Kök dokusuna benzemiyor daha çok küf, ya da mantar gibi. | Open Subtitles | لا يَبْدو مثل الجزر مثل قالب أَو فطر من نوع ما |
"Aspergillus Ticor" adlı bir mantar... tarafından saklanan bir protein. | Open Subtitles | أعلم، لكنه فيلم، بروتين أوجده من فطر اسمه أسبيرجيلوس تيكور |
O halde ona mantar ya da patlamış mısır verelim. | Open Subtitles | حسنا , ماذا يجب ان نطعمها فطر, أو حب ذرة |
ve ızgara ekmek salatasıyla... odun ateşinde pişmiş bıldırcın... yanında da ağaç mantarı. | Open Subtitles | " و فطر "دجاجة الغابة وطير السمان البري المحمّر مع سلطة الخبز المشوي |
Kalbini kırdı senin. Çok kötü şeyler yaptı sana. Ondan nefret ediyorsun. | Open Subtitles | لقد فطر قلبكِ، لقد قام بفعل أشياء مقيتة فيكِ، أنتِ تكرهينه |
Sıralama mikroplar, iğneler, süt, ölüm, yılanlar, mantarlar, yükseklik, kalabalık, asansörler... | Open Subtitles | الجراثيم، إبر، حليب، موت ثعبان ، فطر المرتفعات، زحام ، مصاعد |
Kemikteki dokuyu kaldırdım ve bir mantar buldum. Tuhaf değil. | Open Subtitles | .ــ أزلت الأنسجة من العظام ووجدت فطر ــ ليس غريبا |
Uygun koşullar altında miselyum büyür ve mantar oluşturur ve asfaltı kıracak şiddette yayılır. | TED | الميسيليوم، تحت الظروف المناسبة، تنتج فطر تنشق بشدة كبيرة قد تحطم الاسفلت |
Üç farklı Agaricon mantar türümüz var ve üçü de grip virüslerine karşı oldukça etkili. | TED | لدينا ثلاثة سلالات مختلفة من فطر الأغاركون شديدة الفعالية ضد فيروس الانفلونزا |
Başka hiçbir hububat kullanmadan, üç mısır koçanı üzerinde bir sürü mantar türemeye başladı. | TED | الآن، ثلاثة من الذرة، لا حبوب أخرى فطر كثير يبدأ بالتشكل |
Ama hıyar, mantar veya et vermemeniz gerekiyor. | Open Subtitles | لكن لا فطر, وقد لا يناسبه لحم البقر أيضا |
Ve mantar olan çocuk, kızın kendisini yemesine izin vermiş. | Open Subtitles | فسمح لها هو , و قد كان قد تحول الى حبة فطر بأكله |
mantar sporlarını saçtığında, Trepkos dışındaki herkes buradaymış. | Open Subtitles | عندما أراق فطر بويغاته، كلّ شخص كان في نقطة الصفر، ماعدا تريبكوس. |
Daha iyi hissedeceksen söyleyeyim, sanırım buhar odasından mantar kaptım. | Open Subtitles | إذا كان ذلك يجعلك تشعرين بالتحسن,أعتقد أنه أصبح لدي فطر من غرفة البخار |
En iyi olanlar, porcini mantarı gibi her zaman vahşidir. | Open Subtitles | أفضل شخص دائما مايكون مرعبا مثل فطر بورشيني |
Graystone usulü yumurta, yaban mantarı sosisi biberiyeli ekmek, ve elbette siyah çayın. | Open Subtitles | بيض على طريقة غرايستون مع فطر بري خبز روزماري ،وبالطبع، شاي أسود |
Ben onunla konuşmayı bıraktı ve bu onun kalbini kırdı. | Open Subtitles | ...بين هو من توقف عن الحديث معه وذلك فطر قلبه |
mantarlar büyürlerken en iyi beslenenleri sonsuzluk mantarları olacak şekilde seçiyorum. | TED | عندما ينمو الفطر، ألتقط أفضل المغذيات لتصبح فطر لامتناهي. |
Söylesene, o kadar derine inmişken mantarın olup olmadığına da baktı mı? | Open Subtitles | أخبرني، هل تحقق من وجود داء فطر المبيّضات بينما كان يفحصك بالأسفل أيضاً؟ |
Tamam, o halde önce mantarlı sole bercy veriyoruz... | Open Subtitles | حسنٌ ، لدينا سمك بالصلصة مع فطر الإنائيّة |
Cadı yeniden kahkaha atmış ve küçük çocuğu bir mantara, kız kardeşini de, bir salyangoza çevirmiş. | Open Subtitles | همهمت مجددا محولةً الطفل الصغير الى حبة فطر |
"mantarlı pizza, mantarsız pizza, sosisli... " | Open Subtitles | بيتزا بالفطر , بيتزا بدو فطر ... بيتزا بيضاء |
Peki ya lavabonun altında bulduğumuz aspergillus mantarına ne demeli? | Open Subtitles | لكن ماذا عن فطر الأسببيرجيلاس الذي وجدنا أسفل الحوض؟ |
9 yaşındayken annem bana büyüdüğümde nasıl bir eve sahip olmak istediğimi sordu. Ben de bu peri mantarını çizdim. | TED | عندما كنت في التاسعة من عمري، سألتني أمي عن الشكل الذي أرغب ان يبدوعليه منزلي ، فقمت برسم فطر الجنيات هذا. |
Zehirli mantardan elde edilen bir madde: Amanita Muskaria. | Open Subtitles | مادة مستخرجة من فطر سام أمانيتا موسكاريا |
Artık atlet ayağı değil atlet bacağı olmaya başladı. | Open Subtitles | إنهُ لم يعُد فطر القدم، إنما فِطر الساق. |
O da kalbimi kıran Claude adlı oğlana aşık oldu. | Open Subtitles | و وقعت في حب فتى يُدعى (كلوود) الذي فطر قلبي |
Evet, vuruldu ve eğer kalbini kırarsa ona dava açarım. | Open Subtitles | أجل , انها منجذبة له لو أنه فطر قلبها , فسأقاضيه |