O bunu seçti. Bu seferin çok önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ولقد اِختار هذا، قال أنّ هذه الرحلة الاِستكشافيّة بالغة الأهمّية. |
Pekala ondan ayrıl dedin ama o, onunla bir hayatı olduğunu söyledi bir kızı olduğunu ve tam orada, aniden kullanıldığını anladın. | Open Subtitles | إذن، أمرتِه أنّ عليه هجرها ولكن قال أنّ لديه حياة معها، ابنة وعند تلك اللحظة، فقدتِ أعصابكِ أدركتِ أنّه كان يستغلّكِ |
Kurt olmamasına rağmen, orada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنّ الذّئب كان هناك عندما لم يكن حاضراً |
Mektubunda kanserinin kötüleştiğini söylemişti. Kanserinin ölümcül olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | ذكرتْ رسالته أنّ السرطان قد ساء قال أنّ السرطان في مرحلته الأخيرة |
Onun Chato olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | قال أنّ ذلك المُخلّط الذى يدعونه (شاتو)، على ما يرام. |
Ben tatildeyken mesaj bırakmış. Acil olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | ترك لي رسالة وأنا في إجازة، قال أنّ الأمر عاجل. |
Sonra da şehirde bir görüşmesi olduğunu söyledi. Eve giderken onu da yol üzerinde bırakmamı istedi. | Open Subtitles | أعطيته المُبخّر، وبعد ذلك قال أنّ لديه اجتماع بوسط المدينة. |
Gönderdiğin avukat odanın ve hattın güvenli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | المحامي الذي أرسلتْه جماعتكَ قال أنّ الغرفة فُتّشتْ و أنّ الخطّ آمن |
Buradaki hayatımla ilgili soruları olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قام بالتواصل معي قال أنّ لديه تساؤلات حول حياتي هنا |
Fakat, teslimat sırasında bir şey olduğunu söyledi, garip bir şey. | Open Subtitles | ولكنّه قال أنّ شيئاً حدث أثناء التسليم، شيء غريب. |
Yan taraftaki adam kurbanın sigara tiryakisi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حسنٌ، الرّجل من الغرفة المجاورة قال أنّ الضّحيّة كانتْ مدمنة سجائر. |
Bir misyonu olduğunu S.P.I.'ın peşine düşmenin ilk adımı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنّ لديه مُهمّة، والسعي خلفهم كانت مُجرّد الخطوة الأولى. |
Ona planımızı anlattım kamp alanının salakça olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرتُه بخططنا ولقد قال أنّ مكان التّخييم كان سيّئًا نوعًا ما. |
Sende ihtiyacı olduğu, ona vereceğin bir şey olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنّ لديكِ شيء يحتاجه، شيء كنتِ ستُعطينه إيّاه. |
Çocuğun çok yetenekli olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | ولقد قال أنّ ذلك الغلام لديه مقطوعات ذاتيّة رائعة. |
Çocuğun çok yetenekli olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | ولقد قال أنّ ذلك الغلام لديه مقطوعات ذاتيّة رائعة. |
Buna mecbur olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لقد قال أنّ عليكَ القبول بهذا |
Vakfın ve asker evinin muhasebelerinde uyuşmazlıklar olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | قال أنّ هناك اختلافات حسابيّة في المؤسّسة ومنزل الجنود. |
Dört ve ya daha fazla çocuğu olan aileler gelir vergisi ödemeyecek dedi. | TED | قال أنّ العائلات حيث تنجب المرأة أربعة أولاد أو أكثر لن تدفع ضريبة دخل بعد الآن. |
dediğine göre üzerinde yağmurluk varmış. 1.80 boylarında, kumral. | Open Subtitles | قال أنّ الرّجل كان يرتدي معطفاً واقياً من المطر. |
Yirmi sekizinci doğum gününde olacağını söyledi ama. | Open Subtitles | قال أنّ الموعدَ سيكون في ذكرى مولدها الثامن و العشرين. |
İş yerinde bir sıkıntı olduğunu ama halledemeyeceği bir şey olmadığını söyledi. | Open Subtitles | عندما سألته عن ذلك، قال أنّ شيئاً حدث في العمل، لكنّه كان أمراً بمقدوره التكفل فيه. |
- Çiçekler bile almış. Kim demiş romantizm öldü diye? | Open Subtitles | بل إشترى لها أزهاراً أيضاً من قال أنّ الرومانسيّة قد ماتت؟ |
"Dünya telaş içinde, kusursuz olmak için bekledim" demişti. | Open Subtitles | قال أنّ العالم بعجلة من أمره، ولكن إنتظر ليكون الوقت مثالياً |