"للبقاء" - Traduction Arabe en Turc

• kalmak
• kalacak
• kalmayı
• kalmaya
• kalma
• kalmam
• kalmanın
• kalması
• kalıp
• kalman
• olmak
• kalabilmek için
• kalmamız
• kalmasını
• kalabilirsin

Bunlardan biri belli ifadelerin hayatta kalmak için önemli olması.
إحداها هي أن بعض التعبيرات مهمة للبقاء على قيد الحياة.

Deliler gibi yalvardıktan sonra nihayet yanında kalmak için izin alabilmiştim.
لقد حصلت على اذنه للبقاء بقربه بعد ان كدت ان اجن

Kimsenin kalacak bir yeri yok. Kimse şimdi ne yapmamız gerektiğini bilmiyor.
لا احد عنده مكان للبقاء فيه لا احد يعرف ماذا يفعل لاحقا

Çembere girebilmek çok uzun zamanımı aldı ve orada kalmayı düşünüyorum.
استغرقني الأمر كثيراً من الوقت لأدخل دائرتهم و أخطط للبقاء هناك

Tahliye edilmişler ve bu gece Kuzey'e ailesinin yanında kalmaya gidiyorlarmış.
مالية ,وقد تم طردهم وقد توجت شمالاً الليلة للبقاء مع عائلتها

Sizin ksabayı terk etme sebebiniz benim kalma sebebimle aynı.
أسباب رغبتك بمغادرة البلدة هي ذات أسباب قدومي للبقاء بها

Tamam, uçaktan inemedim, onların balayı suitinde kalmak zorunda kaldım
لم أجد طائرة للعودة، لذلك اضطررت للبقاء فى جناحهما الخاص

Dahası, biz, hayatta kalmak için mümkün olduğunca uyumlu davranan kazananların soyundan geliyoruz ve onların genlerini devam ettiriyoruz.
بالإضافة إلى ذلك ، نحن ننتسب إلى أسلاف كانوا هم المنتصرين.. في تكيفهم بكل طريقة ممكنة للبقاء وتمرير جيناتهم.

Sadece kalmak için bir yerden daha fazlasını arıyor olabileceğini ummuştum.
تمنّيت لو انك كنت طلبت منى أكثر من مجرد مكان للبقاء

ağrıyı dindirmek, hastalığı yenmek, sağIıklı kalmak için insanlara yardım etmem gerekiyor.
أنا من المفترض أني أساعد الناس ليسيطروا على ألمهم لهزيمة المرض,للبقاء أصحاء

Kurtulur kurtulmaz, Amerikalılar sığınma verene kadar kalacak bir yerim var.
عندما أصبح حراً، لدي مكان للبقاء ريثما يضمن لي الأمريكيون اللجوء

Bu gece, bir ölümün daha gerçekleşirse yaşamak için son şansın kalacak.
الليله لو ان الموت عاد مجددا سوف تبقى لك فرصه اخيره للبقاء

Ona bakmanı yani. Biraz rahatsız ve kalacak bir yere ihtiyacı var.
اريدك ان تهتم به ، إنه مريض ، ويحتاج لمنزل للبقاء به

Bir gece daha kalmayı planlıyorsanız, öğlene kadar ödeme yapmalısınız.
يجب دفع الإيجار مساءاً لو كنت تخطط للبقاء لليلة أخرى

kalmayı çok isterim fakat halihazırda babama yazdım ve beni bekliyor olmalı.
أنا أحب كثيرا للبقاء ولكن سبق لي كتب إلى أبي وأنه سيكون تتوقع لي.

Belki, daimi baskı karşısında, hayatta kalmaya dair ilkel içgüdülerim yaylarla bağlantıya geçmiştir.
ربما، في مواجهة الضغط المستمر، غريزة رجل الكهف للبقاء على قيد الحياة إرتبطت بالأقواس.

Yinelenen suistimalden muzdarip bir zihnin umutsuzca hayatta kalma çabası.
إنها وسيلة يائسة للبقاء بالنسبة لروح قد عانت إساءات متكررة

Yarına kadar buraya varamaz. Bu durumda, kalmam gerek.
لن يصل إلى هنا حتى الغد يبدو أننى مضطر للبقاء

Çünkü onun inadı ve açgözlülüğüyle kalmanın yol olmadığını anladım.
لأني لم أجد طريقة أخرى للبقاء حياً لأن إصراره وطمعه

Birinin evde daha .ok kalması gerekiyorsa kim işini bırakıyor dersiniz?
من برأيكم يترك العمل عندما تكون هناك حاجة اكثر للبقاء في المنزل.

Doktorun evde kalıp dinlenmesini ve yarına bir şeyi kalmayacağını söyleyin.
والطبيب قال بأنها تحتاج للبقاء في البيت والراحة، وستصبح بخيـر غدا.

Bak, burada kalman için bir sebep olmadığını biliyorum.
أنظري , أنا أعلم أنه ليس لدي سبب للبقاء هنا

Dürüst olmak gerekirse, oğlunun sana bizimle kalmak için yalvarmasına biraz şaşırdık.
لنكون صريحين ، لقد تفاجئنا قليلا بإن ابنك قام باستجداءك للبقاء معنا

Onun için seçtiğin yolda kalabilmek için çok mücadele ediyor.
لقد سعت جاهدة للبقاء على المسار الذي إخترتهُ أنت لها

İnsanlar olarak hayatta kalmamız için gereken tek şeyi şu anda yok ediyoruz: Gezegenimizi.
كوننا بشر، الآن نحن ندمر الشيء الوحيد الذي نحتاجه للبقاء على قيد الحياة: كوكبنا

Şimdi bu köylüler, gerillaların ayakta kalmasını sağlayan köklerdir.
حسنا, هذه القرى تمثل الجذور التي يعتمد عليها رجال العصابات للبقاء

Eğer kalacak bir yere ihtiyacın varsa, burada kalabilirsin.
إذا احتجت لمكان للبقاء أنت هنا على الرحب والسعة تسمعني