"قوية" - Traduction Arabe en Turc

    • sert
        
    • güçlü
        
    • güçlüsün
        
    • iyi
        
    • güçlüydü
        
    • büyük
        
    • güçlüyüm
        
    • ağır
        
    • güçIü
        
    • zor
        
    • yüksek
        
    • var
        
    • etkili
        
    • güç
        
    • sıkı
        
    Kolayca gözden kaçabilir ama sert cisimle darp aldığı belli. Open Subtitles من السهل أن تغفل عنها، لكنها تشير إلى ضربة قوية
    Açıkça, kurulu dağıtıp oybirliği ile seçim fikri çok sert tepkilere yol açtı. Open Subtitles من الواضح أنّ اقتراح حلّ المجلس ..لانتخاب أعضاء جدد قد أنتج معارضة قوية
    Lazerler öyle güçlü ki, topu çok hızlı bir şekilde eziyor. TED موجات الليزر قوية جدا فهي تسحق كرة الطاولة بشكل فائق السرعة.
    Ortak insanlık anlayışımızın değişmediğini bize hatırlatan güçlü unsurlar bunlar. TED فهي تعتبر رسائل تذكير قوية بأن إنسانيتنا المشتركة لم تتغير.
    Yani ya hayal görüyorsun, ya çok güçlüsün yada ikisi birdensin. Open Subtitles إذن يا إما أنت متوهمة أو قوية جدا أو الاثنين معا
    Güçlüdür, hızlıdır ve dengesini çok iyi sağlar ve vücuduna hakimdir. TED هي قوية و سريعة تملك توازنا ممتازا و تحكما بدنيا جيدا.
    Çok güçlüydü, çok akıllıydı halkını yönetti ve yatakta çok iyiydi. Open Subtitles حسن، لقد كـانت قوية جدا وعبقرية وحكمت شعبها بقبضة من حديد
    Duyduk duymadık demeyin majesteleri bugün büyük bir gürültüyle uykusundan uyandırıldı. Open Subtitles أستعدو, صاحب الجلالة أستيقظ اليوم من قيلولته بسبب صوت ضربة قوية.
    Kaburgaları da kırıImış. Adama, künt bir cisimle çok sert vurulmuş. Open Subtitles وأن تحطم ضلوعه، هذا الرجل عانى بشدة من جراء صدمة قوية
    Bu kendi güçlerini bile kavrayamamış biri için sert sözler. Open Subtitles هذه كلمات قوية بالنسبة إلى رجل لا يستطيع تحديد قواه
    Burada rüzgâr yok ama orada seni uçuracak kadar sert bir rüzgâr esiyor. Open Subtitles هنا.. لا توجد رياح هنا لكن هناك الرياح قوية جدا ستحملك من الأرض
    güçlü değişimler için erkeklerin değişimin öncüleri olmasına ihtiyacımız var. TED نحتاج الرجال لأن يصبحوا أبطال التغيير، لتطوير عضلات تغيير قوية.
    Çocukların hayatta kalması ile para arasındaki doğrusallık çok güçlü. TED هناك علاقة قوية بين بقاء الأطفال على قيد الحياة والأموال
    Güzel. Kendini korumaya yönelik güçlü bir güdüsü var demek. Open Subtitles حسنا ان هذا يشير إلى غريزة قوية للحفظ علي النفس
    Belki hemen değil çünkü sen güçlüsün, fakat daha sonra sana olan sevgi ateşim, Rose... o ateş seni kavuracak Open Subtitles ربما ليس مباشرة لأنك قوية.. لكن تلك الشعلة التي أحببتها فيك
    Canım, sen güçlüsün, hayatta başarılı olacaksın. Seni ve çocuklarımı çok seviyorum. Open Subtitles حبيبتي، أنتي قوية وستنجحي في حياتك أحبك وأحب أطفالي جداً
    Burada yazılı değil ama iyi bir satış deneyimim var. Open Subtitles لم اكتب هذا هنا، لكن لدي خلفية قوية في المبيعات.
    Yavşaklar o kadar güçlüydü ki yepyeni bir evre keşfettim. Open Subtitles الحاجات الصغيرة دي كانت قوية فشخ أنا إكتشفت مرحلة جديدة
    Duyduk duymadık demeyin majesteleri bugün büyük bir gürültüyle uykusundan uyandırıldı. Open Subtitles أستعدو, صاحب الجلالة أستيقظ اليوم من قيلولته بسبب صوت ضربة قوية.
    O güçlü, ben güçlüyüm. O da komik biri, ben de. Open Subtitles : إنها قوية ، وأنا قوى إنها مرحة ، وأنا مرح
    Bazı hayvanların kilometrelerce uzaktan fark edebileceği ağır bir koku. Open Subtitles إنه ذو رائحة قوية ويحلل الحيوانات ويتشم على بعد أميال
    Başında güçIü bir baba figürü olmadığı için, öyle değil mi? Open Subtitles هذا لإنه لم يكن عندك شخصية أبوية قوية أليس كذلك ؟
    Çok muazzam bir sırt kuvveti gerektirir kendini zor koşullarda ayakta tutmak. TED انك تحتاج قواعد قوية وصلبة لكي تصمد امام اعتى الظروف
    Eğer nasıl kullanılacağını bilmiyorlarsa, onun tamamen dolu olma ihtimali yüksek. Open Subtitles إذا لم يعرفوا كيف يستخدمونها فهناك فرصة قوية أنها مليئة بالطاقة
    Michigan Üniversite'sinden yapılan bir araştırmaya göre bu tip oyunlar çok etkili birer ilişki geliştirme araçları. TED أظهرت دراسة حديثة من جامعة ميتشيغان أن هذه الألعاب تعتبر أدوات قوية بدرجة كبيرة لإدارة العلاقات.
    Baron halk arasında sevilmezdi ama mevkisinin taşıdığı güç ve köyün yarısının işvereni olarak büyük bir saygı görüyordu. Open Subtitles البارون لم يكن محبوبا و لكن على اعتبار أنه شخصية قوية و رب عمل نصف سكان القرية كان محترماً
    Yani tek yapmam gereken, sıkı bir yumruk atıp savunmaya geçmek ve beklemek. Open Subtitles كل ما علي فعله هو إعطاؤه لكمة قوية ولعب موقف الدفاع ثم الانتظار

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus