Bana ihanetten söz etme. O tekliften bana bahsetmen gerekirdi! | Open Subtitles | لا تتكلم عن الخيانة كان يجب أن تُخبرني بهذا العرض |
Senin Daha iyi bilmen gerekirdi. Bu teknoloji sizi kat kat aşar. | Open Subtitles | أنتم كان يجب أن تعرفوا بشكل أفضل أنت التقنية ستنقلب على رؤوسكم |
Onu korkutmam gerekiyordu ama sanırım bunları Daha önce de duymuştu. | Open Subtitles | كان يجب أن أفزعه ولكنى أحسست أنه سمع هذا من قبل |
Eğer ondan bir an önce kurtulmak istiyorsa, Onu çabuk almalı. | Open Subtitles | اذا كان يجب أن يتخلص منهم بسرعة فيجب أن يقبل السعر |
Tanrım! Yıllar önce senimle evlenmeliydim. Sen teklif ettiğinde kabul etmeliydim. | Open Subtitles | يالله ، كان يجب أن أتزوجكِ قبل سنوات ، عندما أردتكِ |
Birkaç kere, senin hakkında söylememem gereken bazı şeyler söyledim. | Open Subtitles | مرتان قلت بعض الأشياء ما كان يجب أن أقولها عنك |
Ama her ikimizin de kariyeri mahvolmasın diye Bunu gizlemek zorundaydım. | Open Subtitles | لكن كان يجب أن أظل واعياً للأمر لمنعه من تدمير وظيفتينا. |
Justine'in 170 Twitter takipçisi vardı ve işe yaraması için kurgu hâline getirilmesi lazımdı. | TED | كان لجوستين 170 متابعا على تويتر، لذلك و لانجاح الأمر كان يجب أن تطلق العنان للمخيله. |
- Buraya gelmiş olması gerekirdi. - Takımından bir kişiyi geride bıraktın. | Open Subtitles | كان يجب أن يكون هنا الآن لقد تركت أحد أعضاء فريقك خلفك |
Kadınları çok seven biri olarak, Bunu çok uzun süre önce öğrenmen gerekirdi. | Open Subtitles | الرجل الذى يُحب إمرأة مثلك كان يجب أن يتعلم ذلك منذ فترة طويلة |
Seni öldürseydim cesedi bahçeye ya da bir yerlere gömmem gerekirdi. | Open Subtitles | لو قتلك كان يجب أن أدفنك.. في الحديقه أو مكان اخر |
Bir telepat olması gerekirdi. Bir gorilin kalp atışlarını duymuştum. | Open Subtitles | كان يجب أن يكون تخاطرا لقد سمعت نبض قلب الغوريلا |
O zaman burada çok ev olmadığı için geniş bir alana dağıtmam gerekiyordu. | Open Subtitles | لم يكن هناك الكثير من المنازل لذا كان يجب أن أغطى مساحه كبيره |
Sizin oğlunuz olduğunu ortaya çıkarması gerekiyordu, ama ne yazık ki yapmadı. | Open Subtitles | كان يجب أن يعرف كإبن لك، لكن لسوء الحظ لم يحدث هذا. |
Bak, Marge, o rahibe bağırmam gerekiyordu ama o harika biri. | Open Subtitles | أعلم أنني كان يجب أن أصرخ في الكاهن لكنه لطيف جداً |
- Neye mal olursa olsun Onu geri kazanmalıyım. Gerçekten mi? | Open Subtitles | أنا لا أهتم بما يتطلب الأمر كان يجب أن أرتدى هذا |
Sizi haberdar etmeliydim ancak, Venedik'e Daha yeni geldim ve Papa Kilise'ye bağlılığıyla bilinen son elçi eşinizin ailesini görmem konusunda çok istekliydi. | Open Subtitles | كان يجب أن أن أعلمكم بقدومي بما أنني وصلت للتو إلى البندقية بينما زوجك السفير يلفت نظر الكنيسة نسى البابا من فرط شوقه |
Senin için yapmış olmam gereken bir sürü şey vardı. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء التي كان يجب أن أفعلها لك |
Pekâlâ, kendimce sanki evliymişiz gibi rol yapıyordum, sonra otel çalışanları senin beni aldattığını sandılar, rolümü sürdürmek zorundaydım. | Open Subtitles | حسناً، ربما كنت أتظاهر بأننا متزوجان و عندما ظن الموظفون بأنك تخونني كان يجب أن أتصرف لأحافظ على كرامتي |
Başkan'ın programını ona göre ayarlamam lazımdı ama ben hata yaptım. | Open Subtitles | كان يجب أن أجعلهُ في فندق المملكة كما هو مُعتاد للرئيس ولكنني إرتكبت خطأ |
Ha, evet, Bunu duydum. Babanın onayını almak zorunda mıydı? | Open Subtitles | سمعت ذلك من حديثكما ،هل كان يجب أن يأخذ إذنه؟ |
Keşke evdeki kızına göz kulak olman için Seni tutsaydı. | Open Subtitles | كان يجب أن يستخدمك لتحرص على بقاء ابنته تلك بالمنزل. |
Bunu sana yaptığım için üzgünüm.... ...ama yıllar önce ölmüş olmalıydım. | Open Subtitles | أكره فعل هذا اليكى لكن كان يجب أن أموت منذ سنين |
Senin gibi bir serseri ile iş yapmamam gerektiğini bilmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب أن أحرص أكثر من التعامل مع متسكع مثلك |
Artık yaptığım bu ve bundan ötürü Daha mutlu bir adamım. | Open Subtitles | هذا ما كان يجب أن أفعله وأنا أكثر رجل مناسب لذلك |
Kendimi toparlamam gerekiyor. | Open Subtitles | كان يجب أن يكون لدي فحص رأس أنا لا أستحقك |