| dilini kedi mi yuttu? Damarına mı bastım yoksa, ha? | Open Subtitles | هل أكل القط لسانك هل أصبحت تستطيع التحكم بأعصابك ؟ |
| Gorthan, derler ki, eğer dilini donmuş bir metal parçasına değdirirsen, yapışırmış. | Open Subtitles | حسنا، جورزان، يقولون إذا لمسّ لسانك قطعة معدن متجمد انه سوف يلتصق |
| Seni parkta gezdirmek için o dilini tasma olarak kullanır. | Open Subtitles | أجل لسانك هي المقود التي تستخدمها كي تستعرضك حول الحديقة |
| Eğer sana kalsaydı, o kabloyu tutmuş... iç çamaşırına kadar tutuşmuş ve... elektrikli olduğunu daha düşünemeden dilin pişmişti bile. | Open Subtitles | لو كان الأمر يرجع إليك لكنت أمسكت ذلك السلك ووضعته على جسمك وحرقت لسانك قبل أن تفكر في أنه مكهرب |
| Sen yargıca ve papaza yalan söylerken dilinin üzerinden sürünerek ilerliyor. | Open Subtitles | و يشق طريقه نحو لسانك بينما تكذب على القاضي و القس |
| Şimdi Diline hakim ol ve bu beylere hakaret ediyim deme. | Open Subtitles | هيا أمسكي لسانك قليلا عليك أن لا تسمعي السادة كلماتك الوقحة |
| Senin bu tarzını seviyorum Bir dahakine dilini de bu tarza uydur | Open Subtitles | لماذا فعلت هذا في المرة القادمة عليك أن تظهري لهم لسانك أيضاً |
| Eh, belki de dilini, onun boğazının içine sokmaktan vazgeçerek buna başlayabilirsin. | Open Subtitles | ربما تبدأين بإخراج لسانك من حنجرته لن أتحمل كل اللوم على هذا |
| Altmış yaşındaki bir kadının ağzına dilini sokabilecek kadar nasıl uçabildiğini merak ediyorum. | Open Subtitles | اتسائل ما كمية الحشيش التي تعاطيتها لوضع لسانك بفم امرأة بعمر 60 عام |
| Bu evde adam gibi konuşmazsan dilini koparır köpeklere atarız. | Open Subtitles | وعليك أن تتحدث بشكل مهذب بهذا البيت أوسأطبخ لسانك بالحساء |
| dilini boğazıma kadar soktun ve o arada Carl'ı mı düşünüyordun? | Open Subtitles | لقد أدخلتَ لسانك في نصف حلقي و كنت تفكر بشأن كارل؟ |
| dilini ısırıp koparmamak için bu tahta kaşığı ısırsan iyi olur. | Open Subtitles | ولكن من الأفضل أن تعض هذهِ الملعقة الخشبية لتتفادى عضات لسانك |
| Benimle birgün böyle konuşacağını biliyor olsaydım eğer dilini de keserdim. | Open Subtitles | ولو كنت أعلم أنكَ ستحدثني عن موتي، كنت سأقطع لسانك أيضاً |
| Ve ambulans gelene kadar dilini yutmaman için seni dik tuttuk. | Open Subtitles | وحملك بطريقة مستقيمة حماكي من ابتلاع لسانك الى ان وصل الاسعاف. |
| Ödlek şey, niye dilini koparıp ölmedin? | Open Subtitles | جبان، لمَ لم تعض لسانك حتى الموت؟ لقد سببت مشاكل جمّة |
| dilin en az benim sabrım kadar büyük. | Open Subtitles | أنت تكبح لسانك تقريبا مثل ما أكبح أنا أعصابى |
| Yılan dilin kalbimi katılaştırdığı için o kavmin gitmesine izin vermedim. | Open Subtitles | ما كنت لأسمح فى أن يرحل قومه لكن بسبب لسانك الخادع كالأفعى أصبح قلبى غليظا |
| Muhteşem bir tanık-Sağır ve aptal. Belki de dilinin kesilmesini istersin. | Open Subtitles | الشاهد المثالي ,اطرشا وغبي ربما تريد لسانك ان يقتلع |
| Diline dikkat et yoksa sakinleşmen için seni dışarı yollayacağım. | Open Subtitles | امسكى لسانك والا سأرسلك بعيدا عن البلاط الملكى لتهدئة أعصابك، يا سيدتى. |
| Kusurlarınız sanki dilinizi giyotinle uçurmuş gibi hissettirir. | TED | هو الشعور بعيوبك تمزق وتمزع وتقتلع لسانك. |
| Çeneni kapalı tut Bernard. Konuşman sinirimi bozuyor. | Open Subtitles | يجب ان تسكت يا برنارد لأن لسانك يضايقني كثيرا |
| Harmony, eğer saçmalamaların yüzünden operasyon başarısız olursa o pembe ve kıvrım kıvrım dilini ağzından söküp alacağım. | Open Subtitles | هارموني إذا ثرثرتك المتواصلة قاطعت العملية سأقوم شخصياُ بنزع لسانك الوردي الملتوي |
| Ve siz bu bebeğe dil çıkartırsanız bebek de aynısını yapacaktır. | TED | إذا اخرجت لسانك تجاه هذا الطفل، فإن الطفل سيفعل الشيء نفسه. |
| Bunu birisine söylersen dili çekip bir jiletle kesip kedilere yem etmek zorunda kalırım. | Open Subtitles | أن أخبرت أحداً بذلك، سأقوم بقطع لسانك بشفرة حادة وأطعمهُ للقطط. |
| Böylece diliniz ve damak sırtınız gibi iç konuşma sistemlerinizi çok ince bir şekilde birleştirir. | TED | وبالتالي اشراكها بمهارة في نظام الكلام الداخلي الخاص بك، مثل لسانك والجزء الخلفي من حنكك. |
| Hani ağrıyan bir diş aklına takılır, dilinle onu hep yoklarsın ya... | Open Subtitles | تعلمون، كالتعامل مع قرحة الأسنان بطرف لسانك |
| Laflarına dikkat et abla! Onu kaybeden sensin, biz değil. | Open Subtitles | راقبي لسانك يا أختاه أنت من فقدتها وليس نحن |
| Çalıntı tatlıların dilinde bıraktığı heyecanın bedelini ödemen gerekiyor dalgalanan çarşafa dolanarak. | Open Subtitles | على لسانك ذو الحلويات المسروقة عليك أن تدفع الفاتورة متشابك في الأكفان |
| Söylediklerine dikkat et yoksa seni onunla yalnız bırakırım. | Open Subtitles | راقب لسانك أو سوف أترك لكم وحده معها. |