Kayıtlarda hem abisi, hem de suç ortağı olarak geçiyorsun Scott. | Open Subtitles | بإلإضافة إلى كونك أخيها الأكبر أنت مُسجل كشريك متواطئ ، سكوت |
İki katilin de suç ortağı olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن أحدا متواطئ معها لتتم الجريمتين |
Hayır, o Doktor Olaf ve o doktor onun suç ortağı. | Open Subtitles | لا,أنه الكونت أولاف و هذا الطبيب متواطئ معه |
Başından beri yalanına ortak oldun. | Open Subtitles | كنت متواطئ مع كذبته منذ البداية |
Arabada kendisini bekleyen bir suç ortağının olduğunu bilmek de bir his miydi? | Open Subtitles | وهو كان يحسّ أيضا بأنّه كان عنده متواطئ ينتظر في السيارة؟ |
Suça dahil olduğumu düşünmemene sevindim. | Open Subtitles | سعيد أنني علمت أنك لا تعتقد أنني متواطئ في الأمر |
Belki bir işbirlikçiye gönderilmiş bir mesaj olabilir. | Open Subtitles | قد تكون هذه رسالةً إلى متواطئ |
Kendini kandırmaya uğraşma. Sen de suç ortağısın. | Open Subtitles | لا تخدع نفسك، أنّك متواطئ. |
Seyirciler içindeki suç ortağından öksürük mü? | Open Subtitles | أمّ ساعل متواطئ مِن الجمهور ؟ |
Biz onun Pauly Flores adında bir suç ortağı olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | مالمنكننعرف و كان متواطئ اسمه بولي فلوريس. |
Polise kredi kartı sahtekârlığı işinde suç ortağı olduğunu da söyleyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أخبرالشرطة أنك متواطئ في عملية سرقة بطاقة مصرفية |
Mark Sanford suç ortağı. Kiralık katili o ayarlamış. | Open Subtitles | مارك سانفورد متواطئ معه هو من ارسل القاتل |
Pekâlâ, kocasına kazık attıysa belki bir suç ortağı vardır. | Open Subtitles | ،حسناً، إنّ خطفت زوجها ربما يكون معها متواطئ |
Boston limanındaki cesetlerde bir de suç ortağı vardı. | Open Subtitles | كان هناك متواطئ مع الهيئات في ميناء بوسطن |
Bir suç ortağı perdelere kan püskürtür ve bu şekilde, açık intiharına aşağıdaki korkmuş kalabalık tanıklık etmiş olur. | Open Subtitles | يرش متواطئ الدم على الستائر وبالتالي يبدو انتحارًا من قبل حشد مرعوب بالأسفل |
Dinleyin. O suç ortağı ve son derece tehlikeli olabilir. Karşı koyarsa, indirin. | Open Subtitles | أنصتوا، أرجّح أنّه متواطئ ونافذ الخطورة، فأردوه إن قاوم. |
Zamanında basılan gazeteler Clark'ın suç ortağı olabileceğini ileri sürmüş. | Open Subtitles | تقارير صحيفة في ذلك الوقت اقترحت بأن كلارك ربما قد يكون لديه متواطئ |
Ve bu kişi Norman'ın çevirdiği dümene en başından beri suç ortağı olmuştu. | Open Subtitles | وذلك الرجل كان متواطئ مع حيلة نورمان منذ البداية |
Cinayete ortak olamam. | Open Subtitles | و سأكون متواطئ في قتله |
Efendim,bir suç ortağının ona yardım ettiğini düşünüyoruz | Open Subtitles | حسناً ، يا سيدي ، نعتقد أنّ لديه متواطئ كان يساعده في ذلك |
Suça dahil olup olmadığımı bilmek istiyor musun? | Open Subtitles | هل تود أن تعرف ما إذا كُنت متواطئ ؟ |
Belki bir işbirlikçiye gönderilmiş bir mesaj olabilir. | Open Subtitles | قد تكون هذه رسالةً إلى متواطئ |
Hem de derinlemesine, sen suç ortağısın. | Open Subtitles | أنت في العمق، أنت متواطئ |
Seyirciler içindeki suç ortağından öksürük mü? | Open Subtitles | أمّ ساعل متواطئ مِن الجمهور ؟ |