| Ben sadece ihtiyar bir kadındım ve başka kimse de yoktu. | Open Subtitles | وانا مجرد امرأة عجوز ولم يكن هناك اى احد فى الجوار |
| Koca ağızlı deli ihtiyar. Ona doğru davranması gerektiğini söylemeye çalıştım. | Open Subtitles | إنه كان ثرثاراً ، عجوز خرف، أخبرته ألاّ يتسبب بتلكَ البلبلة. |
| Bu sefer, ihtiyar bir adam yerine bir kadın olacağına seviniyorum. | Open Subtitles | أنا سعيدة أنها امرأة هذه المرة بدلاً من رجل عجوز متعرق |
| Büyükannemin Avustralya'daki eski bir arkadaşı hakkında bir öykü anlattı. | Open Subtitles | وقد حدثني عن سيدة عجوز ودودة قريبة جدتي في أستراليا |
| Girmene izin veremem, çünkü bok kadar yaşlısın. Bu kulüp için. | Open Subtitles | لا استطيع السماح لك بالدخول لأنكِ عجوز بالتسبة لهذا النادي |
| Ahh, yaşlandım artık, çok yoruldum hurda yığını olmayı bekliyorum. Böyle konuşma. | Open Subtitles | انا امراة عجوز ومتعبه مستعدة للموت وحسب لاتتحدثي هكذا |
| Bu, yaşIı adamın doğum gününde giymek için fazla mı hafifmeşrep kaçar? | Open Subtitles | أليس هذا وقح جدا لأن أردتيه فى حفله عيد ميلاد رجل عجوز |
| Bana ihanet etmeye çalışan ihtiyar bir kadından çaldığım bir şey. | Open Subtitles | إنه مجرد قطعة قصدير سرقتها من سيدة عجوز حاولت العبث معي |
| Her şey, en iyi yıllarının geride kaldığını düşünen ihtiyar bir adamla başladı. | Open Subtitles | تبدأ القصه برجل عجوز يشعر بان افضل سنين حياته قد رحلت بلا عوده |
| Dadı, akıllı bir ihtiyar ve saygısını kazanmak istediğim birkaç nadir kişiden biri. | Open Subtitles | لم أسمع شيئاً أكثر صدقاً من هذا إن مامي عجوز ذكية وواحدة من القلائل الذين أتمنى أن أحظي باحترامهم |
| Planın bir parçası buydu: Anlayışlı bir ihtiyar. | Open Subtitles | لقد كان هذا جزءا من التخطيط هناك رجل عجوز متعاطف |
| Stavros! Ben ihtiyar bir kadınım, beni korkutamazsın. | Open Subtitles | ستافروس, أنا امرأة عجوز و أنت لا تستطيع أن تخيفني |
| Belkide deniz fenerine bakarak onu, garajın çatısıdaki ihtiyar halan olarak gören sensindir. | Open Subtitles | ربما كنت ترى منارة وتعتقد أنك ترى سيدة عجوز على سطح الجراج |
| Cüppeme itibar etmeyip tuhaf bir ihtiyar olduğumu düşünebilirsiniz. | Open Subtitles | قد تظنوني أني رجل دين عجوز غريب الاطوار،ولست كثير المفخرة بثوبي |
| Eh, eski bir askerden bir ipucu isterseniz, şu anda bu adanın gelinebilecek en sağlıklı yer olduğunu söyleyemem size. | Open Subtitles | اذن خذها نصيحة من بحّار عجوز قديم, ما كنت اقول ان هذه الجزيرة هى افضل مكان صحى فى هذه الأيام |
| Çok yaşlısın. Aptal gibi bir şey misin? | Open Subtitles | أنت عجوز هل أنت غبيء أو شيء من هذا القبيل؟ |
| Çünkü çok fazlalar. Ve onlarla savaşmak için artık yaşlandım | Open Subtitles | لأن هناك الكثير منهم هنا ولأنى أصبحت عجوز على مواجهتهم بمفردى. |
| Artık yaşIı bir hizmetçi olmakta utanılacak bir şey olmadığını kabullenmem gerek. | Open Subtitles | على أن أبدأ بإخبار نفسي أن لا عيب بأن أصبح عذراء عجوز |
| Sonra öldüğünde mirasından faydalanmak için ona şevkatli davranırken her gün biraz daha hasta olmasını sağladığım zengin bir moruk bulurdum. | Open Subtitles | ثم اجد شخص عجوز غنيّ واصبح ممرض له اساعده على أن يزداد مرضاً كل يوم وبينما اعامله بكل لطف |
| yaşlı adam sırtına güneş losyonu sürdürdü ve sadece akide şekeri verdi. | Open Subtitles | رجل عجوز جعلني أضع واقي الشمس على ظهره وكل ماحصلت عليه حلوى |
| O sadece, o koltukta uzun süredir oturan huysuz ihtiyarın biri. | Open Subtitles | إنه مجرد رجل عجوز غاضب جلس علي المكتب طويلاً جداً |
| Ama bütün dünya birbirini havaya uçururken hapiste tek başına oturan bir ihtiyarla neden ilgilensinler? | Open Subtitles | و لكني لا أعلم لماذا يهتمان برجا عجوز كهذا معتقل في السجن بينما بقية العالم يمزق بعضه البعض |
| Bak şu ihtiyara... yaşlı bir maymun gibi... | Open Subtitles | انظر لذلك الرجل العجوز إنه يبدو كقرد عجوز |
| Parlak bir yaşlı kadındı. Gayet aklı başında. Hiçbir medikal sorunu yoktu. | TED | كانت سيدة عجوز ذكية متألقة. عاقلة تماما.ولم يكن لديها أي مشاكل طبية. |
| Tasarimlar, bu yilin baslarinda hizmete girmeden once 150 yasli insan ve aileleriyle rafine edildi ve gelistirildi. | TED | التصاميم طورت وصقلت مع 150 عجوز وعائلاتهم وذلك قبل أطلاق المشروع في وقت سابق من هذا العام |
| Şimdi 75 yaşında ve oldukça güzel yaşlı bir bayan. | Open Subtitles | إنها بعمر الـ 75 الآن لكنها سيدة عجوز جميلة تماما |
| - Ah, iğneleme beni. yaşlıyım ben. - Bir canavara dönüşmeni izledim. | Open Subtitles | آه ، لا تسخرون مني.أنا عجوز جداً لقد رأيتك تتحول إلى وحش |
| Bileklerim, kocakarı bileklerine döndü! | Open Subtitles | تحصّل على أقدام كأنك امرأه عجوز .. مثل عجوز.. |