Bunu gizli tuttular ama başkalarının öğrenmesi uzun sürmedi. | TED | عندما أبقوا على هذا طي الكتمان ، ولكن سرعان ما عرف الآخرون. |
Senden bir polis olarak bunu gizli tutmanı istiyorum. | Open Subtitles | الآن أطلب منكم، شرطي إلى شرطي و الحفاظ على هذا طي الكتمان. |
gizli kalmasını tercih edeceğim birçok sırrım var. | Open Subtitles | لدي العديد من الأسرار التي أفضل إبقاءها طي الكتمان |
Yani, sessiz olacağım. Bilirsin işte iyi bir komşunun olduğu gibi. | Open Subtitles | أعني، سأبقي الأمر طي الكتمان كما تعلمين، كما يفعل الجار الطيب |
JS: Kendiliğinden kesilen. katla. katlamak gerçekten önemli çünkü interstisyel süspansiyonu sağlıyor. | TED | ج. س: تمزق نفسها. طي. الطي مهم لأنه يسمح بتعليق خلالي. |
Milyonlarca insanın hayatını kurtaran... "çalışmaları, 30 yıl boyunca sır olarak saklandı." | Open Subtitles | وعملهم الذي أنقذ ملايين الأرواح ظل في طي الكتمان لثلاثين عاماً |
- katlamayı neredeyse bitirdim, hanımım. | Open Subtitles | أنا تقريباً إنتهيتُ من طي الملابس سيدتي |
Bunu otopsi gelinceye kadar gizli tutsak iyi olur. Panik yaratmak istemem. | Open Subtitles | دعنا نبقي هذا في طي الكتمان حتى تظهر نتائج تشريج الجثة لا أريد البدأ في نشر حالة من الذعر |
Varlığım, yanından bir etek geçse kendini öldürmekle tehdit eden karısından gizli tutuldu. | Open Subtitles | وجودي بقي في طي الكتمان عن زوجته التي هددت بإلانتحار متي مرت تنورة بجانبه. |
Hey, şu ana kadar gizli tuttuk. Şimdi patlatmayalım. | Open Subtitles | لقد أبقينا هذا طي الكتمان طويلا دعنا نفجرها الآن |
J.J., indiğimiz zaman şerif ve yardımcılarına bu işi gizli tutmanın önemini açıklar mısın? | Open Subtitles | جي جي,عندما نهبط هلا شرحت للشريف برونر و معاونيه أهمية ان نبقي الأمر طي الكتمان |
Soruşturmanın gizli ve sessiz yapılmasını istiyor. | Open Subtitles | يريد أن تبقى التحقيقات سريّة و طي الكتمان |
Cinayetin vahşi detayları sebebiyle soruşturmanın iyiliği için, gizli tutulması şart. | Open Subtitles | التفاصيل الوحشية للجريمة يجب أن تبقى طي الكتمان كي تساعدنا في التحقيق |
Neyle uğraştığımızı öğrenene kadar bu olayı sessiz tutacağım. | Open Subtitles | سأبقي هذا طي الكتمان حتى أتبين ما الذي نتعامل معه |
katla. JS: İşte şimdi oldukça kıyak bir icat olan şey, altında elinizi sağlıyorsunuz ve bir kağıt havlu çıkıveriyor. | TED | طي. ج. س: الآن، هناك الآن اختراع حقيقي ممتاز، وهو ذلك الذي تلوّح فيه بيديك ويقوم بالنفض. |
Türümüzün varlığını bir sır olarak saklamak için, güneş varken insan içine çıkmayız ve dikkat çekici şekilde öldürmeyiz. | Open Subtitles | إبقاء وجودنا طي الكتمان لا نقوم بعرض على العلن لا نقتل بقسوة |
Bir fotoğrafı kesmek yerine katlamak ve 25 yıl sonra oğluna, kendisinin evlat edinilmiş olduğunu açıklamak zorunda kalmak. | Open Subtitles | طي الصورة بدلا من قصها، و بعد 25 سنة تضطر لتشرح لأبنك بأنه متبنى |
En büyük kızım Julia ama çamaşırlarını bile düzgün katlamayı beceremiyor. | Open Subtitles | حسناً " جوليا " إبنتي الكبرى لكنها لا تجيد طي الغسيل جيداً |
Ama o 1.500 kilometrelik çarşafı katlamaktan daha zor olacağını sanmam. | Open Subtitles | لكنه لايمكن أن يكون أصعب من طي تلك الصفحة بطول ألف ميل |
Bölgesel durumlar için farklı bölümlere farklı katlama oranları uygulayabiliriz. | TED | يمكننا استخدام معدلات طي مختلفة على أجزاء مختلفة من النموذج لإنشاء ظروف محلية. |
Belki de şirket Japon kuruluşudur, bu da bir origami sınavıdır. | Open Subtitles | ربما الشركة ملكية يابانية وهذا أمتحان في فن طي الورق. أورجامي: فني ياباني لطي الورق لعمل أشكال .. |