Onunla telsiz görüşmemizden sonra ne olduğunu herhangi biri görmüş olmalı. | Open Subtitles | ابدئي باستجواب كل فرد بفريق التدخّل من المستجيبين الأوائل وكلّ رهينة |
Yani, bu yüzden, ekonomimize sosyal diyoruz, herkes biraz kar elde ettiği için. | Open Subtitles | لهذا فاننا نسمي اقتصادنا باقتصاد السوق الاجتماعي لأن كل فرد له حصة فيه |
Ailesinde üniversiteye giden ilk kişi o, kampüste yaşamış, onun sıradışı | TED | وانتهى محققًا لمستوى لم يصل إليه أي فرد من أفراد عائلته. |
İşte o yere bir aile üyesi hayatta vardır anlamına gelir. | Open Subtitles | هذا يعني أن لديه فرد من عائلته حياً في مكان ما |
Fred Sexton bu George Hodel'in bir arkadaşı. | TED | كان فرد ساكستون صديقاً لهذا الشخص، جورج هودل. |
O partideki herkesin hayatı bir şekilde sana bağlı. Öyle görünüyor. | Open Subtitles | كل فرد كان في الحفلة حياته وبقائه متصل بك بشكل ما |
Doğru yanlışı ayırt edebilen stabil bir birey gibi mi? | Open Subtitles | مثل فرد مستقرّ فكريا الذي يَعْرفُ الإختلافَ بين الصواب والخطأِ؟ |
Her biri kendine özgü müziksel temalarını kullandı rakiplerinin yüreklerine korku saldılar ve dövüş daha başlamadan onları bozguna uğrattılar. | Open Subtitles | كل فرد منهم كان له مقطوعة موسيقية خاصة كانت تدب بالخوف في قلوب خصومهم مما جعلتهم ينتصرون قبل بداية المباراة |
Bu mürettebatın her biri zaten iki kez gönüllü oldu. | Open Subtitles | كل فرد من هذا الطاقم سبق و أن تطوع مرتين |
Biriniz dost, biriniz düşman ve biriniz de aileden biri tarafından. | Open Subtitles | واحد بيد صديق وواحدة بيد عدوّ وواحد بيد فرد من الأسرة. |
Cephanemiz çok bol, o yüzden herkes işini iyi yapsın. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | لدينا الكثير من الذخيرة لذا فليقم كل فرد بواجبه ، مفهوم ؟ |
Bu topluluktaki herkes kendisi için iyi bir şeyler istemiş. | Open Subtitles | أقصد , كل فرد من أفراد مجموعة الساحرات هذه .تحصلعلىثروةرائعة. |
Olur. kişi başına bir şişe viski yeterli gelir mi? | Open Subtitles | بالتأكيد، لكن هل قنينة ويسكي واحدة لكل فرد ستكون كافية؟ |
Ve orada kişi başına düşen polis sayısı çok daha fazla. | Open Subtitles | 4دقائق و30ثانية ولديهم عدد لا يصدق من أفراد الشرطة لكل فرد |
Katili teşhis etmek istemeyecek ilk aile üyesi de değil. | Open Subtitles | أو أول فرد عائلة لا يريد التعرف على هوية قاتل. |
Şimdi, James Ellroy annesini Malta Şahinin heykeltraşı Fred Sexton'ın öldürdüğüne inanıyor. | TED | الآن، يعتقد جيمس إلروي أن فرد ساكستون، ناحت الصقر المالطي، قتل والدة جيمس إلروي. |
Bir kişinin başına iyi birşey geldiğinde, diğer herkesin hayatı daha kötü oluyor. | Open Subtitles | حين يحدث شيء جيد لشخص واحد حياة كل فرد آخر تصبح أسوء قليلا |
Ve her bir birey için tüm parametreler bu rezervasyon içerisindedir. | TED | ويبقى هذا الحجز في حدود المعايير العامة لكل فرد. |
Yani topluma faydalı bir insan olduğuna dair şahitlik yapacak insanlara ihtiyacın var. | Open Subtitles | إذنّ أنتِ تحتاجين أشخاص يمكنهم أنّ يشهدوا بأنكِ أصبحتِ فرد منتجّ في المجتمــع |
Amerika'da, hızla yaşlanan bir nüfusa sahip bu ülkede, uzmanların tahminleri 60 yaş üzeri her 10 kişiden birinin istismara uğradığı yönünde. | TED | في أمريكا، البلد التي يشيخ فيها الناس بسرعة، يُقدَر الخبراء أن كل فرد من أصل عشرة فوق 60 عامًا سوف يتعرض للانتهاكات. |
Böylece 36 üyesini ve eşlerini erotik heykelleri ile bilinen Khajuraho Tapınakları'ndan birine davet etti. | TED | لذلك قاموا بجمع كل 36 فرد من المجموعة و شركائهم لإحدى المعابد في كاجواره المعروفون بتماثيلهم المشهورة |
Şimdi bu gösteriyor ki patlama herhangi bir kişiyi hedef almıyordu... | Open Subtitles | الآن يبدو أنّ هذا الهجوم لمْ يكن مُوجّهاً لأيّ فرد بعينه، |
Öyle. Ailemiz kongrede birini bulundurmaktan hep hoşlanmıştır. | Open Subtitles | نعم ، إن العائلة تحب دائماً أن يكون فرد منها فى الكونجرس |
Bu harika ailenin bir parçası olduğun için ne şanslı olduğunu anlayamadın. | Open Subtitles | لم تدركي كم أنتِ سعيدة الحظ بكونك فرد من هذه العائلة الرائعة |
hatta bir kısmınız onları ailenizin bir ferdi olarak görmüştür. | TED | و قد يكون البعض منكم اعتبرها فرد من أفراد العائلة |