Bir mil geride bir sülün yuvası gördüm ve etrafta böğürtlenler de vardı. | Open Subtitles | رأيت عش له قرابة ميل خلفنا وكان ينمو من حوله التوت بكل مكان. |
O fare yuvası gibi rakamlar bir azizi bile zırlatır. | Open Subtitles | ذاك عش الفئران للارقام من شأنه أن يجعل القديس ينوح. |
Orada başka bir ipucu bulamazsın. Karnaval asla girmemiz gereken bir yuva. | Open Subtitles | لن تجد أي أدله هناك الكرنفال هو عش لا يمكننا أن نجده |
O akşam Charlotte koca avcısı olarak yeni kariyerine başlarken Miranda stressiz yuvasına döndü. | Open Subtitles | ذلك المساء، كما بدأت شارلوت مهنتها الجديدة كزوج، صياد، عاد ميراندا موطن لريشة لها خالية من الإجهاد عش الحب. |
Bir yılan yuvasında yumurtadan çıkan iki kuş yavrusu gibisiniz. | Open Subtitles | إنكما تبدوان كطائران ، فقسا حديثاً من عش ملئ بالثعابين |
Her ikisi de, Steve'in atladığı dalda duran ve bowling topu büyüklüğündeki sarı yaban arılarının yuvasını farketmemiş. | TED | لم يلاحظ أي منهما وجود عش دبور أصفر بحجم كرة بولينج معلقا في الغصن الذي قفز إليه ستيف. |
Microsoft çok büyük bir karınca yuvası mı? | TED | هل يمكن أن نعد مايكروسوفت عش نمل كبير ؟ |
Bahçemde büyümesine izin verdiğim bir eşek arısı yuvası vardı, tam kapımın önünde. | TED | وكان هناك عش للدبابير تركته ينمو في فناء منزلي. خارج باب المنزل. |
Güzel, burada gerçek bir kuş yuvası var. Ve unutma. | Open Subtitles | حسناً، إنه عش طير حقيقي الطير مزيف، ولا تنسي.. |
Karanlık olmadan yemek bulmalıyız. Bir devekuşu yuvası görmüştüm. | Open Subtitles | علينا العثور على طعام قبل حلول الظلام رأيت عش نعام |
Greenwich'te bir aşk yuvası tutmak için ayda 500 dolar... posta kutusu için de 50 dolar bayılmışsın... ve onlardan hiçbiriyle çıkmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | وخصصت 5 ياردات كل شهر من اجل عش الحب في القرية و50 اخري لمكتب البريد |
Ve bakımcı karıncalar hemen bütün kürdanları alırlar... ...onları yuva tepeciğinin dıştaki ağzına bırakırlar. | TED | عمال الصيانة عش اخذوا جميع المسواك إلى الحافة الخارجية من تل عش وتركوها هناك. |
Ve eminim hiç bir yuva olamaz beni içine alacak kadar büyük | Open Subtitles | وانا متأكدة أنه لا يوجد عش كبير بما يكفى لى |
İki sokak öteden kuşların yuva yaptığını anlayabilirim. | Open Subtitles | أستطيع اكتشاف عش الطيور هذا من على بعد شارعين. |
Neyse, Dişi yuvadan yuvaya gezip, kararını vermek için değişik çiftleşme opsiyonlarını değerlendirirken erkek kuş umutsuzca çırpınarak, dişiyi yuvasına çekmeye çalışır. | Open Subtitles | عموماً الأنثى تذهب من عش إلى آخر كما تعلم, تتفحص كل خيارات تزواجها المختلفة تحاول أن تتخذ قراراً |
Bir yabancının ölüm döşeğinin aşk yuvasında uyumak daha genç hissetmeni mi sağlıyor? | Open Subtitles | في أيهما تشعرين أكثر بالشباب , عندما تكون نائمة في عش من الحُب أم عندما تكونين على فراش الموت ؟ |
Üçüncünün aşk yuvasını terk etme vakti gelmişti. | Open Subtitles | كان الوقت المناسب لرحيل الفرخ الصغير من عش الحب |
Sonuçlarıyla yaşamak zorundasın. Tanrı biliyor ya ben de öyle. | Open Subtitles | لذا أنت عش مع العواقب، يعلم الله أني قد عشتها. |
Bana çılgın diyebilirsin, ama arı kovanına çomak sokmak ile... tarih öncesinden kalma gibi görünen canavarları bıçaklamak arasında bir fark yok. | Open Subtitles | قل لي مجنونة لكنني أفكر في مقولة من يركل عش الدبابير أيضاً هذا ينطبق على طعن وحش غاضب بشكل ما قبل التاريخ |
- yaşayın! İçinizdeki hiçbir şeyin kaybolmasına izin vermeyin. | Open Subtitles | عش ، ولا تدع شيئاً يفقد منك ولا تخف من شئ |
Zavallı Kamerunlu çiftçi kendisini şekerle kaplayıp karınca yuvasının üstüne oturmuş. | Open Subtitles | هذا المزارع الكاميروني غطى نفسه في السكر وجلس على عش النمل |
Londra'nın doğusundaki şeytan yuvalarına tüyüyorlar. | Open Subtitles | و عادوا إلى عش الشر الخاص بهم , في الناحية الشرقية |
Ben 10 yaşındayken, annem eve bir ördek yuvasından yumurta getirdi. | Open Subtitles | عندما كنت في العاشرة من عمري, جلبت لي امي عش البطة وفيها بيوض |
Bunlardan yeteri kadar gördüğünde farkediyorsun ki... yaşayabildiğin kadar yaşayacaksın, çünkü öldüğünde, sen sadece... | Open Subtitles | عندما تشاهدين هذا عددا كافي من المرات سوف تلاحظين عش كما تستطيع لانه عندما تكون ميت ، ... أنت فقط |
Görünüşe göre, sığırcıkların yuvaları besin kaynaklarının çeyrek mil çevresinde. | Open Subtitles | على ما يبدو، عش طائر الزرزور ضمن ربع ميل من مصدر طعامهم |
Eşek arılarının kovanını yakmak istedim, ama beni soktular | Open Subtitles | لقد أردت أن أحرق عش ذلك الزنبور لكني لسعت |
Niye demişler "Hızlı yaşa genç öl cesedin yakışıklı olsun". | Open Subtitles | كما يقولون: عش بسرعة ومت شاباً وسيُنظر إليك كجثة وسيمة |