Karnını ovalama için geliyor, çünkü bunun bana şans getireceğini düşünüyor. Parikrma'ya başladığım zaman dünyayı değiştirmek için büyük bir kibir besliyordum. | TED | يأتي لكي يفرك بطنه لأنه يؤمن بأنه سيمنحني الحظ عندما بدأت باريكرما لقد بدأت مع قدر كبير من الغطرسة ، لتغيير العالم |
Bu farklı. Büyü hayatın doğal akışını değiştirmek için kullanılamaz. | Open Subtitles | هذا مختلف ,السحر لا يمكن استخدامه لتغيير النظام الطبيعي للأشياء. |
Dünyayı değiştirmeye çabalarken de mutlu olacağım. | TED | و بما أنني أسعى لتغيير العالم سوف أكون سعيدا. |
Dünyayı değiştirme amacım yok, amacım onu olması gereken hâle getirmek. | TED | أنا لا أسعى لتغيير العالم، بل أسعى للمحافظة عليه كما يجب. |
Bir hafta içinde, insanlar bu yaptığımızın asil bir girişim veya bu ülkenin suçla savaşmasını değiştirecek bir şans olduğuna dair oy verecek. | Open Subtitles | بعد أسبوع من الآن سيصوت الناس على فيما إذا كان عملنا هنا لغرض نبيل أو أنها طريقة لتغيير كيفية مكافحة الجريمة في البلاد |
Fakat bu reddetmenin veya atağın tehlikesini öğrendiğimde, bunu değiştirmenin zamanı diye düşündüm. | TED | لكن، عندما تعلمتُ عن مخاطر الرفض أو الهجوم، فكرتُ، حان الوقت لتغيير ذلك. |
Buraya önceliklerimi değiştirmek için geldim ama ilk fırsatta vazgeçiyorum. | Open Subtitles | جئت هنا مقسما لتغيير أولوياتي وفي الفرصة الأولى أترك ذلك |
Bu duygusal hayal kırıklığı ifadesini değiştirmek için ne gerekirse. | Open Subtitles | سأفعل أي شيء لتغيير هذا التعبير المليء بخيبة الأمل العاطفية. |
Görüşme yerini değiştirmek için iyi bir bahanen vardır umarım. | Open Subtitles | يستحسن أن يكون لديك . سبب مقنع لتغيير مكان اللقاء |
Onu geri ara. Fikrini değiştirmek için çok geç değil. | Open Subtitles | اتصل بها مرة اخرى , لم يتأخر الوقت لتغيير رأيك |
Senin yerinde olsaydım hemen dünyayı değiştirmek için aceleci olmazdım. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك لم أكن لأستعجل لتغيير العالم تماما بعد |
Pek çok kez olanları değiştirmek için bir şey yapma şansımız olmadı. | Open Subtitles | كثيراً ما عجزنا عن فعل أي شيء لتغيير ما كان يجري حولنا |
Ve bu ayrıca fikirlerimizi değiştirmeye de hazır olmamız gerektiği anlamına gelir. | TED | وذلك أيضًا يعني بأنه علينا أن نكون مستعدين لتغيير آرائنا. |
Bu deneyim, hayatlarımızı değiştirdi. Ve şimdi biz, bu deneyimi değiştirmeye çalışıyoruz. | TED | لقد غيرت هذه التجربة حياتنا. والآن نحن نسعى لتغيير التجربة. |
Geleceği değiştirme gücümüzün olması, bunu kullanma hakkını verir mi? | Open Subtitles | بالنظر إلى القوة لتغيير المستقبل ونحن لنا الحق في استخدامها؟ |
Dünyanın geri kalanı için durumu değiştirecek şey Amerika'da üretilen sistemlerden uzak durmak olacaktır. | TED | ما يحدث لتغيير الوضع لبقية العالم هو محاولة للابتعاد من النظم التي بنيت في الولايات المتحدة. |
Krallığın kadınlara karşı olan dehşet verici tutumunu değiştirmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لتغيير الطريقة المروّعة التي تعامل بها المملكة نسائها. |
Bilmiyorum. Buradaki herkes dünyayı değiştirip şu ya da bu şekilde değişiklik yaratmayla ilgileniyor. | TED | كل شخص هنا مهتم بتغيير العالم وصنع شيئا ما لتغيير هذا العالم ، بطريقة أو بأخرى. |
On polisi gebertene dek dövdüm, sonra stratejimi değiştirmem gerekti. | Open Subtitles | أبرحت 9 أو 10 منهم ضرباً وإضطررت لتغيير إستراتيجيتي كلياً |
Gidip yağı değiştireyim. Bu gece bizimle kalacaksın, değil mi? | Open Subtitles | سوف اذهب لتغيير البنزين ستبقى معنا الليلة، أليس كذلك؟ |
Bence en rezil yer değişikliği talebiydi bu. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو الطلب الشهير لتغيير مكان الدعوى |
Bence burada işlerin değişmesi gerekiyor. | Open Subtitles | يخشون أن الأمور ستكون لدينا لتغيير حول هنا 'م. |
Çalışma alışkanlıklarını değiştirmen gerek dostum. | Open Subtitles | لويس، الذي حصلت عليه لتغيير ما يصل روتينك، رجل. |
Duydun mu? Üç fazlıymış. Fişi değiştir. | Open Subtitles | ألم ترَ بأنّه ثلاثيّ المدخل إذاً إذهب لتغيير المقبس |
Tarihi değiştirip annemi kurtarmamın tek yolu ağacı gövdesinden kesmektir. | Open Subtitles | السبيل الوحيد لتغيير الماضي وإنقاذ أمي هي بقطع جذع الشجرة |
- Evet,çünkü yağ değişimi için... aracını durduran birini tanıyorum. | Open Subtitles | نعم ، لأنني أعرف هذا الفتى الذي ذهب لتغيير الزيت |
Hapishane ve cezaevi kültürümüzü değiştirmemiz gerekli, özellikle gençler için. | TED | نحتاج لتغيير الثقافة الموجودة في المعتقلات والسجون، خصوصاً للسجناء اليافعين. |