"فرصة واحدة" - Traduction Arabe en Turc

    • bir şans
        
    • tek şansımız
        
    • tek bir şansın
        
    • tek şansın
        
    • bir şansımız
        
    • bir fırsat
        
    • tek şans
        
    • bir şansa
        
    • tek şansı
        
    • bir şansım
        
    • tek şansım
        
    • tek şansınız
        
    Bana bir şans ver, tüm yalanları gerçeğe dönüştürebilmem için. Open Subtitles إعطيني فرصة واحدة وسوف أحول كل تلك الأكاذيب إلى حقيقة
    Vatanseverleri öldürmeyi sevmem, bu yüzden sana bir şans daha vereceğim. Open Subtitles أنا لا أحب قتل الوطنيين, لذلك أنا ساعطيك فرصة واحدة أخرى.
    Bizler yaşam enerjisiyiz tek bir dünya, tek bir şans. TED ‫أرض واحدة.‬ ‫فرصة واحدة‬ ‫لنستولي الأمر‬
    Tabi, strateji riskliydi ama sadece tek şansımız olduğunun farkındaydık. Open Subtitles أجل، الاستراتيجية كانت خطرة علمنا فقط أننا لدينا فرصة واحدة
    Benimle aynı kaderi paylaşmamak için tek bir şansın olduğunu söylemeye geldim. Open Subtitles انا هنا لتحذيرك ولديك فرصة واحدة للهروب من مصيرى
    Birazdan Gonca buraya gelecek... sana bakacak, topu parkın dışına kadar yollamak... ya da kötü şekilde kaçırmak için bir tek şansın olacak. Open Subtitles الآن وفي أي دقيقة روز بد ستأتي للوقوف هنا انظر إلى نفسك وسيكون لديك فرصة واحدة لترمي إلى خارج الحديقة أو خارجاً ببؤس
    Unutmamamız gereken en önemli şey tek bir şansımız olduğu. Open Subtitles وأهم شيء للتذكر أن لدينا فرصة واحدة لهذا
    Rekabetten çekinmiyorsa eğer tek istediğim bir şans daha. Tekrar görüşmek istiyorsan benim için sorun yok. Open Subtitles كل ما أطلبه فرصة واحدة مالميكنخائفاًمنالمنافسة.
    Seni aceleye getirmiyorum ahbap. bir fırsat ver. bir şans. Open Subtitles أنا لا أرغمك يا رجل،كل ما أريدة هو الفرصة فرصة واحدة
    Amca, sadece bana bir şans ver. Ben, Siddarth'tan daha iyi yapacağım. Open Subtitles عمي، أعطنى فرصة واحدة سأقوم بالعمل أفضل من سيدارث
    İstediğimiz şeyi söylemen ve kendine yardım etmen için bir şans. Open Subtitles فرصة واحدة لتخبرنا بما نريد معرفته وتنقذ نفسك
    İstediğimiz şeyi söylemen ve kendine yardım etmen için bir şans. Open Subtitles فرصة واحدة لتخبرنا بما نريد معرفته وتنقذ نفسك
    Racnoss İmparatoriçesi, sana son bir şans veriyorum. Open Subtitles أنا أمنحكِ فرصة واحدة أخيرة يا امبراطورة الراكنوس
    Lütfen, onlarla konuşmama izin ver. Sadece bir kez daha. Belki halen bir şans vardır, son bir şans. Open Subtitles رجاءً، دعنى أكلمهم، مرة أخرى فقط، لربما توجد فرصة، فرصة واحدة أخيرة.
    Buraya geri gelebilmek için tek bir şans ve düşmanlarımıza Open Subtitles فقط فرصة واحدة للعودة هنا ونخبر أعدائنا بأنّهم قد يأخذون حياتنا،
    Ama hatırlayın, üçgenin iki kısmını birleştirmemiz tek şansımız var. Open Subtitles لكن لا تنس، بقيت لنا فرصة واحدة فقط كي نجد نصفي المثلث.
    Ama hatırlayın, üçgenin iki kısmını birleştirmemiz tek şansımız var. Open Subtitles لكن لا تنس، بقيت لنا فرصة واحدة فقط كي نجد نصفي المثلث.
    Beni yetmek için tek bir şansın var Open Subtitles لديك فرصة واحدة لتغلبني و هذا سيتطلب تدخلاً إلهياً
    Sana yalvarıyorum, lütfen işleri düzeltmek için bir tek şansın var. Open Subtitles أتوسل إليك .. أرجوك لديك فرصة واحدة لوضع الأمور بنصابها الصحيح
    bir şansımız var. Nöbetçi öbür uca gittiğinde, dışarı çıkabilirsiniz. Open Subtitles فرصة واحدة , عندما يذهب الحارس إلى النهاية البعيدة يمكنك تحريك الرجال للخارج
    Fakat bir fırsat vardı; her saatten sonra uykuya gidip dümdüz bir üçgen şekli alır ve tekrar yeyip büyüme başlamadan önce birkaç dakika dinlenirdi. TED ولكن هناك فرصة واحدة: فبعد كل ساعة، تُصبح خاملة، على هيئة مُثلث وترتاح لبضع دقائق قبل أن تقوم مرة أخرى لتبدأ جولتها في الأكل والنمو.
    Deniz gergedanını görüntülemek için artık tek şans var, havadan. Open Subtitles كانت هناك الآن فرصة واحدة أخيرة لتصوير الكركدن من الهواء
    Size bir şansa daha tanıyorum. Bakalım bir sonuca ulaşabilecek miyiz? Open Subtitles سأمنحكم فرصة واحدة الآن, ونرى اى سبيل ستتخذونه
    Apophis tek şansı var. Sokar'ı onu öldürmeyeceğine ikna etmeli. Open Subtitles لدى أبوفيس فرصة واحدة يجب أن يقنع سوكار ألا يقتله
    bir şansım olduğunu ve mahvettiğimi biliyorum. Open Subtitles أعرف أني كانت لدي فرصة واحدة وأنا أفسدتها، حسنا؟ نعم، ولقد بُرئ
    Ait olduğum yere dönmek için tek şansım var. Open Subtitles لا أملك إلا فرصة واحدة لأستعيد مكانتي حيث أنتمي
    Yarınki hasat zamanı ayı, tek şansınız olacak karınızı hamile bırakabilmeniz için. Open Subtitles حصاد القمر الغد وسوف يكون لديك فرصة واحدة في تلقيح زوجتك.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus