Telefon edip, babasının senin arkadaşın olduğunu söyledi. Sesi hoş birine benziyordu. | Open Subtitles | لقد إتصلت و قالت أن أبوها كان صديقك صوتها كان رقيق كالأطفال |
Çalışıyordum, ama annem çok tehlikeli bir iş olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حسناً كنت أفعل ذلك ولكن أمي قالت أن هذا خطير |
Bir işinin çıktığını ve yemeği iptal etmek zorunda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أن أمراً ما قد طرأ وأنها مضطرة لإلغاء موعد العشاء |
Evet ama otopsi uzmanı dedi ki, kız öldürülmeden önce seks yapmış. | Open Subtitles | نعم، لكن المشرحة قالت أن هذه البنت مارست الجنس قبل أن تموت |
Bana Lisa Oberman'ın da aynı dönemde burada olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالت أن ليزا أوبرمان كانت هنا فى نفس التوقيت |
dediğine göre halüsinasyonları alakasızdı yaptığı veya hissettiği hiçbirşeyle ilgili değildi. Kendiliğinden geliyor, kendiliğinden kayboluyorlardı. | TED | قالت أن تلك التهيؤات كانت غير مرتبطة بأيٍ مما تفكر فيه أو تشعر به أو تفعله. كانت تأتي و تختفي دون سبب. |
Bir işi çıktığı için yemeği iptal etmek zorunda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أن أمراً ما قد طرأ وأنها مضطرة لالغاء موعد العشاء. |
Yüzbaşı Daniels, onun duvara doğru, kanepenin üstünde olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الملازمه دانيالز قالت أن هذا كان على الحائط فوق الكنبه |
Danışman, cerrahi dışında bir çok sağlık işi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | المستشارة قالت أن هناك العديد من وظائف الرعاية الصحية الممكنة |
Beni serbest bırakmaya geldin. Annem cevapların sende olduğunu söyledi, onları istiyorum. | Open Subtitles | ـ أتيت لتطلق سراحي ـ أمي قالت أن لديك أجوبة وأنا أريدهم |
Annesinin ona mesajlar getirdiğinive o mesajın benim için olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أن والدتها جلبت لها رسالة وأن هذه الرسالة هي أنا |
Dr. Khatri, tüm süre boyunca Dan'in içinde parazit olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كاثري قالت أن دان كان لديه طفيليات بجسده طيلة هذا الوقت |
Sevgili Bayan Stark kocasının hâlâ balıkta olduğunu söyledi ve bu da iyi bir şey. | Open Subtitles | السيدة ستارك الساحرة قالت أن زوجها ما زال يصطاد، وذلك جيد |
Şarkıcının Japon olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أن المغنية كانت يابانية لكن عازف البيانو كان هو الياباني |
Ama yine de, Phaedra ormanda kısa bir yol olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لكنها مجدداً قالت أن نسلك الإختصار عبر الغابة |
dedi ki, "Suyun içinde bekleyen 10 bin kocan var. " | Open Subtitles | في القناة، قالت أن هناك 10 آلاف زوج ينتظرون في الماء |
Dedi ki: "Büyük korkularından biri ortaya çıkacak ve büyük tehlike yaratacak". | Open Subtitles | قالت أن طريقك مملوء بالمخاوف و المخاطر الكبيره |
Polisin teki Emmett'in elinde birkaç yıllık fotoğraf olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | الجامعة قالت أن إيميت لديه بضعة صور تكفي عن سنين |
Hayır, biz sadece arkadaşız. Zaten dediğine göre, New York kadınları, başarısızlarla ilgilenmezmiş. | Open Subtitles | لا، نحن أصدقاء و لكنها قالت أن نساء نيويورك لا يواعدن الفاشلين |
- Sorun değil demişti. - Neden bahsediyorlar? | Open Subtitles | هى قالت أن كل شئ بخير ما الذى يتحدثون عنه |
Nişan hediyesi olan vazoyu alıp halanın gözlerine bakarak kırılması gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | أخذت هدية الخطوبة . قالت أن عليك كسرها أمام عمتك |
Hala işte, ama aramanı istedi. | Open Subtitles | لا ما زالت فى العمل لكنها قالت أن تتصل بها. |
Kardeşinin yanına doğru giderken, soyguncunun sokağın karşısından ateş ettiğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أن المصوب أطلق عليها من الشارع وفيما تتقرب من أخيها |
Bayan Mortar Bayan Dobie'nin küçükken de böyle olduğunu söylemiş, bu doğa dışıymış- | Open Subtitles | سيدة مورتر قالت أن آنسة دوبي كانت هكذا منذ أن كانت فتاةً صغيرة وذلك ليس بطبيعي |
İyi biriydi. Eski mahkûmları işe almanın şirket politikası olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | أجل، وكانت لطيفة، قالت أن استخدام مدانين سابقين من سياسة الشركة |
O da, "Kızlar, oğlunun bir lâboratuvar kurmuş olduğunu söylüyor." dedi. | Open Subtitles | ثم قالت أن الفتيات سمعن أن واحدا من رجالك فخخ المعمل |