Yalnızca büyük resmin görülebilmesini engellemek için gerçekleştirilmiş bir çaba. | Open Subtitles | و كل ذلك لمنع أى شخص من رؤية الصورة كاملة |
Kural çiğnemedim. Bir suç girişimini engellemek için araya girdim... | Open Subtitles | لم أكسر أي قانون , لقد تدخلت لمنع نشاط إجرامي |
Ayrıca KGB seni kaçırmasın diye, seni korumak için. Sakin ol dostum. | Open Subtitles | ايضا لمنع مخابرات السوفيت من اختطافك انهم من اجل حمايتك استرخ ياصديقي |
Enfeksiyonunun bir suikast girişimi olduğuna inanıyoruz ve ikinci bir girişimi engellemenin en iyi yolunun bu olduğunu düşündük. | Open Subtitles | لدينا ما يدفعنا للاعتقاد ان اصابتها بالعدوى كانت محاولة اغتيال وفكرنا ان هذه افضل وسيلة لمنع اي هجوم ثاني |
Orası sökülüyor ve kimse onu durdurmak için bir şey yapamaz. | Open Subtitles | إنّه ينحلّ وما من أحد قادر على فعل شيء لمنع ذلك. |
Kontraseptifler bu süreci önlemek için tasarlanmışlardır ve üç ana yöntemle çalışırlar. | TED | تم تصميم وسائل منع الحمل لمنع هذه العملية، وتعمل بثلاث طرق رئيسية. |
Baylar, ben bir savaşa engel olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ايها السادة، أنا أحاول لمنع الحرب لا أبدأ واحدة |
Onu yok, onu tüketen güç tutmak için tek yoldur. | Open Subtitles | إنها الطريقة الوحيدة لمنع القوة من السيطرة عليها ، تدمّرها |
Eğer özetlersek gemi patlamak üzere ve şimdi durdurmanın imkanı yok. | Open Subtitles | لنلخّص الوضع، السفينة على وشك الإنفجار، ولا توجد وسيلة لمنع ذلك |
Sadece kristal kaybolmuş. Dışarıya tuşlamayı engellemek için birisi onu ortadan kaldırmış. | Open Subtitles | إنّ البلور مفقود، شخص ما أخذه لمنع أي شخص آخر من الأتصال |
O sınırlamayı limitlemek o beyin gücünün doğal bir şekilde küçülmesini engellemek içindi. | Open Subtitles | كان الهدف منه التقليل من ذلك التحديد، لمنع التناقص الطبيعي لتلك القمة العقلية. |
Sinyali engellemek için en azından 1.8 metre kalınlığında katı çelik gerekir. | Open Subtitles | يجب أن تكون فى منطقة محاطة بست طبقات من الحديد لمنع الارسال |
Buna mikro-basım deniyor. Maliye Bakanlığı, banknotların fotokopisi çekilmesin diye böyle yapıyor. | Open Subtitles | تسمى الطباعة الصغرى,خدعة قامت بها وزارة الخزانة لمنع نسخ الورقة النقدية الأمريكية |
Ama daha çok zarar görmesin diye önümüzdeki 24 saat konuşmamanı öneririm. | Open Subtitles | لمنع المزيد من الضرر، أقترح عليك الإمتناع عن الحديث للـ24 ساعة القادمة. |
Beyinde hasar oluşmasını engellemenin tek yolu vücut ısısını düşürmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لمنع تلف المخ هي بتخفيض درجة حرارة الجسم |
Önlemek veya durdurmak için hiçbir şey yapmadığımızdan sayılar artmaya devam ediyor. | TED | الأرقام تزداد لأننا لا نفعل شيئاً لمنع الأمر أو لوقفه. |
Diğer pıhtıları önlemek için heparin vermeye başladım ama hâlâ neler olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | بدأتُ معها بالهيبارين لمنع جلطات أخرى، لكنّنا ما زلنا لا ندري ما يحدث |
Planlama yapan herkesin odağında Berlin'e bir Sovyet müdahalesine engel olmak için askeri harekat gerekeceği tehlikesi yatıyordu. | Open Subtitles | كان إهتمام المخططين ينصب على مواجهة التهديد وإمكانية الإضطرار إلى إتخاذ إجراء عسكري لمنع التحرك السوفياتي إلى برلين |
Hadrianus barbarları dışarıda tutmak için duvarı yapmıştı. | Open Subtitles | أن هيدريان قد إستخدم حائطه لمنع البربر من الدخول |
Ama tüm bu hikayeyi durdurmanın bir yolu olmalı. | Open Subtitles | و لكن لابد ان هناك طريقه لمنع تسرب هذه المعلومات |
Başka kazaların önlemenin tek yolu bu zavallının blöfünü görmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لمنع اي حادث هو ان نخدع هذا المختل |
Ocak 2003'te, 40 ülke "Kimberley Süreci"ni imzaladı- 'Çatışma Elmasları'nın akışını engellemeye yönelik bir girişim. | Open Subtitles | في كانون الثاني 2003 وقعت اربعين دوله على اتفاقية كيمبرلي لمحاولة لمنع تدفق الماس من الدول التي بها نزاعات |
O polisler Travis, Kellog'un ordusunun yapmaya çalıştığı şeyi önlemeye çalışırken öldüler. | Open Subtitles | هذه المكاتب ترافيس، مات في محاولة لمنع ما يريد جيش كيلوج فعلة؟ |
Hayvanlar üzerinde pıhtılaşmayı önleyecek bir ilaç pompası deneyi yapıyorlar. | Open Subtitles | الذين قاموا بتجارب على الحيوانات لمضخة أدوية صغيرة لمنع التجلط. |
Tespih, bunun gibi bir izinsiz girişe karşı korunuyor olmalı. | Open Subtitles | هذه المسبحة محمية، على مايبدو لمنع أى إقتحام مثل هذا. |
Kuzey Afrika'daki nükleer çoğalmayı engelleme, yere yığıldınızda buna aracılık ediyordunuz. | Open Subtitles | لمنع الانتشار النووي في شمال أفريقيا ذلك ما كنت تتوسطي فيه عندما انهرت |
Buna mani olmak için yapabileceğin bir şeyin olmadığına emin misin? | Open Subtitles | أنت متأكد لم يكن هناك شيء يمكنك القيام به لمنع ذلك؟ |