâyeyi koklar. TED حيث نرى ونسمع شيئاً في لحظة واحدة، يشم الكلب قصة كاملة من البداية للنهاية.
    Gazetede ekin biti istilasıyla ilgili bir şey okumuştum. Doğru. Open Subtitles أعتقد أنني قرأت شيئاً في الصحف عن تلوث التسوس
    Eğer, dere üzerinden bir şeyler göndermezsek, zırhlarını kuşanacaklar! Open Subtitles من الأفضل لك أن تسرع وتلقي شيئاً في الجدول
    bir şeyler çeviriyorsun, ve sakın bana öyle olmadığını söyleme çünkü bu işin kitabını ben yazdım. Open Subtitles إنّك تحيك شيئاً في الخفاء ولا تخبرني بغير ذلك، لأنّني قمت بكتابة الدستور..
    Eğer yakın zamanda bir şeyler almasını sağlayamazsak, kan basıncının patlaması bir an meselesidir. Open Subtitles إذا لم يأخذ شيئاً في القريب العاجل انها فقط مسألة وقت قبل أن يرتفع ضغط الدم
    Ondan Leo hakkında bilgi istediğimde Leo'nun ordu kayıtlarında doğru olmayan bir şeyler buldu. Open Subtitles عندما سألته عن، ليو؟ لقد وجد شيئاً في أحداث الجيش، لا يلائم واقعنا الحالي
    Düşündük de ikinizden biri nikahta bir şeyler okuyabilir. Open Subtitles أردنا أن نعرف إن كنتما تودّان أن تقرآ شيئاً في الاحتفال
    Daha çok etrafta dolaşıp, yukarı aşağı dalıp duruyorlar umarız bir şeyler olmaya başlıyordur. Open Subtitles إنهم يتحركون في الجوار نوعاً ما، يصعدون وينزلون. آمل أن يحدث شيئاً في القريب العاجل.
    Pekala, neden Gölgeler Kitabı'nda bununla ilgili hiçbir şey yok? Open Subtitles حسناً، إذن لماذا لا يوجد شيئاً في كتاب الظلال؟
    Bu dünyada bana senden intikam almaktan daha büyük ve uzun süreli bir tatmin yaşatacak hiçbir şey yok, Xander Harris. Open Subtitles لا يوجد شيئاً في هذا العالم سيعطيني ذلك الشعور العظيم بالرضا من تسليط الانتقام الدموي عليك يا أكساندر هاريس
    Bu sırada ben de otopsi yapacağım. Belki bir şeyi gözden kaçırmışımdır. Open Subtitles في هذه الأثناء، سأجرب حظي في التشريح، لعلّي نسيت شيئاً في المراقبة
    Peki balık sosuna da bir şey koydun mu? Open Subtitles و هل وضعتِ شيئاً في صلصة السمك أيضاً؟
    Daha önce buna karışmak istemediğimden, bu konu ile ilgili birşey söylemedim. Open Subtitles أنا لم أقل شيئاً في السابق لأنني لم أرد التورط في الأمر
    Hiç sadece bilmek zorunda olduğun için bir şey yapmadın mı? Open Subtitles ألم تفعل شيئاً في حياتك بدافع الفضول المطلق؟
    Adli tıpta varillerdeki cesetlerle ilgili bir şey bulmuşlar. Open Subtitles الطبيب الشرعي وجد شيئاً في جثث البراميل.
    Elbette sehri yasanabilir hale getirmek için çevreye bir sey yapmayacaksa... Open Subtitles إلّا لو كانت ستفعل شيئاً في البيئة لتجعل المدينة تصلح لحياتهم
    Eğer bir suç mahallinde bir şeye dokunursan, bu pudrayı koyduğumda parmak izlerini ortaya çıkarıyor, ben de orada olduğunu anlıyorum. Open Subtitles لو لمستِ شيئاً في مسرح الجريمة ،أضع بعضاً من هذا المسحوق عليه لأتمكن من رؤية بصماتك وحينها أعرف أنِك كنتِ هناك
    nerden bileyim ben be. bu karışıklıkta hiç bir şey bulamıyorum. Open Subtitles لا أعرف يا بني , لا أجد شيئاً في هذه الفوضى
    Olay yerinde bir şey bulursan birine haber vermen gerekir. Open Subtitles إذا وجدت شيئاً في مسرح الجريمة مفترض أن تبلغ أحداً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus